Güncelleme Tarihi:
Yabancı dil öğretmenleri, özellikle de okul müfredatlarında çoğunlukla yabancı dil olarak yer alan İngilizce dersi öğretmenleri dil öğretme performansları açısından toplum tarafından sorgulanıyor ve şu tür sorulara muhatap oluyorlar: 'Neden yabancı dil öğren(t)emiyoruz?', 'İlköğretimden yükseköğretime kadar onca saat yabancı dersi olduğu halde bizim çocuklar neden İngilizce konuşamıyor?', 'Avrupa’da şu ülkede herkes çok güzel İngilizce veya bir yabancı dili anadili gibi konuşmakta ama biz tam konuşamıyoruz'.
Bu sorulara da çoğunlukla soru soranların otomatik olarak kendilerinin verdiği bir cevap var: 'Sistem'. Sistem dendiğinde neyi kastettiklerini öğrenmek istediğinizdeyse tam olarak bir cevap almak mümkün olamıyor. Kısaca yabancı dil öğretimi ve öğrenimi sürecindeki sorunu veya sorunların toplum tarafından 'sistem' olarak özetlenmesi arka planda bir eksikliğin veya yanlış giden bir şeylerin olduğu düşüncesini ortaya çıkarıyor.
YÖNTEM VE TEKNİKLER ÖĞRENMEYİ ETKİLİYOR
Öte yandan ülkemizde yabancı dil öğretimine verilen önemin son yıllarda hızla arttığı ilköğretim ikinci sınıftan itibaren yabancı dil öğretimi için gerekli planlamaların ve uygulamaların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından titizlikle yapılıp yürütüldüğü biliniyor. Unutmamalı ki bir yabancı dil öğrenme sürecini etkileyen öğretmen ve öğrencilerin de içinde olduğu birçok faktör bulunuyor. Özellikle yönetilmesi zor ve farklı seviye ve beklentilerde olan bir hedef kitlenin dil öğrenme sürecini başarılı bir şekilde sürdürebilmek birçok nedenden dolayı her zaman istenilen düzeyde olmayabiliyor. İyi bir yabancı dil öğretimi için ihtiyaca yönelik hazırlanmış iyi bir öğretim programı, bu programı etkili bir şekilde uygulayabilecek yeterli donanımla birlikte alan ve meslek bilgisine sahip öğretmenin yeri ve önemi elbette tartışılmaz. Kullanılan yabancı dil öğretimi yöntem ve tekniklerin etkinliği de tartışılmaz. Bu nedenle bu süreçte seçilen yöntem ve tekniklerin yabancı dil öğrenmeye karşı tutum ve davranışları önemli ölçüde etkiliyor.
DİL ÖĞRETİMİ DİNAMİK BİR SÜREÇ
İyi bir yabancı dil öğretmeninin mesleki yönden kendini yeterli hissetmesi gerektiği konusu göz ardı edilmemekle birlikte yabancı dil öğretimi konusunda yeterli bilgiye sahip olmak ve bu bilginin nerede ve ne zaman kullanılması gerektiğinin bilinmesi büyük önem arz ediyor. Yabancı dil öğretiminde kullanılan birçok yöntem, teknik ve materyal olmasına rağmen sadece bir veya birkaç yöntem, teknik ve materyal kullanarak dil öğretmek elbette mümkün değil. Dil öğretimi dinamik bir süreç olup öğretme ortamı, öğrencinin dil öğrenme ihtiyaçları, eldeki olanaklar, öğrencinin her türlü gelişim süreçleri dikkate alınarak en uygun yöntem, teknik ve materyal seçilmesine özen gösterilmeli.
GRUPLA DİL ÖĞRENMEK BAŞARIYI ARTIRIR
Unutmayalım ki en iyi yöntem diye bir şey yok. En iyi yöntem öğrencinin ihtiyaçlarına cevap veren yöntemdir. Her ne kadar sınıf içerisinde bireysel farklılıklar bulunsa da yabancı dil öğretiminde bireysel çalışmanın yanında öğrenme için gerekli koşullar oluşturulması durumunda grupla dil öğrenmeyi destekleyen yöntem ve teknikleri kullanmak yabancı dil öğrenme başarısını artırır.
ÖZ GÜVENİN GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAR
Dilin bir iletişim aracı olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklerin iletişim odaklı tasarlanması öğrencilerin dil öğrenme sürecinde dili kullanmalarına önemli katkı sağlar. Bu bağlamda bireysel öğrenme yerine grup ile dil öğrenmenin öğrenciye sağlayacağı birçok faydasından söz etmek mümkün. Öncelikle grup ile yapılan çalışmalarda etkileşimin etkin yer alması öğrenciye dilin kullanımı için uygun fırsat sunar, öz güvenin gelişmesine ve yabancı dil öğrenmeye karşı olumlu tutum geliştirmesine yardımcı olur.
DİL İŞLEVSEL OLARAK ÖĞRENİLEBİLİR
Hedef dile ait her türlü becerinin kazandırılmasına yönelik yapılacak olan etkinliklerde grup ile çalışma faydalı olabilir. Dil öğrenme sürecini iç içe geçmiş parçaların oluşturduğu bir bütün olarak kabul ettiğimizde konuşma, yazma, okuma ve dinleme gibi dört temel dil becerinin kazandırılması ile ilgili her aşamada grupla çalışma yapmak mümkün. Sınıf içi etkinliklerin sınıf dışı proje ve görevlerle desteklenmesi öğrenme sürecini hızlandırır. Ayrıca günlük hayatla ilişkilendirilmiş grup çalışmalarının hedef dilin daha işlevsel olarak öğrenilmesini sağlar. Grupların birlikte gerçekleştirecekleri planlı ve amaçlı görev ve performansların hedef dilin kullanılmasını teşvik eder. Böylece öğrenilen konuların uygulamaya dönmesi sağlanır. Eğitimin her alanında olduğu gibi yabancı dil öğretiminde de yaparak yaşayarak öğrenmenin öğrencilere olumlu katkılar sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Bu tür iş birliğine dayalı öğrenme yönteminde bireysel başarıdan ziyade grubun başarısı ön planda tutulmalı. Bu nedenle rekabet değil verimli iş birliği esas alınmalı.
TEKNOLOJİDEN DE FAYDALANILABİLİR
Sonuç olarak yabancı dil öğrenimi dinamik bir süreci oluşturur. Bireysel öğrenmeden ziyade grup ile yani etkileşimli öğrenmenin birçok açıdan olumlu katkıları bulunur. Grup çalışmalarında hedef dile maruz kalma, dili yerinde ve zamanında kullanma, grup üyelerinden öğrenme, etkili iletişim, doğru telaffuz, gruba katkı sağlama, görevi tamamlama, konuşma ve dinleme becerilerini geliştirme gibi dil öğretimi açısından önemli birçok çıktı elde etmek mümkün olur. Ayrıca grup ile yapılacak olan etkinliklerde teknolojiden de hedef odaklı faydalanmanın sağlayacağı katkıyı unutmamak gerekir.
PROF.DR. İSMAİL ÇAKIR KİMDİR?
Prof. Dr. İsmail Çakır lisans ve lisansüstü eğitimini Gazi Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesinde İngiliz Dili Eğitimi alanında tamamladı. İngiliz dili eğitimi, yabancı dil öğretimi, dil ve kültür üzerine ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış makaleleri, ulusal ve uluslararası yayınevleri tarafından basılmış kitap ve kitap bölümleri bulunuyor. 1994-2009 yılları arasında Kırıkkale Üniversitesinde, 2000-2017 yılları arasında Erciyes Üniversitesinde görev yapmış olup 2017 yılından itibaren de Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde çalışıyor. 2009 yılında yardımcı doçent, 2012 yılında doçent ve 2017 yılında profesör olan Prof. Dr. İsmail Çakır 2019 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesine dekan olarak atandı.