Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Haliç Üniversitesi yönetici ve öğrencileriyle biraraya geldi. Bağış, Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Sevgener ve Mütevelli Heyeti Başkanı Mansur Topçuoğlu ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde okuyan yaklaşık 40 öğrenciyi bakanlığının Ortaköy’deki çalışma ofisinde kabul etti.
Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Bağış, aslında Haliç Üniversitesi’nin kendisine yaptığı davete icabet etmek istediğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Ancak son zamanlarda üniversitelerde yaşanan tatsız olaylar sonrası karar aldık, çok gerekli olmadıkça üniversitelere gitmiyorum. Çünkü orada olabilecek en ufak tatsızlıkta genç kardeşlerimizin zarar görmesi beni üzer. Böyle bir durumla karşılaşmaktansa gitmemekte yarar var. Yumurta deyince aklıma menemen gelir, sucuklu yumurta gelir ama onun bir saldırı gereci olarak algılanmasını aklım almıyor. Yumurtayla devrim yapılmaz. Devrimler kitapla, kalemle, düşünceyle yapılır. Yumurtayla ancak yemek yapılır. Ancak maalesef bunu anlayamayan zihniyetler var. Biz, ‘Kalem kılıçtan keskindir’ diyen bir medeniyetin mensuplarıyız.”
Üniversiteye adını veren Haliç’in, Türkiye’deki değişimlere en önemli örneklerden biri olduğunu belirten Bağış, “Haliç, eskiden derinliği yarım metreyi geçmeyen, kokudan durulmayan bataklık bir yerdi. Kimileri toprakla doldurup otopark yapmak istedi. Başbakanımızın belediye başkanlığı döneminde yapılan planlamalar ve ardından gerçekleştirilen projelerle Haliç temizlendi. Eskiden çamurdan geçilmezken şimdi içerisinde 50 çeşit balık yaşıyor. Haliç, değişimin adıdır. Haliç deyince benim aklıma bataklıktan berraklığa geçiş geliyor” şeklinde konuştu.
Askeri bir anayasa ile asgari bir demokrasi olur
Bağış, bir öğrencinin sorusu üzerine yeni anayasa çalışmalarını da değerlendirerek, şöyle dedi:
“Türkiye’nin yeni anayasa çalışmaları AB sürecindeki beklentileri karşılamak zorundadır. Şu anki mevcut anayasamız defalarca değiştirilmesine rağmen hala bir askeri zihniyetin ürünüdür. Çok acıdır, Türkiye 1960’lardan beri askeri anayasalarla yönetiliyor. 80 darbesinden sonra 60 anayasası, başka bir askeri anayasayla değişti. Askeri bir anayasa ile asgari bir demokrasi olur. Ve demokrasinin en kötü hali bile demokrasisiz olmaktan iyidir. Bizim sivil bir anayasaya, milletin iradesinin tecelli edeceği bir anayasaya kavuşmamızın vakti geldi. Bununla ilgili hummalı bir çalışma ortaya koyan, her partinin eşit sayıda milletvekilinden oluşan bir komisyonumuz var. Komisyonun başkanlığını bizzat Meclis Başkanımız kendisi yapıyor. O çalışma sonuçlansın hep beraber göreceğiz. Sayın Başbakanımız da komisyona bu ay sonuna kadar bir süre verdi. ‘Artık ortaya bir taslak koyun’ dedi. Bu sürece hep beraber sahip çıkmamız lazım. Herkesin bu anayasaya sahip çıkması lazım. Her bir bireyin, ‘Bu anayasa benim hakkımı, hukukumu koruyor’ demesi lazım.”
Bağış, Rektör Sevgener’in talebi üzerine, Haliç Üniversitesi’ne Haliç kıyısında bir kampüs alanı ve yurtdışı eğitim ve çalışmalar için vize problemi yaşayan vakıf üniversitelerinde görevli öğretim üyelerine de devlet üniversitelerindeki öğretim üyeleri gibi yeşil pasaport verilmesi konuları için değerlendirmeler yapılacağını söyledi.