Güncelleme Tarihi:
Yukarıda yer alan bu paragraf yapay zeka (AI) programlarından birine sorulan “Yapay zeka çağında çocuklar için felsefe yaklaşımının eğitimde önemi nedir?” sorusu üzerine verdiği yanıtın ilk paragrafı. Diğer paragrafları incelediğimde soruya verilen yanıtın yapay zeka ve çocuklar için felsefe kavramları üzerine genel geçer ifadelerden oluştuğunu söyleyebilirim. Ancak bu bile yapay zeka teknolojisinin arkasında oldukça yüksek bir insan zekası olduğunun önemli göstergelerinden. Yapay zeka insanlık için önemli bir devrim. Böyle bir devrimin gerçekleştiği çağda hala felsefeden bahsetmek, hele çocuklarla felsefe yapmaktan bahsetmek kimileri için faydasız ve imkansız bir uğraş olarak görülebilir. Ancak erken yaşlardan itibaren çocuklar için felsefe (P4C) oturumlarını deneyimleyen çocukların elde ettikleri kazanımları incelediğimde gelecekte benzer zihinsel devrimleri bu çocukların gerçekleştirebileceği iddiasında bulunabilirim. Bu kazanımlar; düşünme becerileri (akıl yürütme, çıkarım yapma, eleştirel ve yaratıcı düşünme, problem çözme gibi), sosyal beceriler, okuryazarlık becerileri, dinleme, konuşma, okuduğunu anlama becerileri...
ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE NEDİR?
Çocuklar için felsefe, P4C olarak da karşımıza çıkabilir. İfadede ki 4C; eleştirel (critical), yaratıcı (creative), işbirlikli (collaborative) ve özen gösteren (caring) düşünme becerilerini vurgular. Felsefi bir eğitim niteliği taşıdığından felsefe tarihi ya da filozofların görüşleri P4C’nin içeriğini oluşturmaz. Temellerini Sokrates’e kadar götürsek te (…ki genelde sokratik yöntem benimsenir) günümüzde bilinen halini mantık ve felsefe profesörü Matthew Lipman’a dayandırabiliriz. Lipman, üniversite öğrencilerinde tartışma kültürü, esnek düşünme becerilerinde yetersizlikler gözlemlemiştir. Bu yetersizlikleri telafi etmenin geç olduğunu düşünerek çocukluk döneminden itibaren felsefi bir eğitim verilmesi gerektiği düşüncesiyle harekete geçmiştir. Bir öğretmen eğitimcisi olarak benzer gözlemleri yapmaktayım. Yetişkin zihinler kalıp yargılara, ön yargılara ve safsatalara gömülmüş durumda. Oysa çocukların zihinleri oldukça berrak, esnek ve kalıp yargılardan uzak. Bu açıdan erken yaşlardan itibaren çocuklarla felsefe yaparak düşünmeyi öğretme amacı taşıyan bir yaklaşımdır P4C.
ÇOCUK FELSEFE YAPABİLİR Mİ?
Bu sorunun yanıtı felsefeye yaklaşımımızla ilgilidir. Eğer felsefeyi günlük yaşamdan koparmadan, çocuğun anlam dünyasına uygun, eğlenceli bir biçimde sunabilirsek elbette yapabilir. Felsefe, insanın yaşamı anlama ve anlamlandırma çabasının ürünüdür. Felsefenin öne çıkan özellikleri ise eleştirel olması, sorgulamaya dayalı olması, merak, şüphe, şaşkınlık ve cesaret içermesidir. Merak, sorgulama, şaşkınlık ve cesaret çocuklarda doğuştan var olan özelliklerdir. Çocuklar şaşkınlıktan doğan anlamlandırma sürecine yaşamın ilk yıllarından itibaren çoğu zaman yetişkinlerin dahi cevaplamaktan kaçacağı sorular sorarak başlarlar. Bu başlık aslında uzun analizler gerektirmekte ama Montaigne’den bir alıntıyla bitirmek isterim. “Felsefeyi çocuklar için ulaşılmaz, asık suratlı, çatık kaşlı ve belalı göstermek büyük bir hatadır. Onun yüzüne bu sahte, bu kaskatı, bu çirkin maskeyi kim takmış…. Madem ki asıl felsefe bize yaşamayı öğreten felsefedir ve madem ki çocuğun da öbür yaştakiler gibi ondan alacak dersleri vardır, niçin çocuklara felsefe öğretilemezmiş?”
P4C UYGULAMA YÖNTEMLERİ
Çocuklarla gerçekleştirilen P4C oturumlarında bir uyarandan yola çıkılır. Uyaran anlam taşıyan her şey olabilir. Gazete haberi, video, afiş, resim, öykü vb. Uyaran sunulduktan sonra uyarana yönelik sorular sorularak sorgulama süreçleri başlatılır. Ardından uyarandan uzaklaşılarak uyaranın vurguladığı özgürlük, mutluluk, zaman, adalet gibi felsefi kavram/lar üzerine tartışma ve sorgulamaya geçilmelidir. Çocuklarda özellikle gerekçeli düşünme ve toplulukla diyalog kurarak ifade etme çabası kolaylaştırıcı tarafından desteklenmelidir. Bu arada P4C’de öğretmen değil kolaylaştırıcı, rehber ya da eşlikçi ifadelerini kullanırız. Oturumlarda yanıtlar değil sorular daha önemlidir. Gerekçelendirilmiş yanıtların mantıklı, açık ve tutarlıolması yeterlidir. Doğru ya da yanlış olarak değerlendirilmez. Pek çok çocuk hatta yetişkin diyalog ortamlarında “ya söyleyeceklerimle alay edilirse, ya yanlış söylersem” korkusuyla konuşma konusunda çekimser kalır. Doğru/yanlışın aranmaması çocuğun endişe etmeyeceği demokratik katılımlı bir sorgulama ortamını sağlar. Bu ortamda “mutlumuyum?” gibi öznel bir sorudan “mutluluk nedir?” genel sorusuna doğru gidilir. Tartışmaya açtığımız bazı soru örnekleri şu şekildedir;
Bir şeyin sahibi olmak için onu hak etmek gerekir mi?
Birinin gerçekten iyi bir arkadaş olduğunu nasıl anlarsınız?
Bir varlığın değeri nasıl belirlenir?
Bilmeden ya da inanmadan yaşamak mümkün olabilir mi?
Özgürlük/mutluluk parayla satın alınabilir mi? Neden?
Öğrendiğimiz her bilginin iyi ve yararlı olması gerekir mi?
Çocuklardan beklenilen yanıtlar ise daha çok öznel yargı cümlelerinin gerekçelendirilmesidir. “…………şeklinde düşünüyorum, çünkü…! Sana katılıyorum veya katılmıyorum, çünkü……” İlk oturumlarda çocuklar gerekçelendirme konusunda zorlanıyorlar. “Neden bu şekilde düşünüyorsun?” sorusuna “Canım öyle demek istedi” diyenler olabiliyor. Kolaylaştırıcının bu noktada hemen pes etmemesi ve çocukları gerekçe sunmaya teşvik etmesi gerekmekte.
ÇOCUKLARA YENİ BECERİLER KATAR
P4C, işbirlikli düşünme, kendine güvenme, empati, başarısızlıktan korkmama, kendini kontrol etme, akademik başarı, okuduğunu ve dinlediğini anlama, eleştirel ve yaratıcı düşünme, akıl yürütme, konuşmagibi gelişimsel alanları ve üst bilişsel becerilerin gelişimini desteklemesi bakımından bir yaklaşım ya da bir öğretim programı olarak dünyada 50’den fazla ülkede uygulanmaktadır. Gerçekleştirilen pek çok araştırma P4C eğitimlerinin çocukların bilişsel, duyuşsal, sosyal ve dilsel becerilerine katkı sağladığını göstermektedir. Dolayısıyla P4C yaklaşımının ülkemizde erken yaşlardan itibaren okullara sistematik olarak girmesi yeni bilimsel, teknolojik, ekonomik devrimleri yaratacak becerilere sahip çocukların yetişmesi için önemli bir adım olacaktır. Elbette öğretim programlarında gerçekleştirilecek revizyonlar ile bu sağlanabilir. Ancak asıl gündemde olması gereken öğretim programlarını işler hale getirecek öğretmenlerimizin mesleki eğitimlerinin niteliğidir.Felsefeye mesafeli bir toplum olarak Çocuklar için Felsefe’nin bir öğretim yaklaşımı olarak öğretmenlerimiz tarafından benimsenmesi de bir hayli zaman alacaktır. Yeni bilimsel devrimlerde söz sahibi olabilmek için erken yaştan itibaren felsefe yapmaya, felsefe konuşmaya, felsefe tartışmaya ve harekete geçmeye bir an önce başlamalıyız.
DR. CELAL BOYRAZ KİMDİR?
2009’da Selçuk Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği programını tamamlamasının ardından “Oyun ve Fiziki Etkinliklere Dayalı Fen Eğitimi: Disiplinlerarası Öğretim Uygulaması” başlıklı yüksek lisans ve “İlkokulda Çocuklarla Felsefe Uygulamaları: Bir Eylem Araştırması” başlıklı teziyle doktora eğitimini Anadolu Üniversitesinde tamamladı. Kısa bir süre Sivas’ta memuriyet ve Şanlıurfa’da ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra Bayburt Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Programlarında araştırma görevlisi olarak çalıştı. Dr. Boyraz, ilkokul düzeyinde P4C, düşünme eğitimi üzerine yayınlar yapmakta, lisans ve lisansüstü düzeyde dersler, konferanslar ve seminerler vermektedir. Araştırmalarında özellikle ilkokulda yer alan tüm derslerin P4C yaklaşımıyla nasıl yürütülebileceği üzerine odaklanmıştır. Bu kapsamda farklı yayınevlerinden çıkan Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi ve Fen Bilimleri dersleri ile P4C uygulamaları üzerine kitap bölümleri ve Sadık Uygun Yayınlarından çıkan anaokulu ve ilkokul seviyesinde öğretmenler tarafından kullanılabilecek 46 öyküye ait P4C öğretmen kılavuz kitapları yayımlanmıştır. Bayburt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü bölüm başkanı ve Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı başkanı olarak akademik çalışmalarına devam etmektedir.