Güncelleme Tarihi:
Yükseköğretim Kalite Güvencesi Yönetmeliği, 23 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece Kalite Kurulu’nun oluşturulması için ilk resmi adım atılmış oldu. Geriye, Kalite Kurulu’nun oluşturularak faaliyetlerine başlaması adımı kaldı. YÖK’ün internet sitesinde yapılan açıklamada ise, Kalite Kurulu’nun üniversitelere ve Türkiye’deki yükseköğretim sistemine neler katacağı sıralandı. Kalite Kurulu’nun oluşturulmasının ardından kurumsal değerlendirme ve program akredistasyonu merkezli bir dış politika değerlendirme sisteminin geliştirileceği belirtilerek, dış değerlendirmenin 5 yılda bir yapılacağı ve bu programın üniversitelere daha fazla özerklik ile kendi hedeflerine odaklanma imkanı sağlayacağı vurgulandı. YÖK’ten yapılan açıklama özetle şöyle:
NİTELİKTE BÜYÜMEYE KATKIDA BULUNACAK
Yönetmelik, ülkemizin 2000’li yıllardan itibaren öncelikli gündemi olan ve önemli ölçüde de başarı elde edilen yükseköğretime erişim ve yükseköğretim alanındaki okullaşma oranının arttırılması odaklı yatay ve sayısal büyümeden nitelik ve kalite bakımından büyümeye geçişte önemli bir katkı sağlayacak. Bu yönetmelik kapsamında ilgili paydaşların üye olarak yer alacağı Yükseköğretim Kalite
Kurulu oluşturulacak, kurumsal değerlendirme ve program akreditasyonu merkezli bir dış değerlendirme sistemi gerçekleştirilecek. Kurumsal dış değerlendirme ilgili yükseköğretim kurumunun eğitim-öğretim, araştırma ve idari süreçlerini kapsayacak ve her 5 yılda bir zorunlu olarak gerçekleştirilecek. Bu kurumsal dış değerlendirme kurumların misyon farklılıklarını dikkate alan bir özdeğerlendirme sistematiği esasına dayanacak, bu da kurumlarımıza daha fazla özerklik ve kendi hedeflerine odaklanmasına imkan sağlayacak.
YÖK’TEN BAĞIMSIZ FAKAT İLİŞKİLİ OLACAK
Program akreditasyonu ise ilgili programa ait yeterlilikler esaslı ve uluslararası kalite güvencesi normlarının da referans alarak düzenleneceği ilke ve esaslar dâhilinde kurulumuzca tescil yetkisi verilen ajanslar tarafından gerçekleştirilecektir. Program akreditasyonu zorunlu olmayıp, kurumların kendi istek ve talepleri esaslı olacak. YÖK ise bu süreci teşvik etmeye yönelik olarak akredite olan programları tercih kılavuzunda belirtecek. Bu şekilde kurumsal düzeyde ve program özelinde tekâmülde devamlılık esaslı bir kalite güvencesi sisteminin oluşması hedefleniyor. Yönetmelik kapsamında oluşturulacak Kalite Kurulu, yasal zorunluluk gereği YÖK’ten
bağımsız değil fakat ilişkili bir yapıdadır. Ancak Kurul’un oluşumu ve üye yapısı, karar alma süreçlerinde bağımsız olmasına özen gösterilmiş ve en önemlisi tespit ve önerilerini Yükseköğretim Kurulu’na sunarken eş zamanlı olarak amuoyu ile paylaşma yöntemiyle olabildiğince bağımsız bir yapıda çalışması öngörüldü. Bu Kalite Kurulunun hayata geçmesi ile Türk yükseköğretim sistemimizde yapısal bir değişimi de başlatacağını söyleyebiliriz.