Güncelleme Tarihi:
Yardımcı doçentlik kaldırılarak, doktorasını bitirenlerin doçentliğe geçişini kolaylaştıracak yasa teklifi önerisinin ayrıntıları belli oldu. Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) edinilen bilgiye göre, bundan sonra öğretim üyeleri ‘doktor’, ‘doçent’ ve ‘profesör’ olarak tanımlanacak. ‘Doktor Öğretim Görevlisi’ kadrolarına doktor veya eşdeğer unvana sahip tüm adaylar başvurabilecek. Mevcut durumda ‘Yardımcı Doçent’ kadrosunda bulunan öğretim üyelerine hak kaybı olmadan ihdas edilen ‘Doktor Öğretim Görevlisi’ kadrosuna herhangi bir işlem ve şarta gerek duymaksızın geçirilecek. Ayrıca ihdas edilen bu kadronun aylık ücretleri, yardımcı doçent kadrosuna göre daha iyi olacak.
YÖK’ten edinilen bilgilere göre yasa tasarısının detayları şöyle:
MEVCUT ÖĞRETİM GÖREVLİSİNDEN FARKLI
Mevcut öğretim görevlileri öğretim üyesi statüsünde değil. ‘Doktor Öğretim Görevlisi’ ise öğretim üyesi statüsünde olacak. Dolayısıyla iki kadro birbirinden farklı.
DOKTORA SONRASI GEÇİŞ DAHA HIZLI OLACAK
Yardımcı doçentlik kadrosu 2547 sayılı kanun ile sisteme girdi. Akademinin kendi tabii ihtiyacı ve doğası sonucu değil, o günkü sorunlara pratik çözüm üretmeye yönelik olmak üzere icat edildi. Yükseköğretim Kanunu’ndaki “yardımcı doçentlik” kadrosu “doçentin yardımcısı” şeklindeki bir yanlış algı oluşturuyor. Bu gerçek ve dünyadaki gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde aynı pozisyon için kullanılan ibarelerin anlamları dikkate alınarak, “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosu ihdas edildi. Bu düzenlemeyle doktora sonrasında öğretim üyeliğine geçiş sürecinin daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olabilecek. Doçentlik sürecinde aşağıdaki iyileşmelerde dikkate alındığında “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosunun geçici bir öğretim üyeliği kadrosu olması bekleniyor.
DOÇENTLİK BAŞVURULARINDA DEĞİŞİKLİK
Yardımcı doçentliğin kaldırılması; doktor öğretim görevlisi kadrosunun getirilmesi düzenlemesinin doçentlik sürecindeki köklü değişikliklerle birlikte hayata geçirilmesi planlanıyor. Mevcut sistemde doçentlik başvuruları (a) yabancı dil barajı, (b) eser inceleme ve (c) sözlü sınav olarak üç aşamada gerçekleştiriliyor. Doçent unvanına sahip kişilerin doçentlik kadrolarına atanma süreci ise üniversitelerin kendi senatolarınca belirlenen atama kriterlerince yapılıyor. Dünyadaki gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde bu süreç, üniversiteler tarafından yürütülüyor. Bu dikkate alınan birinci husus. Diğer taraftan ilk defa yardımcı doçentlik ve doçentlik konusuyla ilgili çok geniş bir görüş alma süreci gerçekleştiriliyor.
SÖZLÜ SINAV KALKIYOR
Gelen görüşler doçentlik konusunda iki konuda sorun olduğunu ortaya koydu. Büyük çoğunluk merkezi sözlü sınavının kaldırılmasını talep ediyor. Belli bir nispette de dil barajının merkezi olarak belirlenmesinin yanlış olduğu dile getiriliyor. Yeni düzenlemeler bu iki sorunlu alanı ortadan kaldıracak. Yani kanunda yer alan yabancı dilde asgari 65 puan ön şartı ve sözlü sınav zorunluluğu kaldırılacak.
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından sadece eser incelemesi süreci gerçekleştirilecek ve başarılı olan adaylara “Doçentlik Yeterlik Belgesi” verilecek. Bu, eser/yayın inceleme esaslı yeterlik belgesi olacak. Doçentlik yeterlik belgesine sahip adayların doçent kadrosuna atanması süreçleri ise üniversiteler tarafından yönetilecek. Bu aşamada ise üniversitelerimiz mevcut sistemdeki atama süreçlerinde olduğu gibi Yükseköğretim Kurulu’ndan uygunluk alınmak üzere senatolarınca ilave kriterler belirleyebilecek. Bu, tek tip akademi ve akademisyen oluşturmaktan uzaklaşmayı ifade etmekte olup YÖK tarihindeki üniversitelere en büyük yetki devridir.
YABANCI DİL BARAJI DÜŞÜYOR
Mevcut sistemde asgari 65 olan yabancı dil puan şartı, doktora için gerekli olan asgari 55 puandan aşağı olmamak kaydıyla ilgili üniversite tarafından belirlenebilecek. Üniversitelerin bir kısmı mevcut uygulamada doçentlik kadrosuna atanma için bunun üzerinde puan arıyordu, bu devam edebilecek. Bununla birlikte üniversiteler 55 puanla da yetinebilecek. Bu konuda yetki üniversitelerin yetkili kurullarında olacak.
DIŞARIDAN BAŞVURU SÜRECEK
Yükseköğretim kurumları dışından doçentlik başvurusunda bulunma uygulaması devam edecek. Bu şekilde başvuruda bulunanlar için doçentlik unvanının verilmesi ÜAK tarafından gerçekleştirilecek.
HAK KAYBI OLUŞMAYACAK
Doçentlik süreçlerinin bir aşamasında bulunanlar için hak kaybı oluşmayacak, kendilerinin seçimine bırakılacak seçenekler yaratılacak.
Mevcut sistemde eser inceleme aşamasında başarılı olup sözlü sınav aşamasında başarısız olan doçent adayları; eser incelemede başarılı olduğundan Doçentlik Yeterlik Belgesi alabilecek ve doğrudan üniversitelere başvuruda bulunabilecek. Bu adaylar isterlerse sözlü sınav aşamasına girmesi ve başarılı olması durumunda ÜAK tarafından verilecek doçent unvanı alması mümkün olabilecek.
AKADEMİK KARİYER PLATFORMU
YÖK’ün bu çalışmasıyla, doktoralı insan kaynaklarının akademi de daha şeffaf ve performans odaklı istihdamını sağlamayı amaçlıyor. Bu çalışma kapsamında Akademik Kariyer Platformu oluşturuluyor. Bu platform vasıtasıyla, doktorasını tamamlayan mezunlar kendilerine doğru ve hızlı bir şekilde üniversite pozisyonu bulabilecek. Ayrıca bu proje özellikle yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversiteler ile misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma programları kapsamındaki üniversitelerin amaçlarına yönelik doktoralı insan kaynağı ihtiyacının karşılanması sürecine katkıda bulunacak ve bu şekilde öğretim üyeliği istihdamı sürecinin daha şeffaf ve performans odaklı olarak yürütülmesi mümkün olabilecek. Kısacası doktorasını bitirenler ile akademisyen ihtiyacı içinde olan üniversiteler şeffaf bir yöntemle bu platformda buluşturulacak, doktorasını bitirenler daha hızlı bir şekilde üniversitelerde kadroya geçecek.
TASARIDA BAŞKA DEĞİŞİKLİK TEKLİFLERİ DE VAR
Düzenleme paketinde ayrıca şu değişiklik teklifleri yer aldı:
* Son yıllarda üniversite sayısının hızla artması karşısında işlevselliği azalan Üniversitelerarası Kurul teşkilat şemasında ÜAK’ın hiçbir yetkisini daraltmadan, daha verimli ve hızlı çalışabilmesi için ÜAK Yönetim Kurulu oluşturulması, ÜAK’ın doçentlik süreçlerini daha hızlandırabilmek için bazı değişiklikler,
* Doktor unvanına sahip araştırma görevlisi ve uzmanların da ders verebilmesi,
* Yükseköğretim kurumlarından ayrılan öğretim üyelerinin geri dönebilmesi sürecinin; Tezsiz yüksek lisans ücretlerinin belirlenmesi yetkisinin; Yükseköğretim kurumlarında çalışmasına ihtiyaç duyulan sözleşmeli sanatçı öğretim elemanlarının ilgili mevzuat dahilinde çalıştırılabilmesi sürecinin YÖK’ten uygunluk alınmadan doğrudan üniversitelerimiz tarafından yürütülmesi.
SON 24 SAATTE NE OLDU?