Güncelleme Tarihi:
İki hafta süreli sömestir tatili başladı. Öğrenciler, yoğun bir eğitim öğretim döneminin ardından hem dinlenmeye hem ara tatil için kendilerine verilen ödevleri yapmaya hem aile ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeye hem de bir sonraki döneme hazırlık olması açısından kendi akademik eksikliklerine odaklanmaya başlayacakları bir dönem arası tatiline girmiş oldular. Kısa bir süreye birçok şey sığdırmak istemeleri yer yer onları gerginliklere sürükleyebilir. Bu aşamada daha planlı olabilmek ve zamanı iyi yönetebilmek adına öğrencilerin dönem arası tatil için bir zaman çizelgesi hazırlamaları işlerini kolaylaştırabilecek bir araç olabilir.
İlkokul öğrencileri yaşları itibari ile (7-11 yaş) ilk defa aile ortamından ayrılıp okul ile tanışarak sosyalleşmeyi öğrenmekte, benmerkezcilikten sıyrılarak zihinsel becerilerinde artış göstermekte ve arkadaşa olan gereksinimleri okul öncesi döneme kıyasla oldukça yükselmekte. İlkokul öğrencileri dikkat sürelerinin kısalığı ve ders çalışmaya yeni başlamış olmaları nedenleriyle henüz nasıl ders çalışmaları gerektiğine ilişkin yaşantılarının olmamasından ve de kendilerini bu konularda yeterince tanımamış olmaktan kaynaklı net, belirgin fikirlere sahip olmayabilirler. Bu aşamada bir zaman çizelgesi, bir program oluşturmada ilkokul öğrencilerine sınıf öğretmenleri ya da ebeveynlerinin yardım etmesi önemli olur. Öğrenciye, sömestir sonuna kadar neler elde etmek istediği sorularak önce onun istekleri alınabilir, bu istekler içerisinde hem görev ve sorumlulukları hem de eğlenceli zaman geçirme ve hobileri de yer almalı. Tek yönlü bir program, hiçbir yaş döneminde işe yarar olmayabilir! Bu nedenle sadece akademik görevlerle dolu bir listeyi bu yaş grubunda çocukların önüne koymak, onlarda iyi yöne gitmekten ziyade daha büyük bir bıkkınlık, yılgınlık ya da okuldan uzaklaşma hissi yaratabilir. O nedenle yaş itibari ile “çocuk” olarak anılsa da bir “birey” olarak kendisine fikri sorularak ve istekleri paralelinde bir program hazırlanması, programın uygulanabilirliği için oldukça mühimdir.
Ortaokul öğrencileri yaşları itibari ile (12-15 yaş) somut düşünme döneminden soyut düşünme dönemine geçmekte, mantık yürütme ve öğrenme biçimlerinde çok yönlü değişiklikler meydana gelmekte, bu zihinsel gelişimdeki değişiklikler de öğrenme yaşantılarında daha ileri düzey konuları uzun süreli belleklerine işlemede kolaylık sağlamaktadır. Kendi çözümlerini bulmaya, ebeveynlerinden daha bireysel hareket etmeye, arkadaş çevresine dönerek arkadaş onayını daha fazla önemsemeye başladıkları bu yaşlarda bir birey olmaya ve kendi kararlarını kendileri vermeye yönelmektedirler. Bu sebeplerle ortaokul öğrencilerinin kendi zaman çizelgelerini kendilerinin hazırlaması veya zorlandıkları kısımlarda ise arkadaşlarıyla ya da okuldaki öğretmenleri ile beraber bir plan çıkarmaları daha yerinde olabilir.
Lise öğrencileri ise yaşları itibari ile (16-18 yaş) çocukluk ile yetişkinlik arasındaki köprüde adım adım yürüdükleri, gelişimsel olarak değişen vücut yapılarına uyum sağlamaya çalışırken, bir yandan “Ben kimim, ne işe yarıyorum, ne yapmak istiyorum” gibi felsefik temelli sorularla zihinlerini genişletirken, bir yandan da bir kimlik doğurmaya çalışmalarının da etkisiyle zorlandıkları bir evreden geçiyorlar. Aynı zamanda bu yaş grubundaki öğrencilerin birçoğu için kafalarında üniversiteye hazırlık süreci ile ilgili sorular ve istekler de belirmeye başlıyor. “Nasıl bir kariyer istiyorum, ne tarz bir iş yerinde çalışmak istiyorum, neler ilgimi çekiyor, neleri yapmaktan hoşlanıyorum, hangi alanı seçmek benim için daha iyi olur” gibi daha da uzatabileceğimiz kocaman bir liste soru akıllarından geçiyor. Bu yaş grubunda önlerinde üniversite sınavı gibi net bir hedef olmasından ötürü sömestir tatili daha kritik bir süreç oluyor. Bu aşamada eksikliklerini kapatmaları, var ise anlamadıkları konuları tekrar üstünden geçip tamamlamaları, bu konuları anlayıp anlamadıklarını teyit etmek için ise testler gibi çeşitli ölçmelerle öğrenmelerinin düzeyini görmeleri önemli. Okulun olmadığı bu zaman diliminde öğrencilerin akademik becerilerini gözden geçirerek yeni dönemden önce kendilerine bir hazırlık programı oluşturmaları ve aynı zamanda bu tatil dönemini sosyalleşme amacıyla da kullanabilmeleri önemli. Bu sebeplerle lise öğrencilerinin yine kendi istekleri ve düşünceleri gözetilerek, kendilerinin akademik ve kişisel gelişimlerini iyi bilen okul psikolojik danışmanı ile ortaklaşa bir sömestir programı planlamaları çok daha fonksiyonel olabilir.
Tüm bu yaş düzeylerinde sömestir tatilini daha kaliteli geçirebilmek ve maksimum düzeyde bir fayda sağlayabilmek adına bir plan, program veya zaman çizelgesi ışığında ilerlemek önemli. Programın içeriğinde yer alacak başlıkların öğrencilerin akademik, kişisel ve sosyal yönlerine birlikte hitap edecek şekilde olması gerekmekte. Akademik görev ve sorumluluklar açısından; sömestir tatili boyunca okulları tarafından verilen ödevlerin tamamlanmak, ilk dönem boyunca alınan tüm derslere ilişkin konulara göz atmak, tekrar etmek, anlaşılmayan veya eksik olunan konu başlıklarının ders anlatımlı kitaplardan yeniden çalışılmak, aynı zamanda soru kitaplarından bu konularla ilgili başlıklardaki testleri çözerek ne kadar öğrenildiğini kontrol etmek, eğer hala eksiklikler veya anlaşılmayan konular var ise bunları öğretmenlere ya da daha iyi bildiği düşünülen arkadaşlar gibi kaynaklara sormak, ikinci dönemde derslerde yer alacak konulara göz gezdirmek gibi ögeler oluşturulacak programda yer almalı. Kişisel ve sosyal görev ve sorumluluklar açısından ise öğrencilerin beceri ve ilgilerine uygun olarak sanatsal veya sportif faaliyetlere katılımı, yine benzer şekilde kurslara katılımı, kitap okuma, arkadaşlarla ve aile ile sosyalleşme, kendine zaman ayırarak müzik dinleme, oyun oynama gibi başlıklar oluşturulacak programda yer almalı.
Peki sağlıklı, kaliteli bir program nasıl hazırlanır? Ders çalışma programı hazırlama yaş gruplarına göre çeşitlilik göstermekle beraber, program hazırlamanın temel aşamaları benzer. Programı hazırlarken sırasıyla dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Öncelikli olarak programda yer alacak her bir hedef ya da görev belirlenmeden önce bu hedeflerin ‘SMART’ prensibine göre yazılıp yazılmadığı kontrol edilmeli.
- ‘SMART’ kısaltması ile anılan bu prensip birden fazla önermeye sahip. Bunlardan ilki programda yer alan hedeflerin ‘Specific’ olması, yani belirgin bir ifadeye sahip olması. Örneğin; ‘Türkçe’de Anlatım Bozukluğu’ konusunun tekrar edilmesi gibi. İkincisi; programda yer alan hedeflerin ‘Measurable’ yani ölçülebilir olması. Örneğin; ‘Beş test çözmek ya da bir kitap okumak’ gibi. Üçüncüsü; programda yer alan hedeflerin ‘Acceptable’ yani makul, kabul edilebilir olması. Örneğin; 15 günde 1000 test çözmek makul bir hedef değildir, ancak 50 test çözmek kabul edilebilir bir hedef olur. Dördüncüsü; programda yer alan hedeflerin ‘Realistic’ yani gerçekçi olması. Örneğin; Sömestir tatilinin sonuna kadar bir roman bitirmek gibi. Beşinci ve son olarak ise programda yer alan hedeflerin ‘Time-Bound’ yani zaman odaklı veya zaman kısıtlamalı planlanması. Örneğin; Salı günü 2 saat matematik dersinden ‘kök sayılar’ konusunun çalışılması gibi.
- Tüm programda yer alacak hedefler öncelikle bir liste halinde sıralanıp ‘SMART’ olup olmadıkları kontrol edildikten sonra, iki hafta süresi olan sömestir programına yerleştirilebilir.
- Programdaki her bir günü sabah, öğleden sonra ve akşam olmak üzere üç bölüme ayırmak işi kolaylaştırabilir.
- Hedefler ve görevler programa yerleştirilirken öncelikli olarak; öğrencinin 15 gün boyunca programında sabit yer alacak etkinlikler saatleri ile beraber programa yazılır (Örneğin; Cumartesi 15:00-17:00 Basketbol Antrenmanı vb.)
- Ardından önceden planlanmış, önemli sosyal etkinlikler de programdaki yerlerine yerleştirilir (Örneğin; X’in doğum günü partisi, Anneanne ve Dede ile hafta sonu kahvaltısı vb.)
- Ardından programda öğrencinin ihtiyacına ve tercihine göre bir ya da iki gün tamamen boş zaman, kişisel gelişim gibi aktiviteler için seçilerek, bu günler de saat aralıkları ile beraber programa yazılır.
- Bir sonraki adımda; programda artık geriye sadece ders çalışma alanlarıyla doldurabilecek büyük bir zaman kaldığı öğrenci tarafından görsel olarak da görülerek daha net fark edilir. Bu aşamada en başta belirlenen tüm ‘SMART’ ders çalışma hedefleri, öğrencinin önceliklerine göre programa yerleştirilir. (Bu aşamada ideal olan süreler yaş gruplarına göre değişmekle beraber, ortaokul ve lise öğrencileri için 40-45 dakika çalışma, 10 dakika mola; ilkokul öğrencilerinde ise dikkat süreleri ve odaklanma becerileri düşünüldüğünde 30-35 dakika çalışma, 10 dakika ara gibi bir süre planlanması daha sağlıklı olur). Burada bireysel farklılıkların da önemli olduğunu ve bazı çocukların dikkat sürelerinin daha kısa ya da daha uzun olabileceğini de unutmamak gerekir.
- Her bir günün program içeriklerine ne zaman başlanıp, ne zaman bitirileceğine ise öğrencinin kendisi sabah uyanma ve akşam yatma saatlerine göre karar verebilir. Bunun çocukların bireysel farklılıklarına göre esnek olarak planlanması, onların programa uyma motivasyonlarını arttırır. Örneğin; 10:00’da uykudan uyanan bir öğrencinin kahvaltı ve günlük ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra 12:00 gibi ders çalışmaya başlaması mümkün. Bu aşamada tıpkı okul dönemindeki gibi sabah çok erkenden başlamaya gerek yok, öğrencinin tatil döneminde olduğunu hissetmesi de programın sağlıklı ilerlemesinde önemli.
- Ders çalışma için ayrılan zamanları etkili bir şekilde geçirebilmek için öncesinde nerede çalışılacağına (ev, kütüphane, arkadaşlarla bir kafede vb.) karar verilmesi, o gün çalışılacak konular için hangi materyallere ihtiyaç duyulduğunun (test, konu anlatım kitabı, ders notları vb.) belirlenmesi, belirlenen sürede ne yapılacağına (hangi saatlerde daha etkili çalışıyorum, yalnız mı arkadaşlarımla mı çalışmalıyım, nereden başlayacağım, nelere dikkat edeceğim, ne zaman ara vereceğim vb.) saptanması, çalışılan konunun öğrenilip öğrenilmediğinin kontrol edilmesi (testte yapılan yanlışlara dönüp bakmak, konuyu anlama sorularına yanıt vermek vb.), eğer anlaşılmayan yerler söz konusuysa tekrar edilmesi, konunun yeniden başka kaynaklardan öğrenmeye çalışılması önemli.
- Böylece, tüm bu programlama sayesinde ‘Zamanım yok’, ‘Yeterli zamanım olmadığı için çalışamıyorum’, ‘Planlama yapamıyorum’ gibi öğrenciyi başlamaktan alıkoyan cümleleri duyma ihtimali azalır. Aksine, öğrencilerin, kontrollü bir şekilde zamanı iyi yönetebilmenin olumlu çıktılarını sömestir bitmeye yakın görmesi ve zamanı etkin kullandığını fark etmesi söz konusu olur. Böylece öğrencinin ikinci döneme daha hazır, yapması gerekenleri yapmış ve motivasyonu yüksek bir şekilde başlaması mümkün hale gelir.
- Ebeveynlerin ise tüm bu süreç boyunca öğrencileri destekleyici davranmaları, bu 15 günlük sürenin sadece ders çalışmaları gereken değil, aynı zamanda eğlenip keyifli vakit geçirerek dönemin yorgunluğunu üzerlerinden atmalarına olanak sağlayacak bir süre olması gerektiği de unutmamalılar. Belirlenen programlarda oluşabilecek aksilikler ya da programa uymama gibi durumlarda ise veliler, öğrencilere olumsuz geri bildirimler vermek yerine, öğrenci ile zamanı iyi yönetememesinin önündeki engelleri konuşarak, kendilerine destek olup, programa uyabilecekleri, belirledikleri işleri yapabilecekleri konusunda onları cesaretlendirmeleri çok daha sağlıklı olur. Görevlerini yerine getirdikten sonra ise öğrenciyi ödüllendirmeleri, olumlu pekiştireçlerle davranışlarını takdir etmeleri, bu takdiri sözel olarak da dile getirmeleri ve öğrencinin emeklerinin ebeveynleri tarafından da görünür olduğunu fark etmelerinin sağlanması onların daha motive olmalarını sağlar.