Güncelleme Tarihi:
Levent Okut ile eğitim üzerine konuştuk:
Kuruluşumuzdan itibaren her bir öğrencimizin biricik, her birinin farklı özelliklere sahip olduğunu ve öğrenme ihtiyaçlarının farklılaşabileceğini biliyorduk. Bu kabul ve inanç ile öğrenme-öğretme yöntemlerimizi ve ortamlarımızı farklılaştırdık. Böylece tüm öğrencilerimiz farklılaştırılmış içerik sunumlarımıza bir karşılık verdi. Biz öğrencilerimizin sadece bilişsel bir varlık olmadıklarını biliyoruz. Bilişsel gelişimlerinin yanısıra duyuşsal, sosyal ve psikomotor gelişim alanlarını da hiçbir zaman ihmal etmedik. Çocuklarımızın bütüncül gelişimleri tarafındayız. Bütün bu gelişim alanlarına uygun tasarladığımız ve sistematik olarak uyguladığımız etkinlik, proje, uygulamalar aracılığıyla akademik başarıya sahip, iletişim kurabilen, özgüvenli, kendisinin ve başkalarının duygularının farkında olan bireylerin yetişmesini hedefledik. Çocukların mayasındaki potansiyele saygı gösterdik, onları biz yetişkinlerin değil, kendi geleceklerine hazırlanmaları konusunda ikna ettik. Oluşturduğumuz bu okul iklimi çocuklarımızı mutlu etti. Okula hergün koşarak geldiler.
- Siz de sınıf öğretmenliği yaptınız. Nasıl bir öğretmendiniz?
Ben öğrencilik, öğretmenlik ve yöneticilik kariyerim boyunca hep şanslıydım. İhtiyaç duyduğum desteği başta Ziya Hocam olmak üzere hep usta öğretmenlerden aldım. Sayın Bakanımız eğitim fakültesinde hocamdı. İlk öğretmenlik deneyimimi kuruculuğunu yaptığı bir başka özel okulda yaşadım. Maya’da da sınıf öğretmenliği görevini sürdürdüm. Üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen etkileşim içinde olduğumuz öğrencilerim var. İçeriği farklı şekillerde sunmamın onların dikkatini çekeceğini ve sürece etkin bir şekilde dahil olmalarını garanti altına alacağını biliyordum. İlk yıllarda somut ve anlam temelli bir matematik öğrenimi için çocukken topladığım bilyeleri öğrencilerime verdim. Matematik dersinde hepsi bilye torbalarını çıkarırdı. Artma ve azalma işlemlerini bilyeleri ile yaparlardı. Biz hiçbir masalı canlandırmadan tamamlamadık. Biz hiçbir şiiri bilinen bir melodi eşliğinde söylemeden okumadık. Yön bulma çalışmalarını bahçede karınca yuvaları arayarak, ağaç gövdelerinde yosunsu yapılar arayarak gerçekleştirdik. Biz onlarla eğlendik.
ÖĞRENEN BİR OKUL OLMA İDDİASINDAYIZ
Maya ekibi olarak biz öğrenen bir okul olma iddiasındayız. Okulun sadece öğrencilerin öğrendiği bir yer değil, öğretmenlerin, yöneticilerin ve diğer çalışanların da öğrendiği bir yer olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle okuldaki farklı branşlardaki öğretmenler, kendi alanında uzmanlaşmış akademisyenlerle çalışıyor. Her Çarşamba bütün alanların akademisyenleri bizim okulumuzdadır. Bu akademisyenler derse girerler, öğretmenlerimizin sınıf içi uygulamalarını gözlemlerler, geri bildirim verirler ve öğretmenlerimizle birlikte özelleştirilmiş çalışmalar yaparlar. Hem metodolojik olarak hem de alan bilgisi bağlamında donanan öğretmenler de etkili sınıf içi uygulamalara imza atarlar. Her yıl genişleyen bir aileyiz. Bu nedenle aramıza yeni katılan öğretmen arkadaşlarımız oluyor. Bu arkadaşlarımız eğitim öğretim yılı başlangıç seminer programına Maya uygulamalarını içselleştirmek için diğer öğretmenlerimizden yaklaşık bir hafta kadar daha erken geliyor. Bu süre içinde derinlemesine çalışıyorlar. Mentör öğretmenlik uygulaması da okulumuzda göreve yeni başlayan öğretmenlerimizin her türlü durum karşısında hazır bulunuşluk düzeylerini artırıyor.
ÇOCUKLARIN GÖZLERİNDEKİ PARILTIYA AŞIK OLMAYAN ÖĞRETMENLİK YAPMASIN
Öncelikle öğretmenliğin çocukların yaşamlarında iz bırakan bir meslek olduğunu söylemeliyim. Çocukların gözlerindeki pırıltıya aşık olmayanların öğretmenlik yapamayacaklarına inanan bir ekolden geliyoruz. Biz Maya Ekibi olarak bu öğreti ile büyüdük. Bu nedenle çocuklarla vakit geçirmekten, onlarla ilgilenmekten hoşlanmayanlara öğretmenlik mesleğini bir an önce bırakmalarını öneriyorum. Çocuklara gösterilen şefkatin, sevginin öğrenmeye ve okula ilişkin tutumlarında önemli ve olumlu bir fark yarattığını görenlerdenim. Öğretmenlerin öğrencilerini çok iyi tanımalarını öneririm. Nasıl öğrendiklerini bilip, mizaçlarını çok iyi analiz etmeliler. Çocuğun neye ihtiyacı olduğunu iyi anlamalılar. Öğrencilerini iyi tanıdıklarında ve aileye doğru, zamanında geri bildirim verdiklerinde ailelerin öğretmene olan güveni pekişir. Böylece hem öğrencinin hem de ailenin saygısını kazanır. Metodolojik donanımlarını zenginleştirmeleri şart. İçerik sunumunu öyle bir farklılaştırmalılar ki farklı öğrenme stillerinde olan öğrencilerin dikkatini çekebilsinler. Çünkü sürece dahil olan öğrencilerin daha etkili öğrendikleri bilinmektedir.
KURUCUMUZUN BAKAN OLMASI EĞİTİMDE DEĞİŞİMİ GETİRDİ
Ben Ziya Hocam liderliğinde Milli Eğitim Bakanlığımızın eğitimde nitelikli uygulamaları yaygınlaştıracağına gönülden inanıyorum. Ancak biraz zaman alacağı kanaatindeyim. Çünkü eğitime ilişkin nitelikli çalışmalar; öğretmen, öğrenci, veli, fiziksel ortam ve kaynaklar gibi farklı etkenlerin bir arada eşgüdümlü hareketi ile ortaya çıkar. Kurucumuzun Bakanlık koltuğuna oturalı çok kısa bir zaman geçmesine rağmen eğitimde paradigma değişimi kendini iyiden hissettirmeye başladı. Özellikle mesleki ve teknik liselerde gerçekleştirilen yenilikler ile gençlerimiz geleceğe dönük daha umutla bakmaya başladılar. 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde yer alan üç yıllık takvim doğrultusunda tüm okul düzeylerinde belirlenmiş hedeflerin gerçekleştirilmesiyle eğitim sistemimiz rahat bir nefes almaya başlayacaktır.
KİMDİR?
Levent Okut, 1977’de Denizli’de doğdu. Gazi Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Eğitim Yönetimi Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Anabilim Dalında yüksek lisansını Gazi Üniversitesinde 2003’te tamamladı. Doktora derecesini yine aynı anabilim dalında Ankara Üniversitesi’nden 2009’da aldı. Akademik çalışmalarını öğretmenlerin eğitime ilişkin inançları ve etkili öğretmenlerin özellikleri üzerinde yoğunlaştırdı. İlk olarak sınıf öğretmeni olarak özel bir okulda çalışmaya başladı. İlk günden itibaren akademik alanda gerçekleştirilen metodolojik yenilikleri sınıf içi uygulamalarına yansıtmakta ısrarlı davrandı. Kendi deyimiyle sınıf içinde hiçbir masalı öğrencileri ile birlikte canlandırmadan, hiçbir şiir bilinen bir melodi eşliğinde söylemeden okuyup geçmedi. Öğrenme sürecine etkin bir şekilde dahil olan öğrencilerin her zaman keyif alarak öğrenebileceklerine gönülden inandı. Öğretmenlik yolculuğuna 2002 yılında kurulan Maya Okullarında bir süre daha devam ettirdikten sonra okulun eğitim koordinatörlüğünü yaptı. Şimdilerde ise Ankara’da 3 farklı yerleşkede yaklaşık 2000 öğrencinin ilgi ve sevgiyle mayalandığı Maya Okulları’nın kurucu temsilciliğini yürütüyor.