Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin en köklü okullarından İstanbul’daki Kabataş Erkek Lisesi’nin 12’nci sınıf öğrencileri bir yandan üniversite sınavına hazırlanırken, diğer yandan da velilerin yaptığı ‘anne keklerini’ yiyor. Öğrenciler ders çalışacak bir yer bulamayınca okul müdürü Selman Küçük, devreye giriyor ve okulun kütüphanesini akşam saat 9’a, bazen de 10’a kadar öğrencilere tahsis ediyor. Konuyu velilerle paylaşan Küçük, nöbetçi öğretmen görevlendiremeyeceğini ancak velilerin sırayla gelip nöbet tutabileceklerini söylüyor. Uygulamayı memnuniyetle karşılayan veliler, okul aile birliğinin düzenlemesiyle her akşam kütüphanede nöbet tutmaya başlıyor. Okuldaki liselilerin birçoğu Türkiye’nin 74 ilinden gelen, yatılı kalan öğrenciler. İstanbul’da ikamet eden veliler, yatılı öğrencilerin anne elinden kek ve börek yemeyi özleyeceğini de düşünerek nöbet tutmaya yaptıkları yiyeceklerle gelmeye başlıyor. Şehir dışındaki veliler de destekleyerek yaptıkları börek, sarma gibi yiyecekleri kargoyla okula gönderiyor. Öğrenciler uygulamadan memnun. Bir taraftan sınava hazırlanırken, diğer taraftan özledikleri ‘anne kekleri’ni yiyorlar.
KEKLER, POĞAÇALAR
Bir buçuk yıl önce göreve başlayan okul müdürü Selman Küçük, şöyle anlatıyor:
“Öğrencilerimizin yarısı yatılı olarak kalıyor. Ders çalışabilecekleri bir ortam bulamıyorlar. Bu uygulamayı bir veli toplantısında paylaştım. ‘Akşam saat 9’a, 10’a kadar okulu açalım ama öğretmen görevlendiremem. Gönüllülük esasına göre, veliler, mezunlar bir araya gelelim çocuklarla kütüphanede duralım’ dedim. Başında bir büyüğün olması, çocukların o güveni hissetmesi önemli. Yer yetersizliğinden kaynaklı sadece 12’nci sınıflar kullanıyor. Çok da memnunlar. İş biraz büyüdü. Çaylar, kahveler, kekler, poğaçalar, meyveler, kuruyemişler geldi.
MEZUNLAR DA GELDİ
Bir akşam üniversitede matematik profesörü karı koca velilerimiz geldi. Hem nöbet tuttular hem de çocukların sorularını çözdüler. Mezun öğrencimiz geldi, kardeşlerine soru çözmede yardımcı oldu. Bir doktor velimiz, sosyal medyada ‘Her akşam nöbeti hastanede tutuyordum. Bu akşam kızımın okulunda nöbetçiyim’ yazmış. Buraya gelen her veli, 200 çocuğu olduğunu hissediyor. Bu çocuklardan ailelerinden uzakta, aile şefkatine açlar. Beş yıl yatılı okuyorlar. Bu da bir vesile oldu.”
BİZ DE DİNLENİYOR KİTAP OKUYORUZ
Dilek Hatunoğlu (Veli): Ben diş hekimiyim. İşten çıkıp geldim. Bu özellikle 12’nci sınıflar için çok önemli. Dışarıdaki kütüphanelerin hepsi dolu. Oğlum geçenlerde bir kütüphanede sıra beklerken hasta oldu. Börek, kek, meyve getiriyoruz. Yatılı olanlar için çok iyi oluyor. Artanları yatakhaneye yolluyorum. Veliler için de çok iyi aslında. Biz de dinleniyoruz, kitap okuyoruz. Bazen İngilizce çalışıyorum.
‘İÇLİ KÖFTE BİLE GELDİ’
Tarık Berkan Bilge (Yatılı öğrenci): Nevşehir’den geldim. Yurt ortamında çalışmak pek kolay olmuyordu. Bu sene yoğun çalışmak gerekiyor. Böyle sessiz bir ortamın sağlanması ve yanında kekler, böreklerin olması çok iyi oldu. Fırsat buldukça geliyorum. Bu akşam ne var acaba diye merak ediyoruz. Annem de geçenlerde haberim yokken bir faydası olsun diye, kargoyla buraya yiyecek yollamış.
Mustafa Kaan Yiğit (Yatılı öğrenci): Evim okula uzak olduğu için yurtta kalıyorum. Okul sonrasında hemen derse başlamak, acıktığımızda da velilerin güzel yemeklerinin gelmesi hoşuma gidiyor. Hep yurtta yediğim için de anne yemeği yemek çok güzel oluyor. Bazen içli köfte, bazen sarma oluyor. Çok mutlu oluyoruz.
Aleyna Atalay (Ablasıyla yaşıyor): Adana’dan geldim. Burada arkadaşlarımızla fikir alışverişi de yapıyoruz. Anne yemeği fikri de çok samimi bir atmosfer oluşturuyor. Huzurlu çalışıyoruz. Sıcak anne kekini özlüyordum, ulaşamıyordum. Bu uygulamayla yeniden yiyebiliyoruz.
Hasan Kocabaş (Yatılı öğrenci): Çorum’dan geldim. Yatılı olduğumuz için burada anne yemeği yemek bizim için avantajlı oluyor. Yatakhanede çalışmak çok zor. O yüzden asıl çalışmamız gerekenleri burada çalışıyoruz. Diğerlerini yurtta okuyabiliyoruz. Uygulama çok güzel oldu.