Yaza hazırlayan anne-baba diyeti

Güncelleme Tarihi:

Yaza hazırlayan anne-baba diyeti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2015 09:36

“Anne-baba diyeti de nedir?” dediğinizi duyar gibiyim. Kökeni Yunanca ‘diaita’ olan kelime ‘sağlıklı yaşam’ anlamına geliyor. Nasıl ki diyet yaparken bize zararlı şeylerden uzak durarak daha sağlıklı hale gelmeyi hedefliyorsak, tatil süresince de bize ve çocuğumuza faydası olmayan bazı tutumlardan uzak kalarak daha iyi hissedebiliriz.

Haberin Devamı

Tatilin yaklaşması her yaştan insanın ruhuna iyi geliyor, hepimizin içinde bir heyecan, mutluluk var. Yıl içinde büyük görünen dertler bile güneşi görünce eriyip küçülüyor mu yoksa? Okul sezonunda akademik, duygusal, sosyal vb. sorunlar yaşayan çocukların dertlerinin büyük bir kısmı da okulla birlikte tatile mi giriyor?

Psikoloji alanında çalışan uzmanlar olarak bizler de bir yaz molası veriyoruz. Dinlenmek ve enerji depolamak amacıyla çıktığım tatilimin ilk gününde kitabımı okurken yandaki 9 aylık bebekle anne-baba, annanne-dede, babanne-dede ve teyzeden oluşan 7 kişilik ekibin nasıl ilgilendiğini gözlemlerken yakaladım kendimi. “Kendine gel” diyerek denize girdim, ben denizin ısısına alışmakta zorlanırken, ağlayarak denize giren çocuğunu “korkma korkma batırmayacağım, söz batırmayacağım” diye sakinleştiren babanın 10 saniye sonra ağzı bir karış açık çocuğunu denize batırdığını gördüm. Bu ve benzeri örneklerle günler geçerken kendimi anne-baba gözlemlerinin içinde buldum.

Haberin Devamı

Taze taze gözlemlerimi paylaşmak adına da anne-babalara faydalı olacağını düşündüğüm birkaç öneriyi paylaşmak istedim. Öncesinde de internette konuyla ilgili neler var diye kısa bir araştırma yaptığımda bir şey bulamadım, en azından tatilde öneri duymayalım diye mi düşünüyoruz acaba? Şu an tatilde olan ya da çıkmaya hazırlananlara birkaç sağlıklı yaşam önerisi sunalım:

Tatil hakkında bilgilendirin

Hepimiz gideceğimiz tatil yerini araştırıyoruz, kalacağımız yerin fotoğraflarına, hatta merak derecemize göre diğer ziyaretçilerin yorumlarına bakıyoruz. Kafamızda bir şeyleri belirginleştirirken çocuklarla bunları paylaşmayı genellikle atlıyoruz. Çocuğun yaşına göre nasıl bir açıklama yapacağınız değişiklik gösterebilir, ancak temel olarak çocuğunuzun kafasında oluşabilecek aşağıdaki sorularına yanıt verin.

- Nereye gideceksiniz?
- Yol ne kadar sürecek?
- Ne kadar kalacaksınız?
- Orada dikkat etmesi gereken özel bir durum var mı? Güvenlik, denizle ilgili özel durumlar vb.

“Merak ettiğin başka bir şey var mı?” diye sormaktan çekinmeyin. Her konuda olduğu gibi bazen sizin de bilmediğiniz şeyler sorabilir. “Bunu ben de bilmiyorum ama gittiğimizde öğrenelim” diyerek onun sorusunu önemsediğinizi belirtin.

Haberin Devamı

Valiz hazırlığı

Burada güneş kremi, kıyafet, can simidinden bahsetmeyeceğim :) Yine ebeveynler olarak yanınıza sevdiğiniz ve vakit geçirmek isteyeceğiniz kitap, elektronik eşya, ya da hobilerinizle ilgili şeyleri aldığınız gibi çocuklarınızın da ilgisini çeken ve sevdiği şeyleri almayı unutmayın.

Çocukların benzer ilgilerini keşfetmesi, sosyal ilişkilerin kurulmasını da kolaylaştıracak. Burada da çocuğunuzun yaşına uygun cümlelerle, “ben yanıma okumak istediklerimi alıyorum, boş zamanlarında kullanmak için sen neler almak istersin” diye sorabilirsiniz. Birçok çocuk için geçerli olan boya kalemi ve kağıtları ilk madde olarak bulundurmanızı öneririm.

Haberin Devamı

“Bizim çocuk sadece tabletini ister” diyenler olacaktır. Siz güneşlenirken elinizden telefon ya da tabletinizi bırakmıyorsanız onun isteğini de görmezden gelmeyin :) Son yıllarda üzerinde en çok konuşulan konu çocukların teknolojiye olan düşkünlükleri. Bu konuyu başka bir yazıda ele alabiliriz ya da internette rahatlıkla bulabileceğiniz birkaç yazıyı okuyabilirsiniz ama burada kısaca belirtmek isterim ki: İlk hedefiniz çocuğunuzu teknolojiden uzak tutmak olmasın!!

Gittiğiniz yerin denizi, plajı çocuğunuza uygunsa farklı alternatifler dikkatini çekecektir. Çocukların tercih etmeyeceği, bir anda derinleşen, kum yerine taşlı bir plajı olan bir yerde birçok eğlenceli alternatif ortadan kalktığı için çocuklar da yakından tanıdıkları oyun arkadaşı olan tabletlerine dönecektir.

Haberin Devamı

Yaza hazırlayan anne-baba diyeti

Çocuğunuzu (önerilere) boğmayın

Aslında iki öneriyi iç içe düşünebiliriz. Çocuğunuzu zorla suya batırdığınızda yüzmeyi öğrenmeyeceğini hepimiz biliyoruz sanırım :) Havuz/deniz gibi büyük su kütleleri bazı çocuklar için kaygı yaratıcı olabilir. Çocuğunuzun bu tür endişeleri varsa onları zorlamak yerine konuyla ilgili bir eğitmenden destek alabilirsiniz. Çocukların dış dünyaya duydukları güvenin temel kaynağı ebeveynle kurduğu güvenli ilişkiye bağlıdır. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi söz verip tutmamak onun dünyasında güvensizlik olarak kayıtlara geçer.

Bu maddenin içinde gizli olan ikinci konu ise çocukların ebeveyn önerileri ile boğulmasıdır. Yetişkinler olarak çevremizde birinin sürekli bize öneriler vermesi nasıl hissettiriyorsa çocuklara da ayni hissi yaşatıyor. “Bence havuzda oyna”, “bak şuradaki çocukların yaptığı kaleden yap”, “hadi yüz”, “yüzerken kolunu çırp”, “Ayşeee sen bunu gördün mü, gel bunu da gör”, “bakk babacım şunu da gör.”
Bazı çocuklar tüm yönlendirmelere uymaya çalışırken yoruluyor, bazıları da direnmekten yoruluyor. Bunu gözlemlerken çocukların adına, “Yeterrr bi rahat bırakın da tatil yapayım” diye bağırmak istedim...

Haberin Devamı

Çocukların gelişimi için önemli kavramlardan birisi olan yalnız kalma kapasitesini de tam bu noktada hatırlamak gerekir. Ki bu ötekinin yanında yalnız kalabilmesi, kendi ruhsal alanının varlığını bilmesi anlamına gelir. Çocuğunuzu gözlemlerken tek başına neler yapabildiğini gözlemlemek, gelişiminde sizin verdiğiniz yönergelere uyup uymamasından daha önemli bir yere sahip.

Sınırları hatırlatın

Sınırları hatırlatırken yer ve zamana dikkat etmeniz çok önemli. Canlı olarak gözlemlediğim bir örnekt baba, ufak tefek şeyler için sorun çıkaran 10 yaşındaki kızını bağırarak uyardı. Kız herkesin içinde geri adım atmamak adına devam etti. Baba daha çok bağırdı ve en sonunda kolundan sürükleyerek herkesin içinde kızını plajdan uzaklaştırdı.

“Hak etmiş” diyenleriniz için soralım, “Acaba bu kızın derdi neydi?” Bilmiyoruz! Çocuğunuzda ters giden bir davranış, durum veya ruh hali hissederseniz onunla özel bir alan bulup konuşmak ve “Seni üzgün görüyorum, anlatmak ister misin?” gibi sorgulayıcılıktan uzak, anlamaya çalışan bir tutumla dinleyin. Anlatmazsa zorlamayın, istediği zaman dinlemek için hazır olduğunuzu bilmesi yeterli.

Gün içinde gözlemlediğiniz ve uygun görmediğiniz konuları akşam sakin bir haldeyken hatırlatıp, bunlara dikkat etmeni bekliyoruz diyerek sınırları da hatırlatabilirsiniz. Sürekli bağırarak insanları rahatsız etmek, bulunduğunuz ortamın kurallarına uymamak, çöpleri yere atmak gibi birçok konuyu ele alabilirsiniz.

En önemli maddeyi en sona bıraktım..

Keyfinize bakın ve dinlenin

Bütün yılın stresini, yorgunluğunu geride bırakmak için tatiller en iyi fırsatlardır. Sadece çocuğunuza odaklı bir hayat yaşamak yerine tatilinizin keyfini çıkarmayı unutmayın. Yoksa döndüğünüzde, “Senin yüzünden dinlendim mi, yoruldum mu bilmiyorum!” diyen bir anne-baba olarak çocuğunuzu suçlayabilirsiniz. Tam da şu anda, acil bir iş için haber vermeden şehre dönen annesini soran Zeynep’e, “Annen şimdi gelecek” diyen babayı görüyor, ve gülümseyerek selamlıyorum...


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!