Güncelleme Tarihi:
2014 yılında liselere giriş için uygulanacak ortaöğretime geçiş sisteminin değiştirileceği iddiası ortaya atıldı.Daha önce kaldırılacağı açıklanan Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS), yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yaptırdığı çalışmayla adının ve uygulama şeklinin değiştirileceği savunuldu. İddiaya göre, bütün düz liseler Anadolu lisesine dönüşecek. Bu liselere girişte öğrenciler 8’inci sınıfın mayıs ayında ön başvuru yapacak. Okul kontenjanının altında başvuru olursa kesin kayıtlar alınacak. Kontenjanı aşarsa il bazında sınav uygulanacak. Öğrencilerin ilköğretim başarı puanını belirlemede spor, bilim, sanat vs. gibi faaliyetleri de etkili olacak. Fen liseleri için sınav yapılacak. Matematik ve fen puanları değerlendirilecek. Hazırlık sınıfı olan Galatasaray, Kabataş, Kadıköy Anadoul gibi liseler devam edecek. Özel okullar isterlerse fen lisesi sınavıyla öğrenci kabul edecek. Ya da kendi sınavlarını uygulayabilecekler.
Uzmanlar, önümüzdeki yıldan itibaren uygulanması planlanan sistemi genel olarak olumlu buldu. Ancak, il bazında yapılacak sınavların tüm Türkiye geneline açık olması gerektiğini söylediler. Proje ve sosyal faaliyet ödevlerinin yerleştirmelerde kullanılmaması gerektiğini belirten uzmanlar, sonuçların da önümüzdeki yıldan itibaren netleşeceğinin altını çizerek şu değerlendirmelerde bulundu:
İllerde başvurular, kontenjanın çok üstünde olacaktır
Cem Gülan (Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Eş Başkanı): Dünyada zaten sınavın tamamen kalktığı bir ülke yok aslında. Bir yerde belli bir okula kontenjınından daha fazla talep varsa bir seçme kriterleri oluşturuluyor. Uygulanması planlanan sistem kağıt üzerinde oldukça mantıklıya benziyor. Bunun sonuçları önümüzdeki sene uygulandığında görülecek. Burada iki şey dikkatimi çekti. İl bazında sınav uygulanacak olması. Bu durumda herhalde il bazında uygulanacak sınav tüm Türkiye’ye açık olacaktır. Örneğin İstanbul’daki okullar için yapılacak sınav diğer şehirlerdeki öğrenciler de açık olursa güzel. Sistemle ilgili şu anda elimizde net veriler yok. Çok net veriler geldiğinde daha doğru yorumlar yapabileceğiz aslında. Ama diyelim ki İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Antalya gibi illerde okullara kontenjandan çok talep oldu. O zaman şöyle bir durum doğuyor, sınav tüm Türkiye’ye açık olursa ve sınav aynı gün yapılırsa öğrencinin, bunlardan bir tanesini seçmesi gerekir. Çünkü öğrenci Ankara’daki sınava mı girecek yoksa İstanbul’dakine mi? Eğer ayrı günlerde yapılırsa bu sefer de öğrenciler sürekli il il gezmek zorunda kalacaktır. Kontenjınını aşan illerde il bazında değil de tüm Türkiye genelinde sınav yapılırsa belki daha sağlıklı olur. Fen lisesi ve özelliği olan liselerin yaşatılmasını büyük bir memnuliyetle karşılıyoruz tabii. Biz özel okullar olarak kendi merkezi sınavımızı yapacağız bu durumda. Bakanlığa sağladığı bu imkan için de teşekkür ediyoruz. Bu konularda aslında bakanlıkla sürekli görüşüyoruz. 26 Aralık’ta Sayın Ömer Dinçer ile bir toplantı olmuştu, 26-27 Mart’ta da Sayın Nabi Avcı Bakanımızla çalışmıştık. Zaten sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınıyor. Bu yöndeki çalışmalarından dolayı bakanlığımıza gerçekten teşekkür ediyoruz. Eskisi gibi değil, bakanlık sivil toplum kuruluşlarından görüşleri alıyor. Sistem güzel görünüyor. Sadece insanlar eski alışkanlıklarıyla hareket edeceği için okullara kontenjanların çok fazla üstünde başvuru olacağını düşünüyorum.
Ölçüsü olmayan başarı yerleştirme amaçlı kullanılamaz
Hatice Yılmaz (Final Dershanesi Eğitim Koordinatörü): Bu sistemde bizce yanlış olan okul için proje, sosyal sorumluluk çalışmalarının etkisi olması. Ölçüsü olmayan başarı yerleştirme amaçlı kullanılamaz. Zaten bu ödevleri, projeleri yapan merkezler de var, Herkesin ödevi birbirine de benziyor. Bu nedenle okul başarı puanının sistemi etkilemesi yanlış olur. Ancak belirli okullara sınavla öğrenci alınması da Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir yöntem. Her çocuk bulunuduğu ildeki, semtteki okullara mahkum edilmemeli. Ama herkesin sınava girmesine de gerçekten gerek yok, iddialı olan sınava girsin, belli okullara girmek için ders çalışsınlar. Hazırlık sınıfı olan okullar kalacakmış. İstanbul’da bu durumda olan 10 tane okul var, buna her semtte talebi yüksek olan okullar da buna eklenir, İstanbul’da bu sayı maksimum 30 oklur. Bunlar sınavla öğrenci alır. Ona da zaten başarılı öğrenciler talepte bulunur, sınav kaygısı da eskisi kadar yüksek olmaz. Başarılı öğrenci zaten sınav istiyor. Bu konuda benim de bir önerim var. Üniversiteye girişte ilk aşama olarak uygulanan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçları açıklandı. Sonuçlarını inceledim, son dört yılda YGS başarısı yüzde 39’lardan yüzde 24.90’a kadar düştü. Şimdi bizim eğitimdeki amacımız, okuyan araştıran düşünce üretebilen, neden sonuç ilişkisi kudrabilen, sorgulayabilen bir nesil yetiştirmek. Yoksa biz çocukları sınav kazansın diye hazırlamıyoruz. Ancak Türkiye’de lise sona kadar yaklaşık 16 milyon öğrenci var. Bunların bizim için önemli olan tümünü okuyan, düşünen adam haline getirmek. Bu nedenle ben diyorum ki ilkokul 4’üncü sınıftan 12’nci sınıfa kadar her yıl bir ölçme değerlendirme geri bildirim sınavı yapalım. Sınavın amacı okula, öğretmene, veliye ve öğrenciye eksikleri ile ilgili geri bildirimde bulunmak olsun. Her çocuğa 4’üncü sınıftan itibaren eksiğini söylemeye başlarsak, onları çalışmaya yöneltiriz. 4’üncü sınıftan 8’inci sınıfa kadar her yıl yapılan sınavın yerleştirmedeki etkisi yüzde 5 olabilir, 8’inci sınıfın yerleştirmeye katkısı daha fazla olabilir. Aynı sistem lise için de uygulanabilir. Eğitimin kalitesi bu şekilde arttırılabilir, okul, öğrenci, veli de eksiğini bilir. Ancak bu şekilde işi toparlayabiliriz.
OKS’ye benzer bir sistem olacak
Umut Şahin (Sevinç Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü): Öğrenciler tarafından il farklılığı gözetilmeksizin büyük oranda tercih edilen, bu yüzden yüksek puanlarla öğrenci alan fen liseleri, özel statülü Anadolu liseleri ve yüksek puanla öğrenci alma geleneğini sürdüren belli başlı diğer Anadolu liseleri ise, MEB tarafından uygulanacak merkezi bir sınav sonucuna göre öğrenci almayı sürdürecekler. Her ilde böyle liseler mevcut ve sayıları çok fazla değil. Görünen o ki merkezi sınav ile öğrenci alacak devlet liselerinin sayısı azalacak ama özel statüye sahip ve yüksek talep gören veya yatılı–pansiyonlu imkanına sahip liselere yerleşmek, Türkiye çapına rekabet edilecek merkezi bir sınav dahilinde kalıyor. Bu benim de şahsen savunduğum ve çok önemli ve güzel bir gelişme. Bu sınav öğrencileri büyük ihtimalle ilköğretimin ikinci kademesindeki tüm eğitim programından sorumlu tutacak. Bu açıdan SBS’ye değil daha çok geçmiş yıllarda uygulanan OKS’ye benzeyecek. 8’inci sınıfın sonunda tek bir sınav olarak uygulanacak. Özel liseler ise sürecin en başından beri merkezi sınavı savunuyorlardı. Devlet liseleri için bir sınav olmayacaksa bile tek ve merkezi bir sınavla öğrenci alacaklarını zaten belirtmişlerdi. Şimdi ise, merkezi sınav sistemi kapsamında kalacak devlet liseleri ve özel liseler tek bir sınavla mı yoksa iki ayrı sınavla mı öğrenci alacak sorusunun cevabını bekliyoruz. Benim beklentim, MEB tarafından organize edilecek tek bir sınav başlığı altında, bu liselerin farklı puan türleri ile öğrenci alacağı yönünde. Devlet liselerinde yine tercih listeleri, özel liselerde ise yine ön kayıt yöntemi ile yerleştirme yapılacaktır.