Güncelleme Tarihi:
İstanbul Valiliği’nde düzenlenen “2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Salgınla Mücadelede Tedbir ve Uygulamalar Değerlendirme Toplantısı”na katılan Prof. Dr. Erol Özvar, “Yükseköğretim sistemimiz içerisinde öğretim elemanlarımızın yüzde 88,56’sı bugün itibariyle ikinci aşılarını oldu. Bundan dolayı başta yükseköğretim kurumlarımızın idarecilerimizin ve rektörlerimizin aşı olma konusunda kararlılık gösteren bütün öğretim elemanlarını bu vesileyle tebrik etmek isterim. COVID-19 kapsamında alınacak önlemler her bir üniversitemizin ilgili web sitesinde yayınlanıyor. YÖK olarak hazırladığımız kampüs ortamına yönelik uygulamalar rehberinde derslikler ve çalışma salonlarında virüse karşı alınacak tedbirler ortaya konuldu. Bunların arasında temizlik maske ve mesafe kurallarına uyulması, dersliklerin havalandırılması, ortak kullanım alanlarının temizlenmesi, sosyal aktivitelerin mümkün olduğunca açık havada sürdürülmesi, sınıflarda kapasite planlamanın yapılması, grup çalışmalarından kaçınılması, blok derslerin yapılmaması gibi tedbirler var. Dersliklerde öğrencilerin mesafeye dikkat ederek oturması önemli kurallardan birisi. Özellikle koro çalışmaları riski arttırır. Bu tür grup çalışmaları en az sayıda birey ile yapılmalı. Herhangi bir öğrencinin pozitif çıkması durumunda yakın takip yapılması önemli. Bir öğrencinin PCR testinin pozitif çıkması durumunda yönlendirmeler üniversitelerimiz tarafından yapılacaktır. HES kodu taramaları da yapılacaktır” dedi.
UYGULAMALI EĞİTİMLERDE TEDBİRE DEVAM
Üniversitelerin, Kovid-19 salgını öncesinde de kullandıkları uzaktan öğretim yöntemini, salgın esnasında bütün programlara genişleterek tecrübe kazandığını belirten Özvar şunları söyledi:
“Bu tecrübe ile bu yeni akademik yılda gerekli gördükleri derslerin belirli bir oranını bu yöntem ile verebilecekler. Öğretim elemanlarımız derslerin büyük kısmını yüz yüze sınıflarda anlatacaklar. Diğer yanda ise bir kısım teorik dersleri ise senkron dediğimiz aynı anda çevrimiçi olarak da öğrencilerine sunabilecekler. Üniversitelerimiz, asenkron yani derslerin video kayıtlarının alınıp öğrenciler tarafından izlenmesinin önünü açan uygulamaları da yapabilecekler. Böylece yüz yüze öğretimin yanı sıra online, senkron ve asenkron gibi uzaktan eğitim yöntemleri ile dersler çeşitlendirilmiş bir şekilde yürütülebilecek. Salgın esnasında bu yöntemlerin bir arada uygulanması öğretimin kesintisiz sürdürülmesi için vazgeçilmezdir. Uygulamalı öğretimler, stajlar ve iş yerinde mesleki eğitimlerin de tedbirlere uyularak devam etmesi gerekir. Öğrencilerimizin staj ve iş yeri mesleki eğitimlerinde kamu ve özel sektörden gerekli anlayışı göstermeleri ve tedbirlere riayet etmek suretiyle kapılarını öğrencilerimize açmalarını bekliyoruz.
YÜZ YÜZE DERSLERDE “KALİTE VİZYONU”
Salgın ortamında yüz yüze öğretime geçerken bütün yükseköğretim kurumlarımıza düşen önemli misyonlardan biri de eğitim-öğretim süreçlerini kaliteden ödün vermeden, deyim yerindeyse bir kalite vizyonu ile takip etmek olacak. Üniversitelerimiz programların ve derslerin içeriklerinin ve çıktılarının açıkça belirlenmesi, salgın ortamına mahsus sınıf içi ve dışı ders aktivitelerinin önceden ilan edilmesi, ders yeterlik ölçütlerinin öğrencilerle paylaşılması ve öğrenme süreçlerinin zengin materyallerle desteklenmesi gibi eğitim-öğretimde kalite güvencesi politikaları uygulamakta kararlı olmalı. Her hâlükârda kalite endişesi taşımak zorundayız, zira küresel ölçekte kaliteli öğretim yoluyla yetişen yüksek donanımlı yeni nesiller ancak, ülkemizi parlak bir geleceğe taşıyacaktır.”
ÖĞRENCİ ŞEHRİ İSTANBUL
İstanbul’un bir öğrenci şehri olduğuna dikkat çeken Vali Yerlikaya, “İstanbul’umuz bir öğrenci şehri. İstanbul’da 14 devlet 44 vakıf üniversitemiz 3 meslek yüksek okulumuz var. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 198 bin 318 öğrencimiz vardı. Uluslararası öğrenci sayımız 56 bin 102. İstanbul Valiliği olarak akademisyenlerimiz ile çalışıyoruz. İstanbul’un hayati sorunları ile ilgili anketler yapıyoruz. Toplantımızın eğitim yılına hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.