Yetişkinlere ‘Hayat Bilgisi’ dersleri

Beş sosyal bilimci biraraya gelerek İstanbul’un merkezi Tünel Asmalımescit’te yetişkinlere yönelik bir okul açtı. Adı, Hayat Bilgisi. Bu isim aslında ilkokul yıllarını anımsatsa da, bu kez içerik biraz farklı. Anımsadığımız anlamda bir ders olarak da kurgulanmadı. Günlük hayatta karşılaştığımız veya kurucularının deyimiyle ‘ıskaladığımız’ konuların hepsi Hayat Bilgisi çatısı altında toplandı.
Yetişkinlere yönelik bu okulda içinde reklamcılıktan sanat tarihine, dijital yayıncılıktan müziğe, tiyatroya, fotoğrafa kadar birçok alanda eğitimler verilecek. Üstelik sadece grup eğitimleri yer almayacak. Hayatı plazalar ile birbirine benzeyen siteler arasına sıkışıp kalırken kitap okumayı, sinemaya gitmeyi, müzik dinlemeyi, kültürel bir gezi yapmayı kaçıranlara da danışmanlık hizmeti verecek. İlgi duyduğu alanda nasıl bir yol izlemesi gerektiğini bilmeyenlere, uzman isimler destek verecek.
Zaman zaman üniversitelerde ders veren Esra Özdoğan, Zeynep Ögel, Esra Aliçavuşoğlu, Azmi Karaveli ve Cem Akaş’ın biraraya gelerek kurduğu okul, kendi deyimleriyle “yeni bilgiye meraklı”lar için şubat ayında kapılarını açacak. Okulun diğer bir özelliği de sadece belirlenen programların değil, ileride katılımcıların önerileriyle açılacak başka alanlarda da eğitimler verilecek olması.

1927’den bu yana milli eğitimin parçası

Hayat Bilgisi’nin kurucularından Azmi Karaveli ile okulun ortaya çıkışını konuştuk: “Her şeyden önce yeni bir şeyler bilmek lazım noktasından hareket ettik. Ve hızla akıp giden hayatlarımızı daha iyi algılayabilmek için biz de zorlandığımızı fark ettik. Zaman zaman çeşitli yerlerde dersler veriyoruz. Son zamanlarda daha çok televizyon odaklı bir tartışma kültürüne alışkın hale geldik. Okulumuzda karşılıklı bir interaktivite ortamında, televizyondaki gibi tek taraflı iletişim modelinden tamamen farklı bir ortamda programların yürütülecek olması.”
Okudaki derslere aslında yabancı olmadığımızı belirten Azmi Karaveli, “Hayat Bilgisi dersi 1927’den bu yana milli eğitimin bir parçası. Herkes çocukluğundan hatırlar aslında ama o dönemlerde biraz eski hayatın bilgisine odaklanılmıştı, sokakta karşılaştığımız hayatla çok fazla ilgisi yoktu. Oysa dersin temeli çok eskilere gidiyor ve biraz daha gerçeklik üstüne kurulu. Yurtdışında Rönesansa kadar giden bir ders ve hayatın gerçekliği üzerine kurulu. Bizim Hayat Bilgisi’nin de aslında ismi oradan geliyor. Bu çağın gerçekleri ve yeniyi algılamak üzerine kurulu.”

Hocaların ortak özelliği yeniyi takip etmeleri

Okulun hedef kitlesi biraz daha plazalarda çalışan, birbirine benzer sitelerde yaşayan, iş ile ev arasında mekik dokurken hayatın diğer yönlerini kaçıranlar. Dersler teorik bilgi üzerinden tartışma ortamı yaratılarak sürdürülecek. Amaç biraz da insanların interaktif bir ortamda, daha sosyal, çoklu katılımla tartışmalara katılması, fikirlerini söylemesi.
İki salondan oluşan okulda hazırlıklar devam ederken, Azmi Karaveli sınıf ortamının da, sıralarından oturma düzenine, dekorasyonuna kadar bilinenden biraz farklı olacağının altını çiziyor. Okulda Suna ve İnan Kıraç Vakfı Genel Müdürü Özalp Birol’dan tasarımcı Bülent Erkmen’e, tarihçi-akademisyen Hakan Erdem’den televizyoncu Nuri Çolakoğlu’na kadar, kendi alanlarında tanınmış isimler ders verecek. Azmi Karaveli programlara katılacak hocalarla iligili, “Derse girecek hocaların bir kısmı daha önce ders vermiş, bir kısmı da ilk defa ders verecek. Ama hepsinin ortak özelliği yeniyi takip etmeleri ve bizlerin algılamasına yardımcı olacak isimler olması” diyor.
Karaveli, “Tam da hayatın içindeyiz aslında İstanbul’un en merkezi yerinde. Başka bir yere gitmeyi düşünmedik. Adımız biraz iddialı aslında. Hayat Bilgisi adıyla Levent’te, Maslak’ta yapsaydık kendimizle çelişecektik. Çünkü aslında ofislerinde, AVM’lerde, site ortamlarına kapalı insanlara steril dünyalarının dışında bir hayat olduğunu göstermek için, hayatın ortasına davet ediyoruz insanları” diye konuşuyor.

CEO da ders verecek, akademisyen de

Katılımcılara birçok alanda eğitim imkanı sunana Hayat Bilgisi’nde yer alan programlar ve eğitimciler ise şöyle:
Esra Aliçavuşoğlu - “Yaratıcılık ve Kökenleri: Sanatın Tarihi” ve “Tanrıların İmgeleri: Görsel Sanatlar ve Mitoloji”
Cem Akaş - “Yayıncılık ve Editörlük”, “Çeviri - İngilizce” ve “Öykü Yönetimi”
Nuri Çolakoğlu - “Demek TV Kanalı Kurmak İstiyorsunuz?”
Bülent Erkmen - “Tasarım – Master Class”
Ahmet Kuyaş- “Hızlandırılmış Cumhuriyet Tarihi”
Kanat Emiroğlu - CEO Ne Düşünmeli”
Kurtcebe Turgul - “Reklamda Yaratıcılık Çok mu Lazım?”
Uşun Tükel - “Sanat Tarihi çizgi-içi/çizgi-dışı”
Ahmet Levendoğlu – “Tiyatro-Sahne Eylemi”
Ozan Açıktan - “Reklam Yönetmenliği”
Özalp Birol - “Sanat Yönetimi”
Can Sertoğlu - “Müzik Endüstrisi ve Müzik Menajerliği”
Hakan Erdem - “Osmanlı’nın Uzun Yüzyılı”
Süreyya Evren - “21. Yüzyılda Siyaset”
Ragıp Duran – “Eski medya-Yeni medya”
Yetkin Başarır - G8: Görsel Algı ve Tasarım
Ali Kabaş ve Yetkin Başarır - “Fotoğraf: Kompozisyon ve Estetik
Fatma Çolakoğlu – “Yeni Sinema”
Kubilay Tunçer -“Sihirbazlık: Kuram ve Uygulama”,
Ergün Turan - Bellekli Ayna: Analogdan Djitale Fotoğraf