Güncelleme Tarihi:
Dünya Sanat ve Bilim Akademisi (WAAS), 1960 yılında Albert Einstein, Manhattan Projesi’nin yani ‘atom bombası’nın babası olarak bilinen Robert Oppenheimer ve birçok seçkin bilim insanı tarafından kuruldu. O günden bu yana insanlığın karşı karşıya olduğu zorlukları nesnel, bilimsel ve küresel olarak ele alan bir forum olarak hizmet veren WAAS’ın şu anki başkanı Garry Jacobs, 10-12 Aralık’ta düzenlenen ‘7’nci Uluslararası Geleceğin Eğitimi Konferansı’ için İstanbul’daydı. WAAS, Dünya Üniversite Konsorsiyumu ve İstinye Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen konferansta, Hürriyet’e özel açıklamalar yapan Jacobs, artık eğitimcilerin öğrencilere bilgi vermek yerine bunu nasıl kullanacaklarını öğretmeleri gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
GENÇLER SORGULAMA YETENEĞİNİ KAZANMALI
Geçmişte akademi, nükleer silahların sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kaldı. Hâlâ bu yüzleşmenin etkilerinden kurtulabilmiş değiliz ve şimdi de yapay zekâ ile uğraşıyoruz. Yapay zekânın insanlığa fayda sağlamak için harika bir potansiyeli var ama bu teknolojinin de iyi ya da kötü olması tamamen insani değerlere bağlı. Yani insanların kullanım amacına göre değişecek. Bu sebeple de teknolojiyi suçlayamayız. Ayrıca eğitimin de bazı sorumlulukları var. Örneğin günümüz gençliğini sorgulama yeteneğiyle donatmamız gerekiyor, ki bu geçmişte bizim elde edemediğimiz bir yetenekti. Ayrıca bu gençleri teknolojiyi insanlık yararına kullanmaları için eğitmemiz gerekiyor.”
DEĞERLERDEN KOPAN BİLİM KESKİN BİR KILIÇTIR
Geçmişte Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE) ile bir çalışma yaptıklarını belirten WAAS Başkanı Jacobs, şöyle devam etti:“IEEE, dünyanın dört bir yanından yarım milyon mühendisi barındırır ve yapay zeka gibi elektronik mühendisliği alanlarında üst düzey insanlar yetiştirir. Yaklaşık yedi yıl önce, orada bir konferans düzenledik ve enstitüdeki öğretmenlere şunu sorduk: ‘öğrencilerinize öğrettiğiniz bilginin toplumsal uygulamaları ve sonuçları hakkında da bilgi veriyor musunuz?’. Onlar ise öğrencilerine böyle bir bilgi vermediklerini söylediler. Öğrendikleriniz yani bilgi size başkalarının yapamayacağı güçlü işler yapmanız için bir teknik yeterlilik sağlayabilir. Ancak sahip olduğunuz bu bilginin yani gücün topluma olan etkisini hiç dikkate almayacaksanız bu bilginin bir değeri var mı? Burada kimseyi suçlamıyorum. Sorun bizim bilgi anlayışımızda. Bilim ve teknolojiye hayranız çünkü bunlar büyük güçler. Ancak değerlerden ya da toplumsal sorumluluktan kopmuş bir bilim, iki ucu keskin bir kılıçtır.”