Güncelleme Tarihi:
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç'ın da katıldığı toplantıda üniversitelerin ihtisaslaşmasıyla ilgili bilgi verildi.
Buna göre, Türk yükseköğretiminde ilk kez öğretim elemanı yetiştirmede "öncelikli ve odaklı" bir program oluşturuldu. Bu kapsamda ÖYP, "İhtisaslaştırılmış Öğretim Üyesi Programı" olarak şekillendirilecek.
Ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlar tespit edilerek bu alanlarda ihtisaslaşması öngörülen üniversitelere kadrolar öngörüldü. Kadrolar, doktora eğitimi alınabilecek üniversitelerle eşleştirildi.
8 üniversite seçildi
"İhtisaslaştırılmış Öğretim Üyesi Programı" için 8 üniversite seçildi. Bu üniversiteler için 9 farklı öncelikli alan belirlendi. Türk-Alman Üniversitesi hariç diğer üniversitelere "bir öncelikli" alan verildi ve tüm alanlara toplam 110 kadro öngörüldü.
Bu çerçevede Bursa Teknik Üniversitesi "Robotlar ve Akıllı Sistemler"de, Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi "Akıllı Ulaşım Sistemleri"nde, Sinop Üniversitesi "Sürdürülebilir Çevre Teknolojileri"nde ihtisaslaşacak.
Yaklaşık 6 milyon 800 bin öğrenci var
YÖK Başkanı Yekta Saraç, yükseköğretimde Türkiye’nin öncelikli alanlarında öğretim üyesi istihdam etmek üzere bir program başlattıklarını, bu çerçevede ‘Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı’nın (ÖYP), ‘İhtisaslaştırılmış Öğretim Üyesi Programı’ olarak şekillendirileceğini bildirdi.
Başkan Saraç toplantıda yaptığı konuşmada, bugün itibarıyla yükseköğretimde 109 devlet ve 84 vakıf olmak üzere 193 üniversitede, yaklaşık 6 milyon 800 bin öğrenci bulunduğunu söyledi.
Üniversitelerde 35 ziraat, 27 veteriner, 16 su ürünleri ve 3’ü vakıf üniversitelerinde olmak üzere 8 tarım ve doğa bilimleri fakültesi bulunduğunu ifade eden Saraç, ziraat fakültelerinde 30 bin 220, veteriner fakültelerinde 11 bin 854, su ürünleri fakültelerinde bin 500, tarım ve doğa bilimleri fakültelerinde ise 600 öğrencinin eğitim gördüğünü belirtti.
Ziraat fakültelerinde 2 bin 470, su ürünlerinde fakültelerinde 500, veteriner fakültelerinde bin 775, tarım ve doğa bilimleri fakültelerinde ise yaklaşık 140 öğretim elemanının görev yaptığını dile getiren Saraç, bu fakültelerde, özellikle son yıllarda istihdam başta olmak üzere büyük sorunlar yaşadığına işaret etti. Bunun öğrenci talebini de olumsuz etkilediğine dikkati çeken Saraç, sorunları sadece kontenjana indirgememek gerektiğini, daha derin ve yapısal sorunlar bulunduğunu kaydetti. YÖK’ün bu konuda planlama yapması gerektiğini vurgulayan Saraç, tarım ve gıda, su ürünleri ve hayvancılığın ülke için önemine işaret etti.
“Yeni kurulmuş üniversiteler öncelikli alanlara odaklanacak”
Bu önemli alanların bilimsel zeminde ele alınması ve geliştirilmesi gerektiğini belirten Saraç, “Sizinle bugün burada başka bir faaliyetimizi de ilk kez paylaşmak isterim. Yeni ve yenilikçi YÖK olarak, birçok ilke imza attık, atmaya da devam ediyoruz. Bu kapsamda yükseköğretimde ülkemizin öncelikli alanlarında öğretim üyesi istihdam etmek üzere bir program başlatıyoruz” diye konuştu.
Saraç, 10’uncu Kalkınma Planında da ‘Üniversitelerin İhtisaslaşması’nın planlandığını anımsatarak, hazırlanan yeni YÖK Yasası’nın bu çerçevede yaklaşım öngördüğünü aktardı. Sürecin yasalaşmasını beklemeden görev tanımları, yetki ve yetkinlikler kapsamında gereğini yapma yönünde hareket ettiklerini belirten Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Üniversitelerimizin ihtisaslaşmasına yönelik olarak yükseköğretim sistemimizdeki özellikle yeni kurulmuş üniversitelerimizin ülkemizin ihtiyaç duyduğu öncelikli alanlarda odaklanmasını ve buna yönelik öğretim üyesi ihtiyacının da bir politika dahilinde karşılanmasını öngörüyoruz. Örneğin Bursa Teknik Üniversitemizin ‘Robotlar ve Akıllı Sistemler’de, Bandırma On Yedi Eylül Üniversitemizin ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri’nde, Sinop Üniversitemizin ‘Sürdürülebilir Çevre Teknolojileri’nde ihtisaslaşmasını planladık. Bu kapsamda çok iyi bilinen ÖYP’yi, ‘yönlendirilmiş’ yani ‘İhtisaslaştırılmış Öğretim Üyesi Programı’ olarak şekillendiriyoruz.”
Programa kabul edilen araştırma görevlileri ve araştırma görevlilerinin, lisansüstü eğitimleri sonrası istihdam edilecekleri kadrolarının bulunduğu üniversitelerin rektörleriyle gelen Saraç, aynı amaca yönelik olarak, Kalkınma Bakanlığı ile özellikle 2006’dan sonra kurulan ve şehir ve bölge odaklı üniversitelerin ihtisaslaşmalarında, bölgesel kalkınmaya katkıyı daha belirgin kılmaya yönelik program üzerinde de çalıştıklarını belirtti.
Üniversitelerin misyon farklılaşması konusundaki ısrarlarının, aslında doğrudan toplantıyla ilgili olduğunu dile getiren Saraç, diğer birçok meslek alanında olduğu gibi tarımda da iyi eğitimli ve deneyimli elemanların sistemde tutulmasının, sistemin verimli kılınması ve artan kalitede işlev görebilmesi için gerekli olduğunu vurguladı.
“Ziraat, veterinerlik ve su ürünleri fakültelerinden performans bilgileri istendi”
Ziraat, veterinerlik ve su ürünleri fakültelerine ilginin ve programlardaki kalitenin artırılmasına yönelik çalıştıklarını kaydeden Saraç, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu programların bulunduğu tüm üniversitelerimize dün bir yazı gönderdik. Bu yazımız kapsamında bu programlarımızla ilgili performans bilgilerini talep ettik. Gelecek geri bildirimler kapsamında öğrenci kontenjanları da dahil önemli değişiklikler ve teşvikleri uygulama aşamasına hızla geçeceğiz. Tarımın ülke ekonomisindeki değişen rolü, küresel gıda güvencesi ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi yükseköğretimde bu konuda değişimi zorunlu kılıyor.”