Güncelleme Tarihi:
ÖSYM Başkanlığından görev süresinin dolması nedeniyle ayrılan Prof. Dr. Ali Demir yerine atanan Prof. Dr. Ömer Demir, görevine başladı ve ilk röportajını verdi.
Demir, kurumda ilk icraatının ne olacağının sorulması üzerine, ÖSYM'nin kurumsal yapısının Ali Demir döneminde değiştiğini belirterek, öncelikle kurumda yeni yapılanmanın nasıl olduğunu, nasıl işlediğini gözlemleyeceğini, sonrada işlerin daha iyi yapılması için alınan mesafenin ileriye taşınması için planlamalar yapacağını söyledi.
Gündemde 2010'daki KPSS'de yaşanan kopya iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmanın olduğunun hatırlatılması ve bu konuda yeni bilgilerin olup olmadığının sorulması üzerine Demir, yeni bilgilerin ortaya çıktığının söylendiğini ancak kendisinin yeni bir bilgi görmediğini ifade etti.
Kamuoyunda konuşulan bilgilerin, 2010'daki YÖK Denetleme Kurulu'nun raporunda bulunduğunu belirten Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla, o dönemden itibaren ekstra bir bilgiyi ben şu anda görmedim. Gazetelere yansımış olan yeni bilgiler, telefon görüşmeleri hariç bu sınava giren kişilerin niteliğine, akrabalık ilişkilerine, aynı mekanlarda bulunmalarına ilişkin bilgiler o dönemlere ait.
Belki de o kopya skandalı, ÖSYM kanununun çıkartılması, buraya yeni bir çehre verilmesi, yasal statülerin oluşturulması, hukuki yaptırımların ortaya çıkması, sınav güvenliğine ilişkin yasal maddelerin oluşturulmasının tetikleyicisiydi. Dolayısıyla bu olaylar aslında bugünkü ÖSYM'nin ortaya çıkmasının sebebidir. Gecikmeli bir şekilde yargı süreci bugün yeniden konuları ele aldığı için güncelmiş gibi düşünülüyor ama bugünkü ÖSYM'ye ait durum değil o. Onu özellikle vurgulamak isterim. Orada bahsedilen, gazetelerde bugün bahsedilen işler olmasın diye yeni bir yasa çıkarıldı, bağımsız, güçlü bir enstrümanla yeni bir kurum oluşturuldu. Ve amaca ulaşıldı diye düşünüyorum. O günden bugüne buna benzer bir şaibe durumu söz konusu olmadı."
"Yeni bir bulgu varsa onu ben de merak ediyorum"
Demir, 2010'da KPSS sorularının ÖSYM'den nasıl çıkarıldığının sorulması üzerine, "Soruşturmalarda, bu konu belirsizdi. YÖK Denetleme raporlarında da bizim ulaştığımız bilgilerde de dönemin başkanı Ünal Yarımağan Hoca da. 'Acaba ortam dinlemesiyle mi elde edildi, başka yollarla mı' bizim bir teşhisimiz yoktu. Çünkü o tamamen adli bir durumdu. Kurum içerisinde ilgili raporlarda bunu tespit edecek bir durum yoktu. Eğer yeni bir bulgu varsa onu ben de merak ediyorum" diye konuştu.
O döneme ilişkin güvenlik kayıtlarının olup olmadığı şeklindeki soru üzerine de Demir, güvenlik kayıtlarının bulunduğunu ama yazılım sistemlerinin çok eski olduğunu söyledi.
Dönemin ÖSYM'sinde, parmak izi kontrol sistemlerinin sıkı işletilmediğini, bilgisayar kayıtlarının izlenmesinin daha zor olduğunu ve bugünkü teknolojik altyapının bulunmadığını belirten Ömer Demir, yeni sistemler sayesinde artık bilgisayarlarla iz sürmenin daha kolay olduğunu vurguladı.
Tüm bunları düşünerek ÖSYM'nin yeniden yapılanması için o dönem çalışmalara başladıklarını dile getiren Demir, o dönemde bu yasal yapılanmanın mutfağında kendisinin de yer aldığını, ayrıca Ünal Yarımağan'ın da yasal yapılanma için çalıştığını belirtti.
"O dönemde de elde açık kanıtlar vardı"
KPSS'de kopya skandalı ortaya çıktığı dönemde, yasal çalışmanın hızlandırıldığını anlatan Demir, şunları söyledi:
"O dönem, buradan soruların kimlerin eline geçtiği, onların arasındaki ilişkiler konusunda şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta elde kanıtlar vardı. Aile yakınlıkları meselesi gibi. Daha sonra yapılan eşdeğer sınava, ilk sınavda tam puan alanların girmemiş olması gibi. Kamuoyunda bütün bunlar o dönemde tartışıldı. Ama hukuki süreç bugüne kadar maalesef sonuç vermedi. Şu anda hukuki süreç işliyor. Yoksa şu aşamada ne ÖSYM'nin ne başka bir kurumların ekstra sunabileceği fazla bir bilgi yok. Zaten o bilgilerin o zamanlar yargı mercilere iletildiğini biliyorum. Dolayısıyla, şu aşamada yargı süreçleri çalışıp sonuçlandıracaktır. ÖSYM ile şu anda bu konuların, bugün itibarıyla söz konusu değil. Biz geçmişe dair ve bugün, bu konulara ilişkin yapılacak ne varsa hem kamuoyu önünde hem hukuk önünde yapılması konusunda tabii ki destek olacağız."
KPSS soruşturmasının şu aşamada ÖSYM'nin kontrolünde olmadığını vurgulayan Demir, ÖSYM'den alınabilecek tüm verilerin o dönemde alındığını, olayı artık yargının sonuçlandıracağını söyledi. Başkan Demir, "Bunun dışında, hiçbir şekilde burada hukuk dışı, adalet dışı, hakkaniyet dışı bir davranışın hamiliğine hiçbir zaman kamuoyu şahit olmayacaktır" diye konuştu.
ÖSYM'de adaletli bir ölçüm yapılması için çalışmaları sürdüreceğini ifade eden Demir, sınav güvenliği konusunda kamyonunun güveninin gerektirdiği tüm hassasiyeti göstereceklerini söyledi.
Demir, "Burada biz olsak da başkaları da olsa bu ulusal bir sorumluluktur. Bunun dışında kimsenin aklına bir şüphe gelmemelidir. Biz bunun burada takipçisi ve bekçisi olacağız. Her konuda titiz olacağız. Kamuoyunun da bu titizliğimizi takdir etmesini bekliyoruz" dedi.
Yeni ÖSYM Başkanı Ömer Demir görevi devraldı: Aklımın ucundan bile geçmezdi…