Güncelleme Tarihi:
‘YÖK 100/2000 Öğrenci Buluşmaları’nın üçüncüsü Atatürk Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Erzurum'da düzenlendi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, doktoralı insan kaynağı ihtiyacının karşılanması amacıyla 100 tematik alanda 2 bin öğrenciye yönelik ilk kez uygulanan ‘YÖK 100/2000 Doktora Burs Programı’ndan yararlanan öğrenci sayısının 3 bin 700'e yükseldiğini, bu yıl itibarıyla sayıyı 4 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Programa, YÖK Üyesi Prof. Dr. Muammer Yaylalı'nın yanı sıra Atatürk, Artvin Çoruh, Erzurum Teknik, Fırat, Iğdır, Karadeniz Teknik, Recep Tayyip Erdoğan ve Van Yüzüncü Yıl üniversitelerinde eğitim gören yaklaşık 300 bursiyer öğrenci ve bu üniversitelerin rektörleri katıldı. Toplantıda ayrıca Anadolu, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Erzincan Binali Yıldırım, Gümüşhane, Kafkas, Munzur ve Muş Alparslan, Trabzon üniversitelerinin rektörleri de yer aldı.
97 BİN ÖĞRENCİ DOKTORA YAPIYOR
Toplantının açılışında konuşan Naci Gündoğan, bütün dünyada ve Avrupa'da doktoralı insan kaynağının giderek arttığını söyledi. 2018'de Avrupa genelinde bu sayının 750 bin olduğunu belirten Gündoğan, 2006'da Avrupa'da doktora derecesi veren üniversitelerin oranı yüzde 29 iken bu oranın yüzde 90'lara ulaştığını, Türkiye'de üniversitelerde bu oranın yüzde 82 dolayında olduğunu anlattı. Türkiye'deki üniversitelerde bugün itibarıyla 43 bin 265'i kız, toplam 97 bin öğrencinin doktora yaptığını belirten Gündoğan, "Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden birisi olma hedefini önüne koymuş Türkiye için yetişmiş doktoralı eleman sayısında çok büyük mesafe kaydetmemiz gerekiyor. Yükseköğretim kurumu sayısı 206, öğrenci sayısı 7 milyon 737 bine ulaştı. YÖK olarak bu sayısal büyümeye ‘nitelik’, ‘keyfiyet’ ve ‘kalite’nin de eşlik etmesi gerekiyor. Öncelik de kalite" dedi.
100 ÖNCELİKLİ TEMATİK ALAN İÇİN DESTEK SAĞLANIYOR
Çin'de 1000 kişiye 2.2; Amerika'da 1000 kişiye 1.7; Avrupa Birliği ülkelerinde 1000 kişiye 1.5 doktoralı kişi düşerken Türkiye'de bu oranın 1000 kişiye 0.4 olduğunu söyleyen Gündoğan, "Kalkınmış ülkeler arasındaki sıralamamızı yükseltebilmemiz için doktoralı insan kaynağımızı da arttırmamız şart. 100/2000 projesi de bu fikirle ortaya çıktı" diye konuştu.
YÖK 100/2000'i sıradan bir burs programı olarak görmediklerini belirten Gündoğan, şunları söyledi:
"100/2000 projesini biz bir Türkiye projesi, bir prestij projesi olarak görüyoruz. Devletimizin 2023 için çizdiği vizyonda net kalkınma değerini kendi beyin gücüne dayanarak artırabilen bir Türkiye hedefleniyor. İşte tam da bu bağlamdan olmak üzere, 2016'da planlamayı yaparken bu burs programındaki doktora alanlarının ülkenin ivedilikle ihtiyacı olan öncelikli alanlardan olmasına büyük önem atfettik. Bunların hepsi tematik alanlardı ve bu programlarda kümülatif bir kitle oluşmasını sağladık.
Çin, Japonya ve Kore'de doktoraya, araştırmaya ve inovasyona değer veren çalışmalar yapılıyor. Yükseköğretim Kurulu adına politikalar yürüten sizler ve ben konunun ciddi sahibi olmalıyız.
Projenin kurgusu, amacı ve süreçleri itibarıyla ülke için bir ilk. Bu kapsamda YÖK'ün revize ettiği 100 öncelikli tematik alanda devlet üniversitelerinin doktora programlarında öğrenim gören veya görecek olan öğrencilerin destekleniyor.
2000'li yıllardan sonra özellikle gelişmiş üniversitelerde doktora programlarının inovatif doktora programları, endüstriyel doktora programları ve geleceğin akademiye hedeflenen doktora programları olarak sınıflandı. Ülkemizde endüstriyel doktora programları San-Tez Projesi ile kısmen de olsa başarı elde ediyor. Ancak inovatif doktora programları için kapsamlı araştırma laboratuvarlarında farklı araştırma ekiplerinin geniş araştırma projelerini üretmesini bekliyoruz. Sizlerden ayrıca uluslararası iletişimler kurmanızı ve bilimselliğin yanında entelektüel açıdan da gelişiminizi bekliyoruz.
Üniversitelere yeni dünya düzeninde önemli bir literatür olan akıllı uzmanlaşma konusunda kapsayıcı çalışmalar yapmalarını öneriyoruz. Tam da bu noktada YÖK'ün doktora konusuna verdiği önem ve akademide ve endüstride ülkemizin geleceğinin değeri noktasında sizlere ciddi ümitler bağlamış durumdayız."
100/2000 YÖK Doktora Burs Programı ile burs verilen alt alanların ‘temel bilimler ve mühendislik’, ‘sağlık’, ‘sosyal bilimler’ ile ‘mimarlık ve tasarım’dan oluşan dört ana başlık altında kurgulandığını belirten Gündoğan, bu üst alanlar altında 100 alt alanın oluşturulduğunu söyledi. Gündoğan, programın geldiği noktayla ilgili şu bilgileri verdi:
"Bu burs programında, 2018-2019 eğitim öğretim yılı bahar dönemi itibarıyla beşinci kez çağrıya çıkılmış olup bu beş çağrı dönemi sonucunda (feragat edenler, bursu kesilenler, kaydı silinenler hariç) hali hazırda yaklaşık 3 bin 700 öğrenci burslandırıldı. Hedef, bu yıl itibarıyla bu sayıyı 4 bine çıkarmak. Programla ilgili farkındalık ve talep günden güne artıyor ve her yeni çağrıya daha fazla üniversite başvuruyor. Ana gayemiz geleceğe güçlü nesiller yetiştirmek. Ülke adına sizlerle ilgili hayallerimiz, beklentilerimiz var.
‘PROGRAMI TÜM İMKÂNLARLA DESTEKLİYORUZ’
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise YÖK 100/2000 Projesi'ni büyük bir heyecanla karşıladıklarını ve tüm imkânlarla desteklediklerini söyledi. Atatürk Üniversitesi olarak inovatif doktora programları için laboratuvar alt yapılarının geliştirilmelerine, akredite laboratuvar sayılarının çoğaltılmasına ve araştırma grupları arasındaki iş birliğinin artırılmasına özel önem verdiklerini anlatan Çomaklı, doktora yapan öğrencilerle yakından ilgilendiklerini belirtti. Çomaklı, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yükseköğretim sisteminde kalite odaklı gelişmeler, Yeni YÖK misyonu doğrultusundaki çalışmalarımız, üniversitemizi bir bölge üniversitesi olma temeli üzerinde evrensel bir dünya üniversite statüsüne taşımak yönünde çalışmalara sevk etti. Bu alanda önemli aşamalar kaydettik. Üniversitemiz, evrensel bilimde ön sıralarda yer alan çözüm odaklı faaliyetler yürüten, toplumsal sorunlara bilimsel çözümler getirebilen bir üniversite olarak konumlanacağı bir sürece girdi. Bu doğrultuda her birime yönelik yoğun çalışmalar, sistematik olarak yürütülüyor. Çalışmalar, Atatürk Üniversitesi’nde yeni nesil üniversite tasarım ve dönüşüm projesi somut bir hal aldı. Bu kapsamda, yeni nesil üniversitenin öncü birimlerini kurduk, performans sistemi oluşturduk, teknokent yeniden yapılandırıldı, toplumla entegrasyon süreçleri yapılandırıldı, uluslararasılaşma merkeze alındı."
Toplantıda, sağlıktan mühendisliğe çeşitli alanlarda doktora yapan öğrenciler, akademik çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. Bunlar arasında, hidrojen ve yakıt pilleri, sürdürülebilir etkin tarım, yenilenebilir enerji kaynakları, moleküler onkoloji, mikro ve nanoteknoloji gibi alanlarda yürütülen ileri bilimsel projeler bulunuyor.