Güncelleme Tarihi:
AI veya Yapay Zeka, tipik olarak insan zekasını gerektiren görevleri gerçekleştirebilen bilgisayar sistemlerinin geliştirilmesine atıfta bulunur. Bu görevler doğal dil anlama, örüntü tanıma, deneyimlerden öğrenme ve karar verme gibi işlemleri içerir. AI’ın yükselişi, sadece OpenAI’nin ChatGPT’sinin yayımlanması gibi yakın dönemdeki ilerlemelere bağlı değil. Aslında, AI, son yıllarda eğitimde önemli bir yaklaşım olarak ortaya çıkarak geleneksel öğretim ve öğrenim yöntemlerini altüst etti. Daha etkileşimli, kişiselleştirilmiş ve verimli öğrenme deneyimlerine olanak sağladı. Tarihsel olarak dil öğrenim süreçleri, sınıf eğitimi, ders kitapları ve yoğun maruz kalma deneyimlerine dayanıyor. Bu yöntemler, bir dereceye kadar etkili olsa da genellikle bireysel değişkenlerin dikkate alınması, anında geri bildirim ve ölçeklendirilme gibi konularda yetersiz kalabiliyor. Kendi özgün ihtiyaçlarına veya öğrenme hızlarına hitap etmeyen tek tip ders planlarında kaybolmuş hisseden öğrenciler bir süre sonra motivasyonlarını kaybedebiliyorlar. AI’nin sunduğu kişiselleştirilmiş dil öğrenimi, öğrenme sürecini sadece daha verimli hale getirmekle kalmaz, aynı zamanda daha da ilgi çekici hale getirir. Öğrencilerin, yetenek ve seviyelerine uygun ilgili içerikle etkileşime girdiklerinde, dil öğrenme yolculuklarına karşı motivasyonlarını ve bağlılıklarını koruma olasılıkları daha yüksektir. Ve işte bu yüzden AI, dil öğreniminde gerçek bir oyun değiştirici.
DİL ÖĞRENİMİNDE DÖNÜŞÜM
AI teknolojileri, dillerin nasıl öğretildiği ve öğrenildiği konusunda bir dizi değişikliği de beraberinde getirdi. Doğal Dil İşleme (NLP), Makine Öğrenimi (ML), sohbet robotları ve sanal eğitmenlerdeki ilerlemeleri kullanarak daha kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi yaratırlar. Şimdi bunların neler olduğuna ve sundukları özelliklere bir göz atalım.
- Doğal Dil İşleme (NLP): NLP, makinelerin insan dilini anlamasını, yorumlamasını ve üretmesini sağlar. Bu teknoloji, AI destekli konuşma tanıma özelliğini kullanarak telaffuz ve aksan üzerine geri bildirim sağlayan ve NLP algoritmalarını dil bilgisi kullanımını analiz etmek için kullanan Rosetta Stone gibi uygulamaları destekler.
- Makine Öğrenimi (ML): Dil öğreniminde, ML, kullanıcının ilerleme sürecine bağlı olarak öğrenme materyalini uyarlamak için kullanılır, örneğin Memrise uygulaması kişinin bireysel öğrenme hızına uygun kelimeleri belli aralıklarla tekrarlama algoritmalarını kullanır. Böylece mevcut kelime dağarcığı kayıt altında tutulurken yeni kelimeler de öğrenme hızına paralel olarak dahil edilir.
-Sohbet Robotları ve Sanal Dil Eğitmenleri: AI destekli sohbet robotları ve sanal eğitmenler, gerçek hayattaki konuşmaları simüle ederek etkileşimli bir öğrenme deneyimi sunar. Anında geri bildirim verebilir, öğrenenin yeterlilik seviyesine uyum sağlayabilir ve dil pratiği için güvenli, daha az baskı hissedilen bir ortam sağlayabilir. Örneğin, Duolingo’nun sohbet robotları, kullanıcıları konuşma ve anlama becerilerini artıran diyaloglara dahil eder.
DİL ÖĞRENMEDE YAPAY ZEKA ÖRNEKLERİ
Duolingo: Oyun benzeri dersleriyle tanınan Duolingo, öğrenme yollarını kişiselleştirmek ve sohbet robotları aracılığıyla her seviyeye uygun konuşma pratikleri sunmak için AI’dan yararlanır.
Babbel: Bu platform, dersleri ve etkinlikleri bireysel öğrenme ihtiyaçlarına göre özelleştirmek için ses ve konuşma tanıma ve aralıklı tekrarlama yöntemlerini kullanır.
Glossika: Akıcılığa odaklanan Glossika, kelime dağarcığı, telaffuz ve dil bilgisini tam cümle bağlamlarında öğreten doğal bir öğrenme deneyimi yaratmak için AI kullanır.
ELSA: İngilizce telaffuza odaklanan ELSA, öğrencilerin konuşmalarını analiz etmek ve kişiselleştirilmiş geri bildirim ve öğrenme yolları sağlamak için gelişmiş bireysel konuşma tanıma yöntemi kullanır.
YAPAY ZEKA ANLAMA YETİSİNİ GELİŞTİRİR
Her ne kadar AI dil öğrenim sürecinde bir oyun değiştirici olarak görülse de aslında AI destekli araçlar ve geleneksel dil öğrenme teknikleri karşılıklı olarak birbirini dışlamaz; aksine, dil öğrenme sürecini geliştiren bir bütünlük oluşturmak için harikulade bir şekilde bir araya gelirler. Geleneksel yöntemler, dil kurallarını ve yapılarını anlamak için sağlam bir çerçeve sunarken, AI araçları kişiselleştirilmiş, etkileşimli bir deneyim sunarak akıcılığı ve anlama yetisini geliştirir. Bu bütünleşik yaklaşım, dil öğrenme sürecini hızlandırabilir ve daha etkili ve ilgi çekici hale getirebilir. Örneğin, bir öğrenci dil bilgisi kurallarını öğrenmek için bir ders kitabı veya sınıf eğitimini aldıktan sonra ChatGPT gibi bir AI chatbot ile konuşarak öğrendiklerini pekiştirebilir veya sınıf dersinin ardından yeni kelime dağarcığını Duolingo veya Babbel gibi bir uygulama kullanarak eğlenceli ve ilgi çekici bir şekilde pratik yapma imkanı bulur. AI araçları anında geri bildirim sunarak öğrencilerin dil kurallarını güvenli, baskı altında hissetmedikleri bir ortamda uygulamalarına fırsat tanır. Bu karma yaklaşım, her iki dünyanın en iyilerini birleştirerek kapsamlı bir öğrenme deneyimi sağlar.
ÖĞRETMENLERİN YERİNİ ALMASI MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR
Sonuç olarak, AI, dil öğrenimini daha erişilebilir, etkileşimli ve bireysel ihtiyaçlara uygun hale getirerek önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. NLP, ML ve AI destekli sohbet robotları gibi teknolojileri kullanarak, dil öğrenme platformları geleneksel yöntemlerin tek başına sağlayamayacağı deneyimlerle öğrenimi daha kalıcı ve keyifli hale getirebilir. AI teknolojisi ilerledikçe, dil öğreniminin etkinliğini ve keyfini daha da artıran daha yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasını bekleyebiliriz. Ancak, ChatGPT gibi chatbotlarla etkileşirken, insan öğretmenlerin aksine, bu araçların sınırlamaları olduğunu unutmamak önemlidir. Duygusal bağ kurma, sosyal ve bireysel ihtiyaçlar, takım çalışması ve sosyal beceriler kazandırmada gerçek sınıf ortamları kadar etkili olamaz. Gerçekten akıllı gibi görünebilirler, ancak zorluklarınızı ve sorunlarınızı sezgisel olarak anlayamazlar. Bu nedenle en azından yakın gelecekte AI’nın yabancı dil eğitimi ve diğer tüm eğitim alanlarında tek başına gerçek öğretmenlerin ve gerçek öğrenme ortamlarının yerini tek başına alması pek de mümkün gibi görünmüyor.
PROF. DR. KADRİYE DİLEK BACANAK KİMDİR?
Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Selçuk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı. Aynı bölümde öğretim görevlisi olarak bir süre çalıştıktan sonra Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller bölümü, İngiliz Dili Eğitimi alanında doktorasını yaptı. 2015 yılında yine aynı alanda Doçent, 2020 yılında Profesör unvanı aldı. 2010 yılından beri Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor. Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere Avrupa Birliği ve TÜBİTAK gibi kurumlarda proje yöneticiliği ve akademik danışman olarak görev aldı. İlgi alanları olan İngiliz kültürü ve edebiyatı, dilbilim, sosyodilbilim, söylem çözülmesi, yabancı dilde sözcük bilgisi eğitimi konularında yazılmış ulusal ve uluslararası makaleleri, kitap bölümleri ve çeşitli konferanslarda sunduğu bildirileri bulunuyor.