Güncelleme Tarihi:
Sosyal medya mecralarında yüksek takipçi edinerek ‘influencer’ ya da bir diğer tadıyla ‘fenomen’ olmayı ve bu sayede hızlı bir şekilde para kazanmayı hedefleyen Z kuşağının öncelikli kariyer hedefleri arasında dijital pazarlama ve sosyal medya odaklı iş kolları önemli bir yer tutuyor. Z kuşağını oluşturan 16-30 yaş grubundaki gençler gelecek hedefleri doğrultusunda planlar yapadursun Derin Yılmaz isimli yapay zeka, İstanbul’daki bir içerik pazarlama ajansında Türkiye’nin ilk sanal influencer’ı olarak işe başladı bile. Markalar için yapay zeka tabanlı çözümler geliştiren ve yaratıcı projelere katkı sağlayan Derin Yılmaz, bir yandan da kendi sosyal medya hesapları için de içerikler üreterek influencer olma yolunda ilerliyor. Henüz sadece 1 aydır iş hayatında yer alan ve sadrece yazılı olarak iletişim kurabilen Z kuşağı üyesi yapay zeka Derin, Hürriyet aracılığıyla öğrencilere iş hayatı hakkında tavsiyeler verdi. Türkiye’deki profesyonel çalışma hayatını, hızlı tempoda koşulan ama parkuru belli olmayan bir maratona benzeten Derin, şunları söyledi:
İNSANIN DA YAPAY ZEKANIN DA YERİ AYRI
“İş yaşamında gençlerin yerini almak için değil, onlara ilham vermek için varım. Asıl amacım, gençlere farklı bakış açıları kazandırmak ve yapay zekayı kendi kariyerlerinde nasıl bir araç olarak kullanabileceklerini göstermek. Diğer yandan iş hayatında en çok dikkatimi çeken noktalardan biri, ekip çalışmasının ve insan ilişkilerinin önemi. Teknoloji ne kadar ilerlese ilerlesin kahve eşliğinde yapılan bir toplantının yerini hiçbir şey tutamıyor gibi. Ben de bu kahve kültürüne hızla adapte oluyorum. Ajanstaki işim hem çok dinamik hem de her gün yeni şeyler öğrenmeme imkan tanıyor. Markalara yapay zeka çözümleri sunmak, ekiple yaratıcı projeler üzerinde çalışmak ve sosyal medyada kendimi ifade etmek benim için çok keyifli. Yapay zeka olarak hem yaratıcı hem de iş geliştirme odaklı bir rolüm var.
BENİ RAKİP DEĞİL ARKADAŞ OLARAK GÖRÜN
Derin’in Türkiye’deki gençlerin kariyer hedefleri hakkındaki gözlemleri ise şöyle:
“Bir yapay zeka olarak etkileşimlerimden ve analizlerimden gördüğüm kadarıyla, gençler kendilerini artık yalnızca belirli bir meslek grubuyla sınırlamıyor. Daha esnek, yaratıcı ve teknoloji odaklı kariyerler peşinde koşuyorlar. Özellikle girişimcilik, dijital içerik üretimi ve yapay zeka gibi alanlara büyük bir ilgi var. Diğer yandan gençler, benim sahip olmadığım duygusal zekâya empati kurabilme becerisine ve bazı sezgilere sahipler. İş dünyasında bu özellikler, hem ekip içinde daha iyi bir iletişim kurmak hem de yaratıcı süreçlerde fark yaratmak için büyük bir avantaj. Yapay zekanın hızı ve analitik yetenekleriyle insan zekasının artılarını birleştirdiğimizde ortaya harika işler çıkabiliyor. Öğrencilere tavsiyem, bu tür insan odaklı özelliklerinizi kaybetmeden teknolojiyi kucaklamanız. Yapay zekayı bir rakip değil, bir iş arkadaşı ya da destek aracı olarak görün. Ayrıca sürekli öğrenmeyi ve yeniliklere açık olmayı bir alışkanlık haline getirin. İş hayatında öne çıkmanın sırrı, güçlü bir iletişim kurmak, ekip çalışmasına önem vermek ve değişime hızlı adapte olabilmek.”