Güncelleme Tarihi:
İlkokul birinci ve ortaokul beşinci sınıflar için okula uyum eğitimleri başladı. Öğrencilik hayatı yeni başlayanlarda okula uyum sorunları görülebiliyor. Aileler, çocuklarının okul hayatına daha çabuk alışması için çaba harcarken, uzmanlar bazı uyarılarda bulunuyor. Asıl sorunun, ailenin çocuk hakkındaki önyargıları olduğunu belirten İz Koçluk Kurucusu, Eğitim, Öğreci ve DEHB Koçu Elgiz Henden’in önerileri şöyle:
Okula adaptasyon süreci azımsanmayacak sayıda çocuk için sorunlu geçiyor. Ancak genel olarak çocuklar yeni girdikleri ortama kısa bir gözlemin ardından kolaylıkla uyum sağlayabiliyor. Çocuklar bu konuda önyargılı hareket etmiyorlar. Uyum konusunda asıl sorun olarak değerlendirilebilecek konu, ailenin çocuk hakkındaki önyargıları.
ALIŞKANLIKLARI DEVAM ETSİN
Çocukları okul hakkında bilgilendirmek ve onlara karşılaşacakları durum hakkında bilgi vermek, belki öncesinde okula götürmek, içine gireceği ortamı göstermek endişelerini giderebilir. Aileler ise burada çocuklarını bu değişim dönemine hazırlarken hem kendilerine hem çocuklarına güvenmeliler. Çocukların günlük rutini değiştiği için başlangıçta zorlanabilirler. Ancak sonrasında buna uyum sağlarlar. Uyum sürecini kolaylaştıracak unsurlardan biri de çocuğun alışkanlıklarını devam ettirmesidir. Örneğin “Sen artık okula gidiyorsun, oyun oynamayı bırak demek” çocuğu kaygılandırır. Öğrenme ve gelişim oyunla daha hızlı ve kalıcı olduğu için çocuğun oyun rutinine devam etmesi, okula uyumu daha da kolaylaştırır.
ANNELERİN ADAPTASYONU
Çocukların okula başlaması çalışan ebeveynden çok çalışmayan ebeveyn için zor bir durum. Çocuklar okula başlayınca evde anneler kendilerini boşlukta hissedebiliyor. Bu nedenle çalışmayan annelerin de okul sürecine uyumda öğretmenle ve çocukla nasıl ilişki kuracakları konusunda kendilerini hazırlamaları gerekiyor. Çalışan annelerin ise farklı kaygılar taşıyor. Çalışan annelerin önemli konularından biri çocuklarına yeterince zaman ayıramamak ve ayıramadıkları için de kendilerini suçlu hissetmek. Çocuğun okula başlaması, çalışan anneler için yeni bir kaygıyı beraberinde getiriyor: “Derslerine yardım etmek gerekiyor mu? Ya yardım edemezsem? Zaten yeterince zaman ayıramıyordum, şimdi daha da büyük bir sorun haline gelecek” şeklindeki endişeleri, aslında çocuktan çok bakış açılarında. Çalışan anneler çocuklarına okul konusunda destek olmak istiyorsa, öncelikle öğretmenle işbirliği yapmalılar. Öğretmeni artık okulda onu anne babadan daha fazla görecek ve gözlemleyecek. Bu işbirliği ayda bir telefon, mail ya da okul ziyareti şeklinde olabilir. Görüşme sıklığını öğretmenle birlikte ihtiyaçları doğrultusunda belirleyebilirler. Bu bilgilendirme ve paylaşım görüşmeleri sonrasında evde kendilerine düşen görevleri yerine getirdiklerinde, okul ve ev uyum içinde devam edecektir.