Güncelleme Tarihi:
Eğitim döneminin sonuna gelen gençler, henüz buğulu bir camın ardında silik kalan geleceklerine umutla yürümeye yöneldiklerinde, epeyce bir zamandır sürdürdükleri bireysel kariyer planlamasının meyvelerini de toplamaya başlamayı umuyorlar. Alınan eğitimler, edinilen beceriler, geliştirilen yetenekler, ilgiler, yetkinlikleri belgeleyen diploma ve sertifikalar özenle hazırlanmış bireysel portfolyolarda en uygun iş pozisyonuna sahip olabilmek için kullanıma hazırdır çoktan. Açıkçası 21’inci yüzyılın bir gereği olarak, çocuk daha doğmadan ebeveynlerce tasarlanmaya başlanan farazi hayat ve kariyer örgüsü, nihayet gerçek çıktılarla taçlanmak üzere. Bu süreç hem heyecan verici hem özsaygıyı güçlendirici hem de tabir yerindeyse, genç bireyin ayakları üzerinde durduğunun belki de ilk alametidir. Kuşkusuz hepimiz ‘parlak’ bir gelecek hayal ederiz; aydınlık yarınlara doğru yol almaktan mutlu oluruz. Başarmak, başarının tescillenmesi, mezun olmak, meslek edinmek, iş bulmak, terfi etmek vb. de bu ideal hayatın köşe başlarına karşılık geliyor.
Peki, gençler önlerine çıkan fırsatların hangi yetenek, bilgi ve becerileriyle uyumlu olduğuna, diğer bir ifadeyle hangi rotanın onları hayallerindeki geleceğe taşıyacağına nasıl karar verebilirler? Ne yazık ki, bu soruya verilebilecek sihirli bir yanıt henüz mevcut değil. Yine de değerlerini, ilgilerini, kişisel özelliklerini ve becerilerini gözden geçirerek kariyer tercihlerini belirleyenler için yol uzun sürse de hedefe ulaştırmak daha zor olacak. Zira ilgiler, değerler, beceriler ve kişilik özellikleri “gelecek penceresinden bakıp ufukta görülenlerin” temelidir. Dümeni eline alabilmek için kişinin kendisini tanıması, öncül gereklilik olmalı.
BAŞARI DA YETERLİ DEĞİL
Hiçbir sosyal olay ‘boşlukta’ meydana gelmediğinden, bireyin sadece kendini tanıması; yetenek, beceri ve ilgilerine yatırım yapması yani eğitim sürecinde başarılı olması da ne yazık ki yeterli olmayacak. Küresel dünyada teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Bilgi toplumu veriye erişimi kolaylaştırırken, aynı hızla bilginin eskimesine de tanıklık ediyor. Bunun anlamı, istihdam sürecine adım atarken dış dünyanın yapısal değişimine de uyum sağlamak gerektiği. Açıkçası, iş gücü çağımızda küreselleşiyor; buna karşılık işsizlik de küresel hale geliyor. Üstelik 21’inci yüzyılda yaşam ve çalışma alanları dinamik bir bağlamda bir aradadır: Karmaşık ekonomik, politik, teknolojik ve çevresel meydan okumalar kaçınılmaz olarak gençlerin karşısında duruyor.
Üretimden hizmet sektörüne kayışla beraber tüketim toplumunun başkalaşması, inovasyonun ve sanal sosyal ağların eşlik ettiği yeni iş yapma biçimleri, esnek çalışma gibi alışılmadık ama yadsınamaz yeniliklere adaptasyon baskısı global iş gücü pazarının temel dinamikleri haline dönüşüyor. Taşeronlaşma, sınırların görünmezleştiği dünyada ucuz emek arayışındaki firmalar, iş güvencesinin neredeyse tamamen hayal olduğu yeni bir iş gücü piyasasını temsil eder hale geliyor. Bu öyle yeni bir bağlam ki, evvelce parlak kariyer vaat eden mesleklerin itibar kaybettiği, bambaşka uzmanlık alanlarının zirveyi yakaladığı ve ‘tek meslek tek iş’ yerine ‘çoklu meslekler ve çoklu kariyer’ hedefinin sıradanlaştığı bir düzene karşılık geliyor. Diğer bir ifadeyle tek bir mesleğe saplanıp kalmaktansa meslekler arası geçişlerin yaşandığı bir kariyer yolculuğunun isteneceği bir hal almaya başlıyor. Kuşkusuz bu durum çalışma yaşamına katılanların eğitim seviyelerinin gün be gün yükseldiğine, teknoloji yardımıyla yeni iş yapma biçimlerinin ortaya çıkmasına ve proje temelli çalışmaların yaygınlaşmasına da bağlanabilir.
BU BECERİLERE DİKKAT!
Hem bireysel beklentiler açısından hem de sosyo-ekonomik bağlamda kabaca betimlenen bu değişim sürecinin genç iş gücü adaylarından neler beklediğine ilişkin belki de en önemli saptama, 21’inci yüzyıl becerileriyle donanmış olarak istihdam arayışına girmeyi başarmalarıdır. Gelişmelere uyum sağlayabilme, inisiyatif alma ve kendini idare edebilme, sosyal ve kültürlerarası beceriler edinme, sorumluluk alabilme bu becerilerden birkaçı. Fakat çağın dikte ettirdiği beceriler arasında yaratıcılık, yenilikçilik ve problem çözme becerisine sahip olma özel bir dikkati hak ediyor.
Takım çalışmasını gerektiren işlerde özellikle eleştirel düşünebilen ve sorunun kaynağını kavrayarak, çatışmadan arındırılmış bir stratejiyi takip ederek, en az maliyetle en insancıl ve verimli alternatif çözümü keşfedebilen çalışanlar firmaların göz bebeği olacak. Bunu başarmanın bir yolu da iletişim ve işbirliği yapabilme becerilerinin gücünde gizli. Bu gizli güçten istifade edebilenler farklı örgütsel kültürlerde başarıyla ‘global vatandaş ve çalışan’ olabilmeyi başaracaklar. Esasen kariyer farkındalığı güçlü olan ve değinilen bu becerilere haiz gençler iş dünyasının kendine özgü dinamiklerini kavramakta zorlanmayacaklarından, hem geleneksel hem de çağa özgü iş ve kariyer rotalarında daha başarılı olabilecekler.
Özetle; geleceği hedeflendiği gibi gerçek kılmak isteyenlere önerimiz, kariyer hazırlığı aşamasında benlik bilgisine ve mevcut iş piyasası fırsatlarına dayalı olarak planlama yapmaları. Kariyer yolunun tüm gençler için ışıklı olması dileğiyle.
PROF. DR. MÜGE ERSOY KART KİMDİR?
1993 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden mezun olan Prof. Dr. Müge Ersoy Kart, 1994’te aynı bölümde araştırma görevlisi olarak akademik hayata katıldı. Yüksek lisans ve doktora eğitimini Ankara Üniversitesi Psikoloji (Sosyal Psikoloji) Anabilim Dalı’nda tamamladı; 2009 yılında ‘Sosyal Psikoloji ve Örgüt Psikolojisi’ alanında üniversite doçenti unvanı aldı. 2014’ten bu yana Ankara Üniversitesi SBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nde profesör olarak görev yapan Müge Ersoy Kart, ÇEEİ Bölüm Başkanlığı ile Ankara Üniversitesi Kariyer Merkezi Müdürü (KARMER), İnsan Kaynakları Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (İKDAM) Müdürü olarak görev yapıyor. Lisans ve lisansüstü düzeyde verdiği dersler arasında, ‘Çalışma Yaşamında Davranış ve Kişilik, Örgütsel Davranış, Sosyal Psikoloji, Değişen Örgüt ve Çalışan Davranışları, İnsan Kaynakları Yönetimi’ sayılabilir. Prof. Dr. Müge Ersoy Kart, akademik çalışmalarının yanı sıra ulusal ve uluslararası birçok projede de görev aldı.