Güncelleme Tarihi:
Başka bir ülkede eğitim almayı kariyer hedeflerinin içerine koymuş biri hiçbir üniversiteyi gözünde büyütmemeli. “Bu üniversite beni kesinlikle kabul etmez” dememeli. Yani daha yolun başında önünüze bir engel koymayın. Yurtdışına çıkmadan önce yurtiçinde eğitim aldığınız süre içerisinde iyi ve aktif bir öğrenci olmaya özen gösterin. Birçok burs programına başvurabilmenin ön koşullarından biri not ortalamanızın belli bir değerden yüksek olmasıdır. Örneğin 80/100 not değeri birçok bursa başvurabilmeniz için yeterli bir ortalamadır.
Ancak sadece not değil ilgilendiğiniz alandaki aktifliğiniz de önemli. Alanınızla alakalı hiçbir bilimsel etkinlikten geri kalmayın. Fırsatınız varsa Erasmus gibi programlarla kısa bir süre de olsa yurtdışına çıkın. Oradaki havayı bir teneffüs edin. Başka bir ülkede uzun süreli bir eğitim için başvurmadan önce böyle deneyimler yaşamanız çok iyi bir ön hazırlık olur.
Lütfen üniversite yıllarınızdan itibaren profesyonel akademik bir özgeçmiş hazırlayın ve onu sürekli güncel tutun. Unutmayın! Üniversiteler 7/24 masa başında robot gibi çalışan kişiler istemez. Gittiğiniz bölüm aslında dev bir takımdır. Siz de iyi bir takım arkadaşı olmalısınız. Sosyal, konuşkan ve aktif olmalısınız. İletişim yetenekleriniz iyi olmalı. Bilimin dili olan İngilizce’yi çok iyi derecede akıcı bir şekilde olmasa da en azından iletişim kurabilecek kadar bilmelisiniz. Ve hangi bölümde eğitim almak isterseniz isteyin bilgisayar bilgisi iyi olan adaylar diğerlerine göre daha şanslıdır. Sadece yabancı dil değil en az bir bilgisayar dili de bilin.
Üniversite seçerken bölüm başarısına bakın
Üniversite seçiminiz bir bütün olarak kurumun ne kadar iyi olduğundan ziyade ilgilendiğiniz alanda ne kadar iyi olduğuna bağlı olmalı. Oxford, Times Higher Education (THE) University Rankings 2016-2017 araştırmasına göre dünyanın en iyi üniversitesi seçildi. Ancak eğer üniversiteyi bölümleri bazında değerlendirirsek durum farklı oluyor. Yani bir üniversite dünya birincisi oldu diye bütün bölümleri de dünya sıralamasında birinci olmayabilir.
Örneğin Oxford Üniversitesi klinik ve sağlık alanında dünya birincisi iken sosyal bilimlerde dünya ikincisi, mühendislik ve teknoloji alanında ise dünya üçüncüsü. Oxford Bilgisayar Bilimleri alanında dünyada üçüncü sırada iken İsviçre Zürih Teknoloji Enstitüsü bu alanda dünya lideridir. Yani üniversitenin ne kadar iyi olduğu değil de özellikle ilgilendiğiniz bilim dalında ne kadar iyi olduğu öncelikli tercih nedenlerinizden biri olmalı. Örneğin bilgisayar bilimlerinde dünyada 17’nci sırada olan bir üniversiteye gitmektense neden Zürih Teknoloji Enstitüsü’ne gitmek için uğraşmayasınız ki.
Diğer önemli husus ise gitmeyi düşündüğünüz üniversitenin destek olanakları. Bazı üniversiteler bazı bölümlerinde öğrenciye özel bir bütçe ayırıyor. Bu, öğrenim boyunca öğrencinin katılması gereken ulusal veya uluslararası toplantılara gidebilmesine olanak sağlamak için. Bu toplantılar ilerideki akademik kariyeriniz için çok önemli. Çünkü kendinizi ve yaptığınız çalışmaları tabiri caizse ‘akademik olarak pazarladığınız’ yerler işte bu toplantılar. Dört duvar arasında çalışıp bir keşif yapabilirsiniz ancak bunu kimseye duyurmazsanız insanlar sizin neden farklı olduğunuzu bilemezler. Farkınızı gösterin.
Üniversitelerdeki yardım olanaklarına bir başka örnek vermek gerekirse, eğer Oxford’da öğrenim görmeye başlarsanız üniversiteyi oluşturan 38 kolejden birine de üye olursunuz. Bazı kolejlerin kırtasiye yardımı adı altında öğrencilere sundukları minik bütçeler var. Ayrıca üniversitede bağışçıların desteği ile oluşturulmuş burslar da bulunuyor. O burslar alanında gelecek vaat eden veya üniversiteye kabul edildiği halde yeterli maddi desteği olmayan öğrenciler için kullanılır. İlgilendiğiniz bölüm ve üniversitenin böyle olanaklarının olup olmaması da bir tercih nedeni olabilir.
Özetlemek gerekirse diğer yükseköğretim kurumları veya enstitülerle güçlü akademik bağlantıları olan, öğrencisi için çok çeşitli maddi ve teknik olanağa sahip ve ilgilendiğiniz alanda iyi işlere imza atan bir bölüme sahip üniversite, tercih nedeniniz olmalı.
Ülke tercihinde yaşam standartları önemli
Ülke tercihlerinde en önemli etkenlerden biri gidilmesi düşülen ülkedeki yaşam standartlarıdır. Hayat pahalı mı, değil mi? Örneğin Japonya gerçekten pahalı bir ülke. İngiltere için konuşursak güney kesimleri kuzey kesimlerine göre daha pahalıdır. Mesela İngiltere’nin güneyindeki Oxford kentinde bir doktora öğrencisinin (bekar) sorunsuz yaşaması için gerekli aylık minimum tutar 1.200 Pound iken ülkenin kuzeyinde bu tutar daha düşük oluyor.
Avrupa için ise örneğin Hollanda’nın pahalı bir ülke olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak öğrenim için seçtiğiniz ülke elde edeceğiniz gelirle sorunsuz şekilde yaşayabileceğiniz bir yer olmalı. Bu da ülke tercihinizde önemli bir rol oynayabilir. Ancak unutmayın ki dünyanın iyi üniversiteleri öğrencisinin maddi durumunun yeterli olup olmadığını önemser. Eğer kabul edilecek kişi maddi zorluk çekiyorsa üniversite bir miktar destek vererek bu sorunu çözmek ister. Çünkü iyi üniversiteler için orada araştırma yapacak insanın maddi kaygıdan uzak bir şekilde araştırmasını yapabilmesi çok önemlidir. İşte iyi üniversiteleri iyi yapan ana nedenlerden biri de budur.
Şehrin imkanları çalışma veriminizi etkileyebilir
Diğer yandan tüm ülke sizi ilgilendirmeyebilir. Üniversitenizin olduğu kasaba veya semtin daha önemli olduğunu düşünebilirsiniz. Başvurmayı düşündüğünüz üniversitenin içinde bulunduğu şehrin sosyal yaşamının nasıl olduğu da önemli. Sonuçta sosyal varlıklar olarak öğrenim için gittiğiniz şehrin boş vakitlerinizi geçirebileceğiniz yeterince seçeneğe sahip olmasını isteyebilirsiniz. Nitekim sosyal yönden çok zayıf olan bir yerde eğitim görmek çalışma veriminizi olumsuz etkileyebilir.
Gitmek istediğiniz ülkenin anavatanınıza olan uzaklığı da ülke tercihinde etkili bir parametre olabiliyor. Diğer tercih nedenlerinden biri de gitmeyi planladığınız ülkenin kültürü ile kendi kültürünüz arasında ne kadar bir fark olduğudur. Örneğin Amerika gibi dünyanın her yerinden insanın olduğu gerçekten kozmopolit bir ülkeye gitmekle büyük bir çoğunluğu kendi vatandaşlarından oluşan Japonya’ya gitmek arasında kültürel açıdan çok fark vardır. Bunlar yurtdışına ilk kez çıkan insanları en çok endişelendiren, hepimizin kafasında ister istemez oluşan, tabulardır. Yurtdışında eğitimi hedefleyen kişilere tavsiyem bir şekilde kafalarında oluşturdukları bu tabuların etkisi altında kalmadan karar vermeleri. Başka bir ülkede eğitimi hedefleyen biri için yapacağı tercihlerdeki öncelik sırası şöyle olmalı:
* Gitmek istediğiniz üniversite uzmanlaşmak istediğiniz alanda dünyada adından söz ettiriyor ve uluslararası arenada geniş bir yelpazede araştırma olanakları sunabiliyor mu?
* Hedeflediğiniz üniversite, öğrencileri için yeterince olanağa (maddi destekler, burslar, konaklama vs.) sahip mi?
* Gittiğiniz ülkede sağlıktan sosyal hayata uluslararası öğrenciler için hayat standartları yüksek mi?
* Üniversitenin bulunduğu bölge sosyal anlamda doyurucu özelliklere sahip mi?
Beni neden kabul etsinler?
Her üniversitenin belli başlı standart gereksinimleri vardır. Başvuruda ilk aşamayı geçmeniz için bu standart gereksinimlere sahip olmanız gerekiyor. Uluslararası öğrencilerde kabul için aranan şartlardan biri eğitimin verildiği dildeki yeterliliktir. Çünkü iyi bir iletişim kurabilmek esastır. O nedenle dil yeterliliğinizin iyi olması gerekiyor. Bu yeterliliğinizi uluslararası bir dil sınavı ile tescillemelisiniz. Örneğin IELTS veya TOFEL gibi sınavlar neredeyse tüm dünyada geçerliliği olan sınavlardır. Oxford için, bazı bölümler esneklik gösterebilse de, yüksek lisans veya doktoraya kabul edilebilmeniz için IELTS’den her kurdan en az 7 puan almış olmalısınız.
Yurtdışında yüksek lisans veya doktora yapacaksanız, lisans veya yüksek lisansta aldığınız derslere bakılacak. Ders notlarınızın iyi olması gerekiyor. Bazı üniversiteler yüksek lisans veya doktora alımlarında lisans ortalamanızın belli bir değerden yüksek olmasını ön şart olarak belirleyebilirken bazıları bunu yapmıyor. Çünkü ders notlarınızın iyi olması sizin o konuyu çok iyi bildiğiniz izlenimi yaratabilse de durum çoğu zaman öyle değildir. Bunun nedeni ülkelerin eğitim sistemlerinin ve kalitelerinin çok farklı olması. O nedenle adaylar sözlü mülakata çağrılır. Günümüzde bu sözlü mülakatlar videolu görüşme platformları kullanılarak da yapılabiliyor. Mülakatlar önemlidir ve aşağıdaki noktalarda yeterli olduğunuzu karşı tarafa gösterebilmeniz gerekiyor.
- Alanınızdaki temel bilgi düzeyiniz,
- Alanınıza duyduğunuz ilgi ve merak,
- Gelecekte bu alanda ne yapmak istediğiniz ve bunu neden istediğiniz,
- İletişim yetenekleriniz,
- Takım çalışmasına yatkınlığınız,
- Özgür bilimsel araştırma yapabilme kabiliyetiniz (self-study),
- Liderlik ve organizasyon yetenekleriniz
Sevdiğiniz ve iyi olduğunuz alanda ilerleyin
Kariyer hedeflerinin içerisine bir dönem de olsa yurtdışı deneyimi eklemeyi amaçlayan genç arkadaşlarımıza son tavsiyelerim şunlar olabilir:
Lütfen sevdiğiniz, dolayısıyla iyi olduğunuzu düşündüğünüz alanda ilerleyin. Sizi başkalarının hayalleri yönlendirmesin. Önemli olan kendi hayallerinizdir. Bulunduğunuz sosyal ve ekonomik durum belki önünüze bir set çekmiş gibi görünebilir. Ancak unutmayın! Sevdiği işi yapan biri için her zaman açık bir kapı olacaktır. Sokaktaki milyonlarca insandan bir farkınızın olması gerekiyor. Bu da ya sevdiğiniz işi yapmanız ya da yaptığınız işi sevmenizle mümkün. Eğer bir gün çok zorlandığınızı hissederseniz merak etmeyin kocaman bir kahkaha atın. Çünkü bu büyük bir başarının sizi beklediğini gösterir. Hiçbir başarı kolay elde edilmez.
Son olarak yurtdışına çıkan birçok arkadaşta gözlemlediğim bir şeyi de paylaşmak isterim. Ülkenizden ayrılıp başka topraklara ayak bastığınızda, aslında nereden geldiğinizi ve hangi kültürü temsil ettiğinizi asla unutmayın. Aksi halde kendi kültürünü bile temsil etmekten uzak kültür şoku yaşamış insanlara dönersiniz. Dünyayı dolaşın. Her rengi her kültürü görün. Bu ufkunuzu inanılmaz derecede açacaktır. Ancak unutmayın ki sizler yurtdışında eğitime giden kişiler olmanızın yanı sıra aslında birer kültür elçisisiniz. Ülkenizi iyi temsil edin.