Güncelleme Tarihi:
Artık mesafeler olmadan dünyanın herhangi bir yerinde ders anlatan bir öğretmeni evimizde rahatça otururken dinleyebiliyoruz. İnternetin yaygın kullanımı ile küreselleşen bir dünyada artık bilgiye ulaşmak da çok kolay. Cep telefonlarının bile birer öğrenme aracına dönüştüğü günümüzde önemli olan, güvenilir bilgiye en kısa yoldan ulaşabilmek. Eğitimdeki dijital dönüşüm bilgiye zaman ve mekandan bağımsız olarak ulaşmayı mümkün kılıyor. Eğitim veriye dayalı ve kişiye özel bir deneyime dönüşüyor.
Bu dönüşüm ile birlikte hayatımıza yeni bilgi kaynakları, kitlesel çevrimiçi açık dersler, online kütüphaneler hatta dijital üniversiteler de girmeye başladı. Açık olan bir şey var ki, teknolojik yenilikler bilgi ve iletişim çağında eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için önemli bir fırsat sunuyor, yüksek standartlarda öğrenim imkanını evlerimize hatta ceplerimize kadar getiriyorlar.
Ne var ki, eğitimde dijital dönüşüm sabır isteyen bir süreç. Her kalıcı değişim gibi bu süreç de kısa sürede gerçekleşecek bir değişim ya da reform olarak algılanmamalı. Sadece altyapı, donanım ya da içerik olarak değil, dijital okuryazarlık ve eğitim yönetimi gibi yönleriyle de ele alınmalı.
Bahsi geçen donanım ve yazılımlar sadece birer araçtır. Önemli olan yeni ve modern bir eğitim anlayışı oluşturmak ve kafalarımızda oturtmak. Dijital dönüşüm sürecinde eğitimin çevrimiçi ve çevrimdışı bileşenleri harmanlanarak birarada kullanılmalı. Sadece teknoloji bir çözüm olmamakla birlikte hem öğrenci, hem de öğretmenlerin rolleri eğitimde yaşanan dijital dönüşüme uygun şekilde değişiyor. Fakat insan her zamanki gibi eğitim için merkezi önem taşımaya devam ediyor.
Tam öğrenme
Tam öğrenme anlayışıyla her birey seçtiği konuda ustalaşarak ve eksiksiz öğrenebilir, fakat bugüne kadar özel ve kontrollü ortamlar dışında kitlesel eğitim için bu anlayışı uygulamak çok da mümkün olamadı. Kişiselleştirilmiş bir öğrenim deneyimi tam öğrenmenin gerçekleşmesi için çok önemli. Yeni eğitim teknolojileri kişiye özel öğrenim yöntemlerinin hayata geçmesine olanak tanıyor.
Bugün dünyada çoğu okulda hakim olan eğitim anlayışında sınavları ‘Pekiyi’, ‘5’ ya da ‘A’ ile geçen sınıflarının en iyi öğrencileri bile aslında yollarına yüzde 5 ya da yüzde 10’luk eksiklerle devam ediyorlar. Ya öğrenmedikleri o yüzde 10’luk kısım öğrenmeleri gereken bir sonraki konunun temelini oluşturuyorsa?
Bir bina inşa ettiğimizi hayal edelim, üst üste katları çıkarken bir katın yüzde 60, diğer katın yüzde 80 değil, her katın yüzde 100 sağlam olduğundan emin olmamız gerekiyor. Bilgiyi eksiksiz öğrenmeli ve eğitimi sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz. Araştırmalar tam öğrenme yöntemiyle geleneksel eğitim sisteminde ağır öğrenen öğrencilerin içindeki potansiyelin ortaya çıkabileceğini ve öğrenme süreci sağlam temeller üzerine inşa edildiğinde bu öğrencilerin sınıflarında en başarılı öğrencilere dönüşebileceklerini gösteriyor.
Öğrenci ve öğretmenlerin değişen rolleri
21’inci yüzyılda öğrenci eğitim sürecinin aktif bir parçası olmalı. Sürecin içerisinde daha fazla rol alması gerekiyor. Artık dersi dinleyen ve sınavlarına hazırlanmak için not tutan öğrenciler yerine bilgiye anında ulaşan, soru soran, konuyu kendi deneyimleriyle yorumlayan ve de en önemlisi kendi yöntemleri ile öğrenen gençlerin döneminde yaşıyoruz.
Bugünkü öğrenciler bilgiye istedikleri yerde ve zamanda ulaşabiliyor, anlamadıklarında tekrar edebiliyor ya da sıkıldıklarında durdurabiliyorlar. Eğitim için de hayatlarının her alnında bulunan yeni teknolojilerden faydalanmak istiyorlar. Eğitimde dijital dönüşüm sayesinde öğrenme süreci tamamen öğrencinin kontrolünde oluyor. Öğrenci, kendi kişisel tercihleriyle öğrenme sürecini yönetebiliyor. Ne zaman öğrenmek istiyorsa o zaman ve en önemlisi de kendine en uygun hızda ders çalışıyor, kendi öğrenme sürecini sahipleniyor.
Çoğumuzun, insanoğlu artık makinelerden mi öğrenecek endişesini yaşadığı günümüzde, öğrenciler ile birlikte öğretmenin rolü de bilgi çağına uygun bir şekilde dönüşüyor. Bilgiyi kendisinde depolayan insan değil, doğru bilgiye en etkin yoldan ulaşmak için öğrencileri yönlendiren bir kılavuz olarak konumlanıyor. Eğitimde dijital dönüşüm öğretmenler için de pek çok yenilik sunuyor. Öğretmenlere sağladığı verilerle onları güçlendiriyor ve onlara zaman kazandırıyor.
Bugün, eğitim teknolojileri öğretmenlerin hangi öğrenci hangi konuda ne kadar ders çalıştı, ne kadar soru çözdü ya da hangi konuya daha çok zaman ayırdığını görmelerine olanak tanıyor. Kısacası, öğretmen sınıfa geldiğinde hangi öğrenci hangi konuya ne kadar hakim bunu bilerek geliyor. Böylelikle hem zamandan tasarruf ediyor, hem de öğrenciye özel ve kişiselleştirilmiş bir eğitim verme fırsatı buluyor.
Sınıf içi eğitim teknolojileri doğru kullanıldıklarında öğrenci ile öğretmenin birebir geçirdiği zaman artıyor, ders daha interaktif, daha verimli hale geliyor. Sınıftaki insan faktörü ön plana çıkıyor, öğretmen eğitim sürecinde en önemli rolü oynamaya devam ediyor.
Tek bir şeyi bilmelisin: Her şeyi öğrenebilirsin!
Çoğu insan zekanın doğuştan sabit olduğunu, genetik faktörler tarafından belirlendiğini düşünür. Bilim ise bunun tam tersini söylüyor. Beyin de aslında insan vücudundaki diğer kaslar gibi çalışır. Eğer bunun bilincindeyseniz, herhangi bir kas gibi beyninizi de çalıştırabilir ve güçlendirmenin yollarını bulabilirsiniz.
Bu tabii ki bir çaba isteyecek, her kas gibi beynin gelişmesi de yorucu olabilir, özveri ve gayret gerektirebilir. Fakat unutmamalıyız ki yeni bilgiler öğrenmek beynimizi çalıştıracak, kapasitesini arttıracak ve bizi daha bilgili ve başarılı yapacaktır. İşin güzel yanı ne biliyor musunuz? Hepimiz öğrenmek için doğmuşuz!
Eğitimde dijital dönüşümün önemli temsilcilerinden, dünyanın en yaygın ücretsiz online öğrenim sitesi Khan Academy, her insanın öğrenebileceğini vurgularken, zekânın doğuştan, genetik faktörlerle belirlendiği yönündeki yargıları yıkıp gelişme odaklı bir zihniyeti teşvik ediyor.
Türkiye’de ise STFA Grubu’nun girişimiyle Khan Academy’nin ilk uluslararası iştiraki olarak faaliyete geçen Khan Academy Türkçe, “Her insan öğrenebilir. Kim olursan ol, nerede olursan ol, tek bir şeyi bilmelisin: Her şeyi öğrenebilirsin!” sloganı ile ülkemizde de toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyor ve tüm öğrencileri öğrenmeye davet ediyor.
Eğitimde fırsat eşitliği için herkese, her yerde, dünya standartlarında ve ücretsiz öğrenim şansı sunmayı amaçlayan Khan Academy Türkçe birinci yılında 2,5 milyon ders verdi. Dünya genelinde milyonlarca öğrenci Khan Academy ile ders çalışırken, 350 bin öğretmen ise derslerinde Khan Academy’den faydalanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği protokolü dahilinde Türkiye’deki tüm okullara ulaşan Khan Academy Türkçe dersleri tüm öğrenci, öğretmen ve velilerin kullanımına www.khanacademy.org.tr adresinde ücretsiz olarak sunuluyor. Khan Academy Türkçe matematikten ekonomiye, ilkokuldan üniversite seviyesine birçok farklı konuda eğitim içeriği sunuyor.
Khan Academy’nin kurucusu Salman Khan, “Öğrenme konusuna olan bakışımız, öğrettiğimiz her şeyden çok daha önemli. Eğer toplum olarak öğrenirken çabalamamız gerektiğini kabullenirsek, insanlığın potansiyeli uçsuz bucaksız bir hal alacaktır” sözleriyle tüm insanlara eğitimde yaşanan dijital dönüşümün de katkısıyla “her şeyi öğrenebilirsin” diyor ve herkesi öğrenmeye davet ediyor. www.herseyiogrenebilirsin.org