Güncelleme Tarihi:
Venüsya Yayınlarınca hayata geçirilen "İstanbul'a Değer Katanlar" etkinliğinin ilki, Yıldız'ın, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü olduğu dönemde başlaması için öncülüğünü yaptığı "Yazarlar Okullarda Projesi"nin ele alınmasıyla başladı.
Etkinlikte konuşan Yıldız, çalışmayla ortak bir değerin hayata geçirildiğini anlatarak, hayaller olmadan yaşamın devam ettiremeyeceğini söyledi.
Yıldız, hamuru temiz olan, arkasında samimi niyetlerin bulunduğu bir çalışmada, kritik dönemlerde art niyetli düşünceler olsa dahi işin kendi mecrasında yürüyebildiğini söyleyerek, "Bu benim tek başıma gayretim değil. Yapılan işin bence sahiciliğini, doğruluğunu gösteriyor, bu başarı. Yazarlarımız, yayıncılarım da bu projeye sahip çıktı. Eğer işe sahip çıkmamış, arkasında durmamış olsalardı bugünlere gelmemiş olacaktık" diye konuştu.
Birçok yazarı bu çalışma sayesinde tanıdığını dile getiren Yıldız, kendini projeden en kazançlı çıkan kişi olarak gördüğünü anlattı.
Projeden faydalanan çocukların, edebiyatın, sanatın ve ülkenin güzelliklerinin farkında olmasını dileyen Yıldız, şöyle devam etti:
"Yazarlar Okullarda Projesi, aslında bir değerler projesidir. Bu proje artık topluma mal olmuştur. Bundan sonra kendi yürüyüşünü devam ettirecektir. Maliyeti sıfır olan bir iş yapıyoruz. İrade gösterdiğiniz zaman, bu süreç kendiliğinden ortaya çıkıyor. Her şey para değil. Proje kapsamında protokoller yaparak, yurt dışından ülkemize gelen yazarlarımızı öğrencilerimizle buluşturuyoruz. Projenin böyle birçok bileşeni var."
Yıldız, projenin başladığı dönemde, bir gazetede proje kapsamında öğrencilere zorla kitap satıldığı yönünde iddialar içeren bir haber yayınlandığını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben kamuoyunun karşısına çıktım dedim ki 'Kitap sadece hediye aracı değildir. Bu değerli bir üründür ve çocuklarımızın bunu da öğrenmeleri gerekiyor.' Bunu yürekten inanarak söylüyorum, çocuklarımızı fuarlara ellerinden tutup götürmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın harçlıklarını kendilerine vermemiz gerekiyor ki o küçük yaşta kitabı gidip kendisi karıştırsın. Bu sayede çocuklarımız bir yaşam becerisi, kültürü kazansın. Ondan sonra da biz gazetedeki habere yönelik aksi bir beyanda bulunca tartışma orada bitti. Onlar sandılar ki 'Çok özür dileriz. Bir daha böyle bir hata yapmayacağız.' Ben dedim ki 'Bu hataysa ben bu hatayı taammüden işledim ve işlemeye devam edeceğim."
Projenin maddi bir bütçeye sahip olmadığına, yayıncılar, belediyeler ve okul aile birliklerince desteklendiğini söyleyen Yıldız, "Kitapları satın alalım, çocuklar okusunlar ancak eğer imkanları varsa, kitap alınacaksa o kitabın da alınması gerekiyor. Projenin en önemli kazanımlarından birisi de budur. Hepimizin gurur duyacağı bir projeyi Türkiye'de hayata geçirdik" dedi.
Yıldız, projenin 19. Milli Eğitim Şurası'nda kayıtlara girdiğini sözlerine ekledi.
"En çok okuyan kesim 7-14 yaş"
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal de geçen yıl 620 milyon kitap üretildiğini ve kişi başına 8 kitap düştüğünü söyledi. Okuma oranlarıyla ilgili birtakım yanlış inanışlar olduğuna dikkati çeken Celal, yaklaşık 10 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle okuma oranına ilişkin net rakamların çıkarıldığını dile getirdi.
Celal, şöyle devam etti:
"Türkiye'de kitap okunuyor. Kişi başına 8 kitap düşüyor tabii ki azdır bu rakam. Sonuçta daha fazla olması lazım. Ancak bu 8 rakamına nasıl geldik ona bakmak lazım. Sayıyı yükselmek mucizelerle, durduk yerde olmuyor. Aksine çağımız internet çağı. O yüzden ilgilerin, algıların çok kolay dağıldığı bir dönem. Buna bağlı olarak da hem veliler hem öğretmenler çocukların kitap okumayacağı endişesi içerisinde. 'Yazarlar Okullarda' gibi projeler bu anlamdaki endişelerin ne kadar doğru olduğunu, ne kadar yanlış olduğunu görmemizi sağlayan projelerdir. Biz ülke nezdinde 6 şehirde kitap fuarları yapıyoruz. Bu kapsamda da anketler yapıyoruz. Orada şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya. En çok okuyan kesim 7-14 yaş. Büyükler okumuyor, öğrenciler okuyor, öğretmenler okumuyor."
Bir öğrencinin kitapla buluşmasının çok kolay olmadığını, kitaba ulaşsa dahi mahiyetini anlamada sorunlar yaşandığını söyleyen Celal, projeyle bu aşamaların nasıl aşıldığını gördüklerini anlattı.
"Projenin heyecanın birlikte yaşadık"
Yazar Gülten Dayıoğlu ise 53 yıldır yazdığını belirterek, "Kaba taslak yarım asırdır veli, öğretmen ve yazar olarak söylüyorum, pek çok milli eğitim müdürü geldi, geçti toplumdan. Düşündüm de geriye dönüyorum, adını anacağım veya hatırasını canlandıracağım bir isim aklıma gelmiyor. Çok üzülüyorum bunu söylerken. Çünkü iz bırakma kaygısı yokmuş. Bir tek Halis Kurtça Beyefendiyi anımsıyorum. O nedenle bugün Muammer Bey için buraya geleceğimizi düşünürken, Muammer Bey'in değeri birkaç kat daha arttı gözümüzde" diye konuştu.
Bu projenin heyecanını başından itibaren birlikte yaşadıklarını söyleyen Dayıoğlu, şunları söyledi:
"Hiçbir zaman kendisinden bulunduğu mevkinin baskınlığını hissetmedik. Hep omuz omuza gibiydik. Yazarlar Okullarda Projesi çığ gibi büyüdü. Ben de onlardan biriyim. Gerçekten çok yararlı bir proje. Yazar, kitap, okur bir araya geldi mi bu bambaşka bir olay. Çocuklar imza günlerinde bana gelip dokunuyor resmen. Yazarını okur istiyor. Her zaman müteşekkirim Muammer Yıldız Bey'e. Bizlere bu heyecanı, coşkuyu katlanarak yaşatma olanakları sundu. Muammer Yıldız Bey belleklerimizde şöyle kalsın. Kendisini sadece İstanbul ilinde kısıtlamayalım. Öyle kolay Muammer Yıldız olunmuyormuş. O kadar alçak gönüllü. Karşısındakini çok iyi anlayan bir kişilik. Hangi hamurla, nerede nasıl yoğrulduğunun ifadesidir. Kendisine yol açıklığı diliyorum."
"Muammer Bey, bir devlet mensubu olarak yapılması gerekeni yaptı"
Çocuk kitabı yazarı ve yayıncısı Melike Günyüz de Muammer Yıldız'ın ortaya bir irade koyduğunu belirterek, "Bir devlet mensubu olarak aslında yapılması gerekeni yaptı Muammer Hoca. Aradaki en temel fark bu. Benim için Muammer Hoca, bende çok önemli başka bir şeyi sembolize ediyor. İl milli eğitim müdürlüğü çok önemli bir kurum, birçok ülkenin bakanlıklarından daha büyük bir bütçeyle yönetiliyor İstanbul. Siz bütçe, insan kaynağı yönetiyorsunuz, çok önemli bir yönetici olmanız lazım. Bir lider olarak vizyon ortaya koymanız gerekiyor. Bütün bu sistemi yönetirken sistemin kazasız ilerlemesini sağlamak için de bir irade ortaya koymanız lazım. Muammer Bey'in bunu yaparken bu yöneticilik vasfı. Ankara'da bundan sonra daha büyük ve güzel projelerin gerçekleşeceğine inanıyorum. Muammer Bey, yeniliklere açık, anında karar veren bir kişi. Ben bu şansımızın Ankara'da katlanarak devam edeceğine inanıyorum" dedi.
Konuşmaların ardından, Yıldız'a plaket takdim edildi ve hatıra fotoğrafı çektirildi.
Etkinliğe, yazarlar Selim İleri, Yusuf Çapur, Mehmet Nuri Yardım, Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün de katıldı.