Güncelleme Tarihi:
İstanbul Valisi Vasip Şahin, 2018-2019 eğitim öğretim yılının öğretmenlere ve öğrencilere hayırlı olmasını dileyerek, önceki yıllardan çok daha verimli ve faydalı bir dönem geçirmek istediklerini söyledi.
Okul idarecilerinin aynı zamanda öğretmen olarak, bu işin mutfağından geldiklerini anlatan Şahin, öğretmenlerin ve okul idarecilerinin büyük bir yükü sırtlarında taşıdıklarını söyledi. Şahin, okulların temizliğinden güvenliğine, çocukların huzuruna ve en iyi şekilde bilgi almasına kadar birçok konuda hem vicdanen hem de yasal olarak sorumlu olduklarını belirtti.
Şahin, sorumluluklarını yerine getirme noktasında ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını ve idarecilere en iyi imkânları sunmak için gayret ettiklerini dile getirerek, "Çünkü bizim ortak gayemiz ve hedefimiz evlatlarımızın iyi yetişmesi. 3 milyonu aşkın öğrenci ve 150 bin civarındaki öğretmenle birlikte bu ülkeye, bayrağa sevdalı, milletin değerlerine bağlı gençler yetiştirilmeye devam edilirse bu asır da gelecek asır da bize ait olur. Öğretmenlik bir meslek olmanın ötesinde bir aşk işidir. Eğer öğretmeyi, öğrenciyi, bu ülkeyi, bayrağı seviyorsanız ve bu milletin geleceğiyle ilgili birtakım endişeleriniz, hedefleriniz varsa ve ayağınız bu toprağın değerlerine basıyorsa, bu mesleği en iyi şekilde yaparsanız" dedi.
‘SORGULAYAN, YANLIŞA İTİRAZ EDEBİLEN NESİLLER YETİŞTİRMELİYİZ’
Vali Vasip Şahin, Türkiye'deki eğitim sisteminin iyi olmayan şartlardan bugüne geldiğini ve kazanılan başarılar içerisinde eğitimin de geliştirildiğini söyledi.
Türkiye'de birçok ilde sağlanan tekli öğretime geçme hedefinin İstanbul'da henüz yakalanamadığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
"Eğitim öğretime açılan yeni binalarımız olduğu gibi inşaatları devam eden, ihaleleri hazır olan, yapılması planlanan binalarımız var. Dört bir koldan hem arsa arayışı hem de ihalelerin hazırlık çalışmaları içerisindeyiz. Bu bizim sorumluluğumuz ve idarecilere olan görevimiz. Hedefimiz bir günü bir gününe eşit olmayan olmaktır. Bundan sonra daha iyisini yapmak noktasında bu imkânlarımızı olabildiğince zorlayıp sizlerin fiziki ortamlarınızı iyileştirmemiz lazım.
Eğitim camiasının mevcutta en iyisini yapabilme kabiliyeti, isteği ve iştirakı içinde olduğuna yürekten inanıyorum. Öğrencilerimize yüzümüzü biraz daha dönmemiz lazım. Çünkü eğitim gönülden gönüle olan bir faaliyettir. Mekanik şekilde birtakım bilgilerin aktarıldığı yer değildir sınıflar. Çocuklarımız bilimsel bilgilerin yanında değerler ve duygularla da teçhiz edilmesi lazım. Empati yapabilen, sorgulayan, yanlışa itiraz edebilen nesiller yetiştirmemiz lazım. Öğretmenlerimizden istirhamımız öğrenciyi kendine daha fazla yaklaştırsın."
‘REHBERLİ ARAŞTIRMA MERKEZLERİ BÜTÜN OKULLARIMIZIN HİZMETİNDE’
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Ahmet Emre Bilgili de özel eğitime ihtiyacı olan engelli ve özel yetenekli öğrencilere karşı ortak bir hassasiyet gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Okul müdürlerinden, rehber öğretmenlerin öğrencilerle daha çok buluşması için gayret içerisinde olmalarını istediklerini belirten Bilgili, "Rehber öğretmenler bir görüşme odasına hapsolmamalı. Öğrencilerimize faydalı olmalı. Rehberli Araştırma Merkezleri (RAM) bütün okullarımızın hizmetinde" dedi.
Bilgili, yöneticilerin rehberlik ve özel eğitimle ilgili gelişmeleri yakından takip etmelerini istediklerine dikkati çekerek, ilçe ve okul müdürlerinin bu birimleri rasyonel olarak değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
‘ÇOCUKLARIMIZI ÇOK YÖNLÜ YETİŞTİRMEYE GAYRET EDECEĞİZ’
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ise eğitimle ilgili problemleri çözüm ortağı olarak birlikte değerlendireceklerini ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın temel amaçları doğrultusunda eylem planları oluşturacaklarını belirti.
Eylem planlarını farklı ve yenilikçi uygulamalarla hayata geçirmek istediklerini söyleyen Yazıcı, şöyle konuştu:
"Eğitimde yürüttüğümüz iyi örnekler gibi çalışmalarımız devam edecek. Ara sınıflarda okuma yazma bilmeyen öğrencilere dokunacağımız projeler, özel eğitimde aylık farkındalık etkinlikleri, kaynaştırma ve bütünleştime çalışmalarımız sürecek. Okullarımızda her öğrencimizin mutlaka bir spor, sanat ve müzik alanında karşılık bulacağı, kendini yetiştireceği kurs ve etkinlik merkezi oluşturacağız. Her öğrencinin başarı hikayesi yazabileceği farklı alanlar açmaya çalışacağız. Her öğrencinin öğrenme hızının, türünün, kapasitesinin birbirinden farklı olduğuna inanarak, çocuklarımızı bu bağlamda çok yönlü yetiştirmeye gayret edeceğiz."
MEB'in 26 ilde uyguladığı Ölçme Değerlendirme Merkezleri'ni İstanbul'da hayata geçireceklerini aktaran Yazıcı, Okullar Hayat Olsun gibi benzer projelerle okulla çevreyi bütünleştiren, teknoloji bağımlılığından madde bağımlılığına kadar birçok sorunun çözümünde çalışma yapacaklarını anlattı.
Yazıcı, mesleki eğitim, din öğretimi ve temel eğitim alanlarında yaptıkları çalışmaların hepsini farklı boyutlara taşıyacaklarına dikkati çekerek, "Okul öncesi eğitime özel bir önem vereceğiz. Öğrencilerimizin ve sizlerin güvenliği çıkış noktalarımızdan biri olacak. Okul kantinleri ve servis araçları gibi konularda hep birlikte çalışacağız. MEB bünyesinde oluşturduğumuz okul estetiği birimiyle okullarımıza yeni boyut kazandırarak, estetik çalışması oluşturacağız" dedi.
Toplantı, bilgilendirme sunumlarının ardından sona erdi.