Güncelleme Tarihi:
Anne olmak, anne olmanın getirdiği sorumlulukları hakkıyla taşımak belki de dünyanın en ağır yüklerinden biri. Büyük sorumluluklarla büyüttüğümüz, büyütürken az sorumluluk verdiğimiz çocuklarımızın şimdi omuzlarında öyle bir yük var ki, öyle sorumlu hissediyorlar ki kendilerini, onlar için endişelenmemek mümkün değil.
Bu yıl çocuklarımız, sınav sisteminin değişmesi, sınavın ne şekilde olacağının uzun süre belirsiz kalması ve son olarak sınav takviminin değişmesi gibi talihsizlikler yaşadı. Umarım yaşadıkları bu talihsizlik sınavda tekrarlanmaz. Biz bu süreci yönetirken çok sıkıntı çekmedik. Ancak sınav tarihinin değişmesini aynı sükunetle karşılayamadık. Planlanmış kep törenleri, mezuniyet baloları, sınav sonrası okul arkadaşlarıyla birlikte yapılacak tatiller, aile ile yapılacak tatiller ve bunlar için düzenlenmiş otel ve uçak rezervasyonları... Hepsi sil baştan oldu. Tüm veliler aynı sıkıntıyı yaşadık ancak, bu sürece mümkün olduğunca çocuklarımızı dahil etmemeye çalıştık. Çocuklarımızın ister istemez motivasyonları bozuldu tarihleri yeniden belirlemek adına derslerinden koptular. Biz ebeveynler her ne kadar çocuklarımıza bu durumu, “Çalışmanız için 1 hafta daha var” gibi göstermeye çalışsak da mezuniyet için yeni organizasyonları yapmak, yeni tarihi belirlemek öğrenci ve velilerle yapılan anketler derken, o bir hafta da geldi geçti. Yaşları gereği bir yandan değişen hormonları ve vücutları ile uğraşan duygu durumlarını her zaman kontrol edemeyen çocuklarımız, sınava sayılı günler kala dışa vuramadıkları ve sözle ifade edemedikleri hislerini hırçınlaşarak gösterir oldular.
KIZIMIN SINAVA GİRMEKTEN VAZGEÇTİĞİ ZAMANLAR OLDU
Ben de sınav annesi olarak hepsini yaşadım. Kızım kimi zaman hırçınlaştı, kimi zaman ağladı, kimi zaman bizlerle gereksiz tartışmalara girdi hatta öyle zamanlar oldu ki sınava girmekten vazgeçti. Ona sınavda iyi bir şeyler yapabileceğini söylemenin onu daha da strese soktuğunu gördüm ve bunu yapmaktan vazgeçtim. Onu mutsuz ve ümitsiz gördüğüm çok anlar oldu, bu halleri beni de çok üzdü ama olabildiğince soğukkanlılığımı korumaya çalıştım. Ne yapsın ki, hayatının en zor anlarını yaşıyor, elbette bunlar olacak. Hayatı onlar için olabildiğince kolaylaştıran bizler ne yazık ki bu noktada çaresiz kalıyoruz. Onlar için daha önce pek çok şey yapabilmişken elimiz kolumuz bağlı sevgimizden, desteğimizden öte bir şey veremiyoruz. Her zaman onu anlamaya çalıştım, olabildiğince yanında oldum, sarıldım, öptüm, sınavın sonucunun benim için önemli olmadığını, onun mutluluğunun daha önemli olduğunu defalarca söyledim.
HEDEF YÜKSELDİKÇE KAYGI ARTIYOR
Çocuklarımızın hedefi yüksek olunca ne yazık ki kaygı düzeyleri de yükseliyor. Sınav sonrasında hedefine ulaşamadığı için yıkım yaşamış bir gencin ruhundaki yaraları tamir etmek çok zor. Hep yapabilecekleri en üst noktaya kilitleniyor ve diğerlerini başarısızlık olarak görüyorlar. Ben kızımda da bunu gördüm ve onu bu düşüncesinden uzaklaştırmaya çalıştım. Kendi hayatımdan ya da onun bildiği örnekleri vererek durumu anlatmaya çalıştım. En iyisi olduğunu düşündüğü yerin ona mutlak mutluluk getirmeyebileceğini, hiç ummadığı bir yerde hayatın ona çok daha güzel sürprizler hazırlayabileceğinin örneğini vererek belirli bir sıralama aralığında kalmakta ısrarcı olmasının üzerinde yarattığı stresten uzaklaşmasını sağlamaya çalıştım. Anlatım, anlattım, anlattım. Anladı mı? Kısmen... Düşünün bir kere çocuğunuz mükemmel bir sonuç elde etmiş en iyi üniversitelerden birinde okuyor ama başka nedenlerle mutsuz olmuş. O zaman ne önemi var ki bunca emeğin.
ALTERNATİFLER ARADIK
Hedeflediği en üst sıralamalar ya da üniversiteler için alternatifler oluşturmaya çalıştık. Olasılıkları birlikte düşündük, her biri için çözüm yolları bulmaya çalıştık. Olası her ihtimali birlikte konuştuk. Hatta en olumsuz sonucu, yani bir yere yerleşemediği durumları dahi konuştuk, bu durumdan bile güzel çıkarımlar yaptık. Benim kızım bizden uzakta okuduğu için bir yılı yanımızda geçirecek olmasının avantajlarını, bu sene aldığı kilolardan kurtulmasının yollarını, kardeşiyle geçireceği bir yılın ilişkilerindeki pozitif etkisini vs. konuşarak onu her duruma hazırlamaya çalıştım. Fakat ne yaparsam yapayım onu tamamen rahatlatmam hiç mümkün olmadı. Rahatladığını düşündüğüm zamanlar oldu ama süreç hep çok kısa sürdü. Ona hayat başarısının bambaşka bir şey olduğunu, bunun tamamen sınavla şekillenmediğini defalarca anlatmaya çalıştım. Tabii ki 18 yaşındaki bir ergen ne kadar anlarsa, o da o kadar anladı. Çoğu kez anlattıklarımın etkisi çok kısa sürdü, çünkü her genç gibi onun da hedefi yapabileceğinin en iyisini yapmak, performansını en üst seviyeye taşımaktı.
SINAV DIŞINDA KONULAR KONUŞTUK
Hepimiz zorlu bir yoldan geçtik, bu yolda bizi zorlayan çok engelimiz oldu ancak artık yolun sonuna çok az zaman kaldı. Sınav yaklaştıkça stresimiz artıyor, kaygı artıyor ve motivasyonumuz düşüyor. Bir miktar stres ve kaygı sınavdaki uyanıklık için elbette olmalı ama odaklanmasını azaltacak, paniğe kapılmasına neden olacak düzeyde olmamalı. Biz kaygısını azaltmak adına sınav yaklaştıkça derslere ayırdığı zamanlarından çalarak birlikte yürüyüş yaptık, sınav dışında konular konuştuk. Temiz havada yürüyüş yapmasının, tatlı sohbetlerin onu bir süreliğine olsa da gergin halinden uzaklaştırdığını görmek beni de rahatlattı.
BU YOLCULUĞUN TAMAMLANMASI BİLE BÜYÜK BAŞARI
Sınavın sonucu ne olursa olsun kızımın bu yolculuğu tamamlamış olması bile benim için büyük başarı. Bu yolculukta çok emek harcandı, sonucuna çok umutlar bağlandı. Ben inanıyorum ki, çocuklarımızın emekleri boşa gitmeyecek. Bu yolda yürüyen, her adımını hedefine doğru atan, emek harcayan tüm gençlerimize hayallerini gerçekleştirebildikleri bir sınav olmasını diliyorum.