Güncelleme Tarihi:
Acaba Asya kıtasının en doğusunda yer alan Kore ve en batısında yer alan Türkiye arasındaki bu yakınlığın kaynağı nereden geliyor olabilir? Tabii ki ilk sırada kuşkusuz Kore Savaşı aklımıza geliyor. Yakın dönem dünya tarihinin en büyük trajik olaylarından biri olarak anılan Kore Savaşı’nda, Korelilerin özgürlük ve bağımsızlığı için kahramanca mücadele eden Türk askerlerinin, canını feda etme pahasına göstermiş oldukları yiğitlik, iki ülke arasındaki güçlü bağların kurulmasında en önemli etken oldu.
Fakat iki milletin birbirlerini yakından tanımaları sadece Kore Savaşı’nda mı gerçekleşti? Ya da sürekli sözünü ettiğimiz kökeni bilinmeyen 'kan çekmesi' olayı mı? Kesinlikle hayır! Tarihi süreçte yaşanılan ikili ilişkiler, Hun ve Gojoseon, Göktürkler ve Goguryo, Uygur ve Koryo, Osmanlı ve Joseon devletleri gibi çok eski zamanlara dayanıyor. Her ne kadar akademik camiada henüz tartışılan bir konu olsa da benzer dil yapılarına sahip olmaları dolayısıyla Türkçe ve Korece’nin Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna bağlı olduklarını söyleyebiliriz. Bu kadim münasebetler 2002 Dünya Kupası’nda yeniden canlanmış ve tüm dünya benzersiz dostluğu açıkça görmüştü.
Eski çağlardan günümüze süregelen köklü bir kültürel bağı paylaşan Türkiye ve Kore’nin yoldaşlığı, 21'inci yüzyılda, gelişen iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğiyle daha da güçlenerek kendini gösterdi. 2013 yılında iki ülke arasında STA (Serbest Ticaret Anlaşması) imzalandı. Bunu müteakiben gerçekleşen Türk ve Kore firmalarının ortak projeleri olan iki kıtayı birbirine bağlayan Avrasya Tüneli, 3'üncü Köprü ve Çanakkale Köprüsü günümüzde ekonomik işbirliğinin en güzel örnekleri arasında.
HER YIL YARIŞMALAR DÜZENLENİYOR
Son zamanlarda ise Kore’nin yeni popüler kültürel trendleri, Türk gençlerinin ilgisini çekti ve iki ülke arasındaki yakınlık yeni bir ivme kazandı. 2000'li yıllarda Asya ülkelerinde başlayan ‘Hallyu’ (Kore dalgası), Kore dizileri, filmleri ve şarkılarıyla hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayıldı. Kore film ve dizileri Türkiye’de yayına girdiğinde izleyicilerin ilgisini çekmeyi başardı. Türkiye’de Koreli dizi oyuncularına olan hayran gruplarının sayısı oldukça fazla. Bir dizi Kore’de yayınlanır yayınlanmaz Türkçe’ye çevrilerek bu grupların kendi sitelerinde paylaşılıyor. Bununla beraber K-pop denilen Kore pop şarkılarının da kısa süre içinde beğeni toplamasıyla fan gruplarındaki üye sayısı on binlere ulaştı. K-pop takipçilerinin sayısı giderek artarken, Kore resmi kurumu olan Türkiye Kore Kültür Merkezi ve İstanbul Kore Başkonsolosluğu tarafından her yıl düzenli olarak 'Korece Konuşma Yarışması' ile 'K-pop Şarkı ve Dans Yarışması' düzenleniyor.
Türkiye’de Kore hayran kitlesi ve etkisi büyüdükçe Kore dili ve kültürünü öğrenmek isteyen gençlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Aynı zamanda iki ülke arasında ekonomik ilişkilerin büyümesi dolayısıyla da Kore Dili’ni ve kültürünü bilen Türk elemana daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
2 BİN KİŞİ KORE DİLİ OKUYOR
İstanbul Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı da iki ülke arasında köprü görevini üstlenecek yetenekli Kore uzmanı yetiştirmek amacıyla, 2016'da kuruldu. Gün geçtikçe büyüyen bölümümüzde, bu yıl itibariyle toplam 64 öğrenci eğitim görüyor. Kuruluşundan bu yana sadece üç yıl geçmesine rağmen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) istatistiklerine göre bu zaman zarf içinde İstanbul Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih eden aday sayısı 2 bin 316. Türklere pek aşina olmayan bir dil olması açısından değerlendirildiğinde bu sayının iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
Bölümümüzün amacı, sadece Kore Dili’ni öğretmek değil aynı zamanda Kore kültürü, tarihi, edebiyatı, ekonomisi, siyaseti gibi pek çok akademik alanda derin bilgilere sahip öğrenciler yetiştirmek. Bir ülkeyi yakından tanımak ve tanıtmak için o toplumun dilini doğru şekilde kullanmak en önemli etken. Bölümümüz, bu görevi üstelenerek akademi ve ekonomi başta olmak üzere her açıdan iki ülke için katkı sağlayabilecek özgüvenli bireyler yetiştirme gayretinde.
TÜRKİYE, KORE AKADEMİK ÇALIŞMALARI MERKEZİ
Ayrıca hedefimiz sadece Türkiye değil tüm Avrasya bölgesinde en güçlü Kore akademik çalışmalarının merkezi olmak. Buna ulaşmak için not ortalaması yüksek olan öğrencilere, belli dönemlerde Kore’de eğitim alabilmeleri için burs imkânları sağlanıyor, uluslararası konferanslar ve yarışmalar gibi çeşitli akademik faaliyetler düzenleniyor. Şu an bölümümüzde beş Koreli öğretim elemanı ile bir de Türk araştırma görevlisi var.
Koreli öğretim elemanlarından üçü doktora unvanına sahiptir ve kalan iki Koreli öğretim elemanı ile araştırma görevlisi de doktora tez döneminde. Bu açıdan değerlendirildiğinde bölüm altyapımızın çok güçlü ve donanımlı olduğunu düşünüyorum. Eylül 2018 itibariyle hazırlık sınıfının açılmasıyla birlikte ilk senede öğrencilerin Korece seviyeleri üst düzeye çıkarılıyor. İkinci sınıftan itibaren tüm teorik dersler Korece olarak anlatılıyor. Dolayısıyla öğrenciler neredeyse Kore’de eğitim almış gibi oluyor. Bölümümüzden mezun olan öğrenciler Kore firmalarında ve kamu sektöründe çalışma imkânı elde edecek. Aynı zamanda akademisyen, tercüman ve hava yollarında hostes olarak çalışabilecekler. Korece’nin liselerde ikinci yabancı dil olarak seçilmesi dolayısıyla öğretmen olarak çalışma olanağı da bulacaklar. Bu amaca ulaşmak için biz eğitimciler ve öğrenciler büyük çaba gösteriyoruz.
Bölümümüzün bir diğer görevi de; dünyanın her köşesinde çatışma ve gerginliklerin yaşandığı günümüzde, iki ülke arasında var olan koşulsuz saygı ve dostluğu sürdürmek ve güçlendirmek için insanlık adına tüm çabayı göstermek.