Yazarlar Okullarda

Gaziantep’in Nurdağı İlçesi’nin 150 haneli İncirli Köyü’nde dünyaya geldi. 7 çocuklu bir ailenin beşincisi. İlkokul 5’inci sınıfa kadar köyde daha sonra ortaokul olmadığı için şehir merkezinde okudu. Adını, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle başlattığı Yazarlar Okullarda projesiyle duyuran Türkçe öğretmeni Yusuf Çopur’dan bahsediyoruz. Öğrenciliğin kendisi için “gurbet” demek olduğunu söyleyen Yusuf Çopur ile hem hayata geçirdiği projeleri hem de kendi eğitim hayatını konuştuk.

Çopur, 11 yaşında şehirde okumak için ailesinden ayrıldığını anlatarak, “Hayallerle tanışmam bu yıllara rastlar. Çünkü o yaşta hayatın yükünü omuzlayan yokluk ve yoksulluk içinde var olmaya çalışan bir çocuğu ancak hayalleri mutlu edebilirdi. Türkçe kitabımızdaki yazarlarla konuşurdum sık sık. Sait Faik’ler, Kemalettin Tuğcu’lar, Ömer Seyfettin’ler... Diyet yazarına çok kızmış, Son Kuşlar’a çok üzülmüş, Küçük Kemancı’ya çok ağlamıştım. Gurbetin acısını kitaplarla unutmaya çalışan ama okuduğu kitaplardaki kahramanlara üzülen, ağlayan, kimi zaman da onlarla sevinen garip bir çocuktum” diyor.
Çopur daha sonra Adıyaman Anadolu Öğretmen Lisesi’ni kazanmış. “O zamana kadar evet, öğretmen olmak istiyordum, çünkü öğretmenlerimi çok seviyordum” diyen Çopur, öğretmenlerinin kitaplardan sonra en çok sevdiği varlıklar olarak tanımlıyor. Ardından bir an önce öğretmen olup, kendisi gibi ailesinden uzak öğrencilerin en yakın arkadaşı olmaya karar verdiğini söylüyor.
Türkçe tercihinin nedenini ise, “Okumaya olan düşkünlüğümün yanı sıra lisedeki edebiyat öğretmenim Veysi Atıcı’yı çok sevmem, ona öykünmemdi” sözleriyle açıklıyor.

Daha çok yolumuz var

Öğrencilerinin karşısına ilk çıktığında neler hissettiğini, nasıl bir öğretmen olmayı hedeflendiğini de şu sözlerle açıklıyor: “Kendimi düşündüm. Kendimi koydum o sıralara. Nasıl bir öğretmeni beklediysem öğrencilik yıllarımda öyle bir öğretmen olmaya çalıştım. Bakan onlarca göz. Tertemiz. Aydınlık zihinler. Elbette heyecan verici. Okumayı sevdiren bir öğretmen olmak en büyük amacımdı. Çünkü onu gerçekleştirdiğinizde sorun diye düşündüğünüz onlarca mesele kendiliğinden ortadan kalkıyor... Daha bu uğurda gideceğimiz çok yol var.”
Yazarlar Okullarda Projesi’ni, “Bir gün her yere yayılsın” hayaliyle başlatmadığını belirten Çopur, “Ama her an ulaşabileceğim en çok insana ulaşayım dedim. Bu da projenin o anki gidişine odaklanmamı ve başarıyı getirdi. Daha sonra dönüp geriye baktığınızda ulaştığınız insan sayısının arttığını ve yalnız olmadığınızı görüyorsunuz. Benim en büyük şansım Bağcılar’da merhum İlçe Milli Eğitim Müdürü Kadir Kuş, İstanbul’da da İl Milli Eğitim Müdürümüz Dr. Muammer Yıldız’dı. Bunu teamül gereği söylemiyorum. Muammer Bey, hayallerimi alıp gerçeğe dönüştüren hatta hayallerimi kendi hayalleriyle birleştiren değerli bir idareci. Kitaba olan tutkusu bu projeyi bu günlere taşımıştır” diyor.

500 öğrenci-yazar buluşması yapıldı

Çopur’un verdiği bilgiye göre Yazarlar Okullarda Projesi son 2 yılda, İstanbul’daki 39 ilçede 150 yazarla 500 öğrenci-yazar buluşması gerçekleşti. 3 bin 100 öğretmen aktif olarak projede çalıştı. 208 bin 350 öğrenci, okuduğu kitabın yazarıyla birebir buluştu. Selim İleri, Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Sunay Akın, Murat Menteş, Tuna Kiremitçi, Beşir Ayvazoğlu, Ayber Ergülen, Cemil Kavukçu, Yiğit Bener, Füruzan, Buket Uzuner, İnci Aral, Pınar Kür, Gülten Dayıoğlu, Yalvaç Ural, Metin Celal, Semih Gümüş, Alper Canıgüz, Yalçın Tosun, Ahmet Turan Alkan bu yazarlardan bazıları.
Projenin başlangıcında olumsuz tepkiler de verildiğini, daha sonra olumlu sonuçlar almaya başladıklarını belirterek şunları söyledi: “Ufak tefek sorunlar olmadı değil. Toplum olarak yenilikleri kabullenmekte biraz zorlanıyoruz. Bir de çok çabuk ayrışıyoruz maalesef. İnsanlar ideolojik bir proje mi değil mi diye uzun süre bekledi. Çok üzücü. Ama Muammer Bey’in bu konudaki kucaklayan ve her kesimi kapsayan kesin tavrı bu kaygıları eritti. Bir süre sonra çok olumlu tepkiler gelmeye başladı. Kitap çıkaran öğrencilerimiz bile var. Harika bir duygu. Yazarlarla tanışıp onlarla konuştuktan sonra yazar olmaya karar veren bunun için de çok beklemeyip kitap çıkaran öğrencilerimiz var. Çocuğunun ders çalışmayıp kitap okuduğunu şikayet eden velilerimiz var. Mahallesinde öğrencileri toplayıp yazarı evlerine davet edenler velilerimiz var. Görünen o ki hem çocuklarımız hem velilerimiz çok mutlu.”
Yusuf Çopur, yeni dönemde eserleri Türkçe’ye çevrilen başta Avrupalı olmak üzere farklı ülkelerden yazarların, öğrencilerle buluşturulmak için çalışmalar yürüttüklerini de sözlerine ekledi.

Zamanın ruhunu yakalamak lazım

Tavsiyede bulunmaktan çok hoşlanan biri olmadığını belirten Yusuf Çopur, çocuğuna kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyen ailelere yönelik şunları söyledi: “Zamanın ruhunu yakalamak lazım. Ebeveynlerin ve belki de çoğumuzun düştüğü en büyük yanlış kendi çocukluk veya gençliğimizle çocuklarımızı eğitmeye o anlayışla onları okutmaya çalışıyoruz. Olmuyor. Olmaz da. Yeni nesillerin algı eşiği, ilgi alanı çok farklı. Haliyle her şeyden önce gençlerimizle aynı dili kullanabilmeliyiz. Malcom X der ki en iyi nasihat iyi örnek olmaktır. Sadece kitap okumada değil her şeyde...”

***

Yusuf Çopur’un projeleri

2007’de Bağcılar’da Okumayı Seviyorum projesiyle 60 bin öğrenciyi okudukları kitabın yazarıyla; 2008’de Medya Eğitimi Projesiyle İstanbul genelinde 5 bin öğrenci, veli ve öğretmeni kendi alanında uzman gazeteci-yazarlarla buluşturdu. 2009’da Gezgin Kitap projesiyle 120 bin kitabın Güneydoğu’daki illere gönderilmesinde çalıştı. 2010’da Dünya Kardeşliği projesiyle 6 bin öğrenciyi Avrupalı eğitmen, öğretmen ve öğrencilerle biraraya getirme çalışmalarında bulundu. Aynı yıl Sabancı Vakfı’nca 2011 Eğitimde Yılın Fark Yararatan’ı seçildi. 2011’de Bilgi Üniversitesi Yılın Genç Girişimci ödülünü aldı. 2011-20012’de Yazarlar Okullarda Projesi’yle İstanbul’un tüm ilçelerinde 98 bin öğrenci 78 yazarla buluşturuldu. Projenin koordinatörlüğünü Yusuf Çopur yaptı. Çopur, en son JCI- Junior Chamber International (Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler) Derneği Türkiye Şubesi tarafından İnsan Haklarına, Çocuklara ve Dünya Barışına Katkı ödülünü aldı. Halen birçok kitap eleştiri gazeteleri ve dergilerinde kitap eleştirmenliği yapıyor. Daha Vakit Var ve Bir Uzak Düş adında iki romanı var. Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde Yeni Türk Edebiyatı Bölümü’nde doktora öğrencisi.