Güncelleme Tarihi:
Eğitimde yapılan önemli değişikliklerden biri de okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alma çalışmaları. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından pilot uygulama bu yıl başlatıldı. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) da, bu konuda bir araştırma yaptı. Kurumların 0-5 yaş aralığındaki 4 bin 363 çocuk ve 3 bin 220 anneyle yaptığı ‘Türkiye’de Erken Çocukluk Bakımı ve Okul Öncesi Eğitime Katılım’ araştırmasına göre, okul öncesi eğitime katılım çocuğun yaşı büyüdükçe ve hane halkının ekonomik seviyesi yükseldikçe artıyor. Okullaşma oranı yoksullar arasında daha düşük. En yoksul yüzde 20’lik dilimden gelen 3 yaşındaki çocukların okul öncesi eğitime katılım oranı yüzde 2, bu oran 4 yaşta yüzde 17.
MEB’İN HEDEFLERİNİN ALTINDA
Türkiye’de okul öncesi eğitime katılım son 10 yılda artmasına rağmen, okullaşma oranları hem Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalamasının hem de geçtiğimiz yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından belirlenen hedeflerin altında. 2004-2005 yılında yüzde 10’un biraz üzerinde olan 3-5 yaş net okul öncesi okullaşma oranı 2016-2017 yılında yüzde 35.2’ye ulaştı. Bu oran 4-5 yaş için yüzde 45.7, 5 yaş için ise yüzde 58.8. Araştırmada, erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitiminin sadece çocuk gelişimi değil, toplumsal cinsiyet eşitliği ve Türkiye’nin kalkınma politikaları için de kritik bir müdahale alanı olduğu belirtildi. Ayrıca eğitim politikalarının 5 yaşta okullaşmayı olumlu etkilediği belirtilerek, yeni hedefin 3-4 yaş grubu olması önerildi. Çalışmada öne çıkan bulgular özetle şöyle:
TÜRKİYE GENELİNDE ORAN DÜŞÜK
-3-5 yaşta okullaşma oranı Türkiye genelinde düşük olmasına rağmen, yoksullar arasında daha da düşük. En yoksul yüzde 20’lik dilimden gelen 3 yaşındaki çocukların okul öncesi eğitime katılım oranı yüzde 2, 4 yaşta ise yüzde 17. 5 yaşta okul öncesi ve ilkokula toplam katılma oranı yüzde 69. En zengin yüzde 20’lik dilimdeki çocukların 3 yaşta okul öncesine katılım oranı yüzde 33, 4 yaşta yüzde 71. 5 yaşta okul öncesi ve ilkokula katılma oranı yüzde 92.
- Okul öncesi eğitime katılımı etkileyen en önemli değişkenler ailenin ekonomik seviyesi, annenin eğitim düzeyi ve istihdam durumu. Her üç değişken de en çok 4 yaş okullaşma oranlarını etkiliyor.
- 3 yaş grubundaki çocukların evde annelerinin yanında olmaları gerektiğiyle ilgili sosyal normlar çok güçlü. Bu yaş grubunda erişilebilir ve düşük maliyetli erken çocukluk bakımıyla okul öncesi eğitimden faydalanmanın düşük seviyede olmasına; sosyal normlar ve bu yaşa yönelik kurumsal kapasite eksikliği öncelikli sebepler olarak gösterilebilir.
YOKSULLAR DİREK İLKOKULA
- Varlıklı ailelerin ve eğitimli annelerin 5 yaşındaki çocukları okul öncesi eğitime devam ederken, en yoksul kesimin çocuklarının doğrudan ilkokula kaydolma olasılığı çok daha yüksek. 5 yaş için var olan okul öncesi ve ilkokul seçeneklerine olan talepte sosyoekonomik statüler arası farklılık, sosyal eşitsizliğin bu erken yaşta yerleşmesine neden oluyor. Sosyoekonomik statünün ise yerleşim yeri, etnik ve kültürel farklılıklar, cinsiyet gibi etkenlerin önüne geçerek okul öncesi eğitime katılımı en çok etkileyen nedenler olarak öne çıktığı görülüyor.
5 YAŞTA TALEP BÜYÜK ORANDA KARŞILANIYOR
- Türkiye’de 5 yaş için okul öncesi eğitim talebi büyük oranda karşılanıyor, ancak 4 yaş grubunun önündeki engel ise ailelerin gelir durumu ve sosyoekonomik statüleri. Ailelerin sosyoekonomik durumu hem kamu hem de özel sektörde okul öncesi eğitimi hizmet ücretlerini ödeyebilirliklerini, dolayısıyla katılımı etkiliyor.
ÖNERİLER
HEDEF 3 VE 4 YAŞ GRUPLARI OLMALI
Raporda, erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitim politikalarının geliştirilmesine yönelik önerilerse şöyle sıralandı:
-Türkiye’de eğitim politikaları 5 yaş grubunun okullaşmasını olumlu etkiledi ancak okul öncesi eğitime katılım halen az. Bundan sonra politikalar 3 ve 4 yaş gruplarını da hedef almalı.
-Okul öncesi eğitimde arzı artırmaya yönelik farklı politikalar devreye girmeli.
-Yoksul ailelerin katılımını olumsuz etkileyen okul öncesi eğitim, özellikle kamu hizmetlerinde ihtiyaç sahibi kitleler için ücretsiz olmalı.
-Çeşitli nedenlerden dolayı dezavantajlı konumda olan çocukların eğitim hakkının sağlanması önemli.
-Küçük yaştaki çocuklara (özellikle 0-4 yaş arası) annelerin bakmasıyla ilgili sosyal normların gelişmesi için yapılan savunuculuk çalışmaları önemli.
-Bu programların niteliği, benimsenecek her kamu politikasında gözetilmeli.