Güncelleme Tarihi:
Sene 1985. Mühendislik eğitimimin 2'nci yılında öğrendiğim bilgilerin ne işe yaradığını sorguladığım bir dönemdi. Öğrendiklerimi pratiğe dökecek firmalar aradım. Elektronik cihaz üreten bir firmanın beni kabul etmesiyle heyecanım doruklara ulaştı. Derslerde sadece laboratuvarlarda gördüğümüz elektronik parçaların çalışan devrelerde hayat bulduğunu ve yapılan işlerin insanların hayatlarına dokunduğunu gözlemledim. Belki mühendislerden daha fazla, firmada çalışan teknikerlerin pratik tecrübelerinden fayda sağladım. Sadece orada bulunmak, ufak tefek işlere koşmak, iş yerinin havasını koklamak ve işe gelip giderken kart basmak bile bir elektronik firmasında çalışmanının neye benzediği konusunda beni fikir sahibi yapmıştı.
ÇALIŞTIĞIM İŞ YERİ DE BİR OKULDU
Bir sonraki seneyse savunma sanayinde bir staj fırsatı yakaladım. Hayalimde Ar-Ge bölümü olmasına rağmen üretim bölümüne kabul edilmiştim. Önce biraz hayal kırıklığı yaşamış olsam da ön yargıyla yaklaştığım bu bölümde Ar-Ge de yapıldığı ve üretim teknolojilerinin geliştirildiğini gördüm. Ancak kimsenin stajyer bir öğrenciden beklentisi olmadığı o ortamda istekli ve meraklı davranarak tasarım yapmaya giriştim. Bunun sonucunda o anda kullanılan sistemlere entegre edilebilecek önemli bir tasarım ortaya çıkarabilmiştim. Mesleğimle ilgili deneyim kazanma hissini orada tattım diyebilirim. Çalıştığım işyeri de aslında bir okuldu. Orada farklı üniversitelerden arkadaşlar ve değerli mühendisler tanıma imkânına sahip oldum. O iş yerindeki çalışanların bir kısmıyla daha sonra farklı ortamlarda yolum kesişti. Yaz stajıyla mezun olduktan sonra çalışabileceğim bir ortamı gerçekten çalışarak deneyimlemiş ve bir ‘test sürüşü’ yapmıştım. Araba alırken bile test sürüşü yapıyoruz ama geleceğimizin parçası kariyerimize bu vakti nedense ayırmak zor geliyor. Okuluma döndüğümde arkadaşlarımdan bir adım önde olma hissiyatı paha biçilmezdi. Kendime güvenim artmış ve daha azimliydim. Üstüne ufak da olsa bir ücret almak da cabasıydı.
ÖN YARGILARIN YERİNİ GERÇEKLER ALIYOR
Özetle arkadaşlar, yaz stajı tüm meslek alanları için bulunmaz bir fırsat. Kendinizi ve gelecekte ne tür bir işte çalışmak istediğinizi kimsenin anlatmasına gerek duymadan bizzat yaşayarak öğreniyorsunuz. Ön yargıların yerini gerçekler alıyor. Para kazanıyorsunuz ve sigortanız ödeniyor. Çevreniz genişliyor; ilk defa arkadaş çevreniz dışında profesyonel hayatta çalışanlarla vakit geçiriyor, çalışıyor, yemek yiyor imkân varsa ulaşım servisinde beraber yolculuk ediyorsunuz. Bir bakıyorsunuz kendinize güveniniz artmış derslerinize ve yaptığınız işe daha bilinçle ve hırsla sarılmışsınız. Geleceğinize yapacağınız en iyi yatırımlardan biri olan yaz stajını en iyi ve verimli şekilde değerlendirin. Düşünün okulunuz bitmiş ve bir CV hazırlıyorsunuz. O henüz bomboş olan CV’nizin ‘Deneyimler’ kısmında bir ya da iki firmada staj çalışması ve bu çalışmalarda yaptıklarınızın anlatımı ne kadar güzel durur. Böyle bir CV ile işe alım sürecinde bir adım önde olacağınızı unutmayın.
ONLARIN DA SİZE İHTİYACI VAR
Peki staj konusunda nereden ve kimden destek bulacaksınız? Bu konuda üniversitelerinizin Kariyer Merkezleri önemli bir yer tutuyor. Birçok okulda bu merkezlere ulaşan staj ilanlarıyla sizlere staj başvuru imkânları sunuluyor. Bu merkezlerde öğrencilerimize yardım etmek için bekleyen çalışanlar var. Ayrıca her sene üniversitelerimizde düzenlenen kariyer fuarlarıyla farklı sektörlerden 10’larca firmaya stantlar ve sunumlarla ulaşmak, bire bir görüşmek mümkün. Siz firmaya gidemiyorsanız onlar sizin ayağınıza gelip sizleri görmeye ve talep toplamaya üniversitenize gelebiliyor. Onları yalnız bırakmayın ve mutlaka seminerlerine ve sunumlarına katılın. Unutmayın sizin onlara ihtiyacınız olduğu kadar onların da size ihtiyacı var. Amaçları en iyileri, bazen en ilgilileri ve bazen de en iyisi olmasa da sadece verimle ve uyumla çalışabilecek öğrencileri firmalarına katmak istiyorlar. Geldiklerinde sorular sorun ve sorgulayın. Üniversiteden sonraki hayatınız için doğru karar vermenin verimli bir yaz stajından geçtiğini unutmayın.
Sevgiyle kalın.
PROF. DR. ALİ ZİYA ALKAR KİMDİR?
Prof. Dr. Ali Ziya Alkar, Hacettepe Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Colorado Boulder Üniversitesi’nden mikroelektronik alanında yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı. 2008 yılında Yükseköğretim Kurulu tarafından doçent unvanına layık görüldü. Hacettepe Üniversite’nde bir süre mühendislik fakültesi dekan yardımcılığı yaptı. Şu ana dek toplam 30’un üzerinde yüksek lisans ve doktora tezi yönetmiş, çeşitli dergi ve kurullarda hakemlik ve editörlük yapmış, ulusal ve uluslararası projelerde yürütücü ve araştırmacı olarak görev aldı. Halen Hacettepe Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’nde Elektronik Anabilim Dalı Başkanı olan Alkar, aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Kariyer Gelişimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü görevini da yapıyor.