Güncelleme Tarihi:
Varlık felsefesi, 20. yüzyılda ortaya çıkan Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) akımının öncülü sayılır. Jean- Paul Sartre'ın ''Varlık özden önce gelir'' saptaması, dönemin düşünürleri tarafından var oluş felsefesinin bir uzantısı olarak yorumlandı. Özgürlük, yabancılaşma, sorumluluk gibi kavramların ön plana çıktığı Egzistansiyalizm birçok kaynakta varlık felsefesinin bir alt türü olarak gösterilmektedir.
Varlık Felsefesi Nedir?
Antik Yunan filozoflarından itibaren ''ben var mıyım?'' ve ''varlık neden var'' gibi sorular felsefenin temel sorularından biri olmuştur. Bu soruya olumsuz cevap verenler Batı felsefesinde Nihilizm ismini aldı. Uzak Doğu felsefesinin köşe taşlarından biri olan Taoizm de ''varlık mıdır'' sorusunu ''hayır'' olarak cevaplayan temel akımlardan biri oldu. Bu iki disipline göre, bir şeyin var olabilmesi için duyularla algılanabiliyor olması yetmez. Yine de iki felsefe akımı, birçok yönden birbirinden ayrılı. Hiççilik, tüm erdemleri ve ahlak yasalarını reddederken, Taoizm daha metafizik bir yapıya büründü.
Felsefe tarihinde ''varlık nedir'' sorusu da önemli bir yer tutar. Örneğin Herakliteos bu soruya ''Varlık oluştur'' cevabını verir. ''Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz'' sözünün sahibi filozof, her şeyin sürekli akıp gittiği bir evrende, varlığın da sürekli bir akış içerisinde olduğunu ifade etmiştir. Platon ve Aristoteles için Varlık ideadır. Varlık ve gerçeklik içinde yaşadığımız nesnel dünyada değil, ideaların yani fikirlerin dünyasında mevcuttur. T. Hobbes ve Karl Marx ise İdealizme karşı çıkmış ve ''Varlık Nedir'' sorusuna ''Maddedir'' cevabını vermiştir. Diyalektik Materyalizme göre, sadece somut olan şeyler vardır. Temas edilemeyen, ölçülemeyen ya da gözle görülemeyen her şey yok hükmündedir.
Rene Descartes ise iki zıt felsefeyi bütünleştirerek ''Madde hem idea hem de maddedir'' görüşünü savunmuştur. Fransız filozofa göre düşüncelerimizle tahayyül ettiğimiz her şey, içinde yaşadığımız dünya kadar somuttur. Çünkü nesnel dünyayı algılamamızın birinci koşulu düşünebilen varlıklar olmamızdır.
Fenomenolojinin kurucusu E. Husserl ''Varlık fenomendir'' ve ''Varlık Şey'in Kendisidir'' görüşünü ortaya atarak varlık felsefesine farklı bir bakış açısı kazandırdı.
Varlık Felsefesinin Temel Kavramları Nelerdir?
Varlık felsefesine ait birçok temel kavram bulunmaktadır. Bunların başında varlığın ''Gerçek Varlık'' ve ''Düşünen Varlık'' ayrımı yer alıyor. Buna göre kişinin var olabilmesi için, sadece bir bedene ya da nefes alıyor olması yetersizdir. Ünlü Fransız filozofun ''Düşünüyorum o halde varım'' cümlesi, bunun en büyük ispatlarından biri kabul edilir. Ancak bu ayrım başta İdealistler ve İslam filozofları olmak üzere birçok düşünür tarafından eleştirilmiştir. Onlara göre var olmanın ilk koşulu düşünmek değildir. Bilakis düşünmek için önce var olmak gerekir.
Bir diğer temel kavram ise ''Töz'' olarak nitelendirilir. Temel, esas, yapı ve çekirdek gibi anlamlara gelen töz, varlık kelimesinin yerine kullanılır. Töz, bilimin varlık tanımı gibi kesinlik içermez. Bilim varlığı sorgulamaz ve kanıtlamaya çalışmaz. Deney ve gözlem gibi yöntemleri kullanır. Bu bağlamda ''töz'' bilimsel değil felsefi bir kavramdır.
Varlık Felsefesi ve Temsilcileri
Edmund Husserl - Eserleri: Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe - İçsel Zaman Bilincinin Fenomenolojisi Üstüne
Aristoteles - Retorik - Ruh Üzerine - Poetika - Metafizik
Platon - Sokrates'in Savunması - Devlet - Şölen
Karl Marx - Felsefenin Sefaleti - Yabancılaşma - Makine Üzerine Fragmanlar