Güncelleme Tarihi:
MEB Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği "Türkiye'nin Yetişmiş İnsan Gücü-MEB Yurtdışı Burs Programı Çalıştayı", Başkent Öğretmenevi'nde başladı.
Çalıştayın açılışında konuşan MEB Müsteşarı Tekin, Haziran 2013'te Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı başkanlığındaki koordinasyon toplantısında, yurtdışı burslusu öğrencilerin sorunları için çalıştıklarını, YÖK Başkanı, ÖSYM Başkanı ve TÜBİTAK Başkanı ile kendisinin de bulunduğu bu toplantıda birçok konuyu masaya yatırdıklarını ve o günden beri konuyla ilgili birçok problemi çözdüklerini belirtti.
Tekin, toplantıda yurtdışına gönderilen öğrencilerin sorunlarını gördüklerini hatırlatarak, "1416 Sayılı Kanun kapsamında yurtdışına gönderilen öğrenciler maalesef sahipsizdi. Gönderilecek alanlardan başlayıp, seçimi ve seçim sonrasındaki arkadaşlarımızın takipleri gibi konular tamamen ortada kalmış bir durumdaydı. Sayın Bakanımızın takibi ile o gün bir süreç başlattık. 1416 Sayılı Kanun kapsamında yurtdışına gönderilecekler ile ilgili ayrıntılı bir düzenleme gerçekleştirdik." ifadesini kullandı.
Öğrencilerin birçoğunun askerliğini tecil ettirmek, yurtdışına bir şekilde gitmek gibi kaygılarla hareket ederek burs başvurusu yaptıklarına işaret eden Tekin, bu problemler üzerine mülakat mekanizması geliştirdiklerini, gerçekten akademisyen olmak isteyen insanları seçtiklerini, iki yıldır da mülakat sisteminin başarılı bir şekilde yürütüldüğünü ifade etti.
Tekin, yurtdışına giden öğrencilerin tercih ettiği ülkelerde belli noktalarda yoğunlaşmalar olduğunu, bunun da problem oluşturduğunu ifade ederek, "Madem bizim uzmana ihtiyacımız var, o zaman bu uzmanları, her biri nerede daha iyi yetişecekse oraya gönderelim diye alanı genişlettik. Çok sayıda ülkeye lisansüstü eğitim için öğrenci göndermeye başladık." dedi.
Öğrencilerin yurtdışına gönderilirken uzmanlaşmalarını hedeflediklerini, yurda döndüklerinde belirli alanlarda uzman, yetişmiş bir insan gücü oluşturmayı istediklerini belirten Tekin, yurtdışına giden öğrencilerin özlük haklarında da ciddi sorunlar tespit ettiklerini söyledi.
Tekin, şöyle devam etti:
"Yurtdışına giden öğrencilerimizin özlük hakları çok düşük olunca, geçinmelerini bile temin edemeyecek rakamlarda olunca, öğrencilerimizin ücretlerinde yüzde 40'a yakın iyileştirmeler yaptık. Bu da bizim öğrenci niteliğimizi ciddi şekilde arttırdı. Gönderdiğimiz arkadaşlarımızla ilgili takip mekanizmamız yoktu. Gönderiyoruz, bu çocuk ne çalışıyor, hangi aşamada, nelerle uğraşıyor, bunu takip edemiyorduk. E-okul benzeri REBUS isminde program oluşturuldu. Arkadaşlarımızın bundan sonra her adımını takip etmiş olacağız."
Konuyla ilgili bazı eksikliklerin, giderilmesi gereken problemlerin olduğunu belirten Tekin gelecek haftalarda Meclis'e sevk edilecek torba kanun içinde, yurtdışına giden öğrencilerle ilgili düzenlemelere ilişkin değişikliklerin de yer alacağı bilgisini verdi.
Tekin, "Yurtdışına gönderdiğimiz bu çocuklarımızın iyi yetişmeleri sürecinde hepimiz taşın altına elimizi sokalım. Takip mekanizmasını beraber geliştirelim. Eğer bir değişiklik öngörüyorsanız, bizimle irtibat halinde siz bunu yapın." dedi.
Tekin, 1416 burslularının artık sahipsiz olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"MEB, 1416 burslularının bütün problemlerini çözmek için çalışıyor. Bunu özellikle söylüyorum, sahipsiz değiller. Çünkü Sayın Bakanımız ve bütün arkadaşlarımız, gittiğimiz ülkelerde en az okullarımız kadar 1416 burslusu öğrenci arkadaşlarımızla bir araya gelmeyi ve onları dinlemeyi bir politika olarak kabul ettik. Gittiğimiz yerlerde çocukların bize söylediği şey, 'ilk defa sahiplenildiğimizi hissettik' oluyor. Biz bu çocuklarımızı sahipsiz bırakmayacağız. 1416 programı Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği gibi, Türkiye'nin yetişmiş insan gücünün oluşmasına katkı sağlayacak ciddi bir adım. Çok büyük bir bütçe ayırıyoruz. Bunun sağlıklı bir şekilde yürümesi gerekiyor."
MEB Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürü Bülent Çiftci ise son 10 yılda yurtdışına öğrenci gönderilmesi ivmesinin büyük bir hız kazandığını belirterek, "Bu ivme sadece öğrenci sayısındaki artış değil. Öğrencilere sunulan imkanlar açısından da çok kayda değer ilerlemeler görülmüştür. Ancak bu alanda yaşanan gelişmeler, öğrenci sayısındaki artışlar, öğrencilerin şartlarının iyileştirilmesi ve bu sürecin daha verimli olması için tüm paydaşlarımızın katılımıyla böyle bir çalıştay ihtiyacı doğurmuştur." dedi.
Çiftci, bursluluk programı için ayrılan bütçenin gelişme gösterdiğine işaret ederek, "2002 yılında ayrılan bütçe 48 milyon Türk Lirası'dır. 2016'da ise yaklaşık 10 kat artışla 433 milyon Türk Lirası bütçe ayrılmıştır. Bu da Bakanlığımız nezdinde hükümetimizin bu işe ne kadar önem verdiğinin en önemli göstergesidir." şeklinde konuştu.