Güncelleme Tarihi:
Eğitimi çoğu zaman sadece okullarla sınırlı olarak düşünsek de, dijital dönüşüm ile eğitim veriye dayalı ve kişiye özel bir deneyime dönüşüyor. Kişiselleştirilmiş eğitim hızla yaygınlaşıyor ve öğrenci artık eğitim sürecinin tam anlamıyla öznesi oluyor. Günümüzde ‘öğrenme’ dediğimizde, önceden belirlenmiş bir çerçeveyle sınırlayamayacağımız kadar büyük bir olgudan; zamandan ve mekândan bağımsız olarak gerçekleşen kişisel bir yolculuktan bahsediyoruz. Hızla değişen bir dünyada çok şey bilen insan değil; doğru ve güncel bilgiye ihtiyacı olduğu anda hızlıca ulaşabilen; bu bilgiyi beceriye dönüştürerek sürekli kendini geliştirebilen ve yaratıcılık gücüyle fark yaratarak değişimi yönetebilen insan başarılı oluyor.
BİLGİ ARTIK SADECE KİTAPTA DEĞİL
Biz eğitimci ve veliler uzaktan öğrenmeyi tartışırken, gençler aslında ona çoktan hazır. Dijitalleşen dünyada bilgiye ulaşmak artık çok kolay; cep telefonları bile birer öğrenme aracına dönüşüyor. Bilmediğimiz herhangi bir şeyi öğrenmek için ‘Telefonla joker hakkımızı’ kullanmamız yeterli. Bilgi ve iletişim çağında, hepimiz her an ulaşılabilir olduğumuz kadar, bilgiye de her an ulaşabiliriz. Önemli olan nitelikli bilgiye, güvenilir bir kaynaktan en hızlı şekilde ulaşmayı öğrenmek ve öğretmek. İnternet üzerindeki çoğu bilginin doğruluğu ve güvenilirliği tartışılır fakat tartışılmayacak bir şey var ki o da bilgi artık sadece kitapta değil. Dijital araçlar ve uzaktan öğrenme platformları hem bilgiye ulaşmak, hem de eğitim sistemi için geçmişte var olmayan olanaklar sunuyor.
DİJİTAL ORTAMDA UZAKTAN EĞİTİM NASIL OLACAK?
Bilgiye dijital ortamda eğitim videoları, ders anlatımları, deneyler, interaktif alıştırmalar ve yazılı materyallerle ulaşan öğrenciler kendilerine en uygun hızda öğrenme şansı bulacak. Bir konuyu anlamadıklarında, ya da bir noktada takıldıklarında geri dönerek tekrar edebilecekler, yani kendilerine en uygun hızda öğrenecekler. Hem de istedikleri yerde, istedikleri anda... Çoğu uzaktan öğrenme platformu artık oldukça akıllı, yani algoritmalar ve sahip olduğu yapay zeka sayesinde seviye tespiti yapabiliyor, her öğrenciyi kendi seviyesine en uygun eğitim içeriklerine yönlendirebiliyor. Hatta, gerektiğinde öğrencinin geçmişten gelen eksiklerini telafi edebilmesi için yardımcı bile olabiliyor. Bir yandan sınavlara gerek kalmadan öğrenciye kendi gelişimiyle ilgili gerçek zamanlı geribildirim verirken, diğer yandan da oyunlaştırma mekanizmaları sayesinde sürekli pozitif teşvik ve motivasyon sağlayabiliyor. Çoğu dijital eğitim platformu kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunuyor. Bu da demek oluyor ki aynı konuyu öğrenmek ve aynı kazanımlara ulaşmak için öğrenciler farklı içeriklerden faydalanabiliyor ve kendilerine en uygun içerik ve yöntemlerle öğrenebiliyorlar. Uzaktan eğitimde öğrenme yolculuğunun tabii ki bir de öğretmen ayağı var. Öğretmenler dijital ortamda sınıflarını oluşturduktan sonra her öğrencinin gelişimini takip edebilir, bireysel olarak ya da tüm sınıfa ödev verebilir, konu veya içerik atayabilir ve hangi öğrencinin ne kadar ders çalıştığını, nerede zorlandığını ya da hangi konuda ustalık kazandığını sistem tarafından üretilen raporlar ile takip edebilirler. Böylelikle öğrencilerinin kişisel eksiklerini telafi etmelerine yardımcı olabilir ya da sınıfın ilerisinde olan bir öğrencinin ileri seviyeli konularla öğrenmeye devam etmesine destek olabilirler. Öğretmen ile öğrencinin etkileşimini dijital ortamda sağlamak her zaman kolay olmayabilir ama eğitimi öğrenme kavramından ayrıştıran en önemli unsurlardan biri öğretmen-öğrenci ilişkisi yani insan faktörüdür. Dikkatinizi çekmek isterim ki, dijital platformlar birçok konuda hayatımızı kolaylaştırıp öğrenme süreçlerini daha verimli hale getirirken, eğitim tasarımını yapan ve öğrenciyi yönlendiren öğretmeni olmalıdır. Teknolojik araçlar ancak doğru amaç için kullanıldıklarında fayda yaratabilirler. Bir başka deyişle eğitim teknolojilerini her zaman insan odaklı kullanmaya dikkat etmeli, öğrenci öğretmen etkileşiminin önemini es geçmemeliyiz. Aksi takdirde bilgiye ulaşmayı mümkün kılsak bile gerçek bir uzaktan eğitim deneyimi yaratamayız. Son olarak, uzaktan eğitimde çoğu zaman veliler de çocuklarının ekran başında geçirdikleri süreyi nasıl değerlendirdiklerini görebilir, öğrencinin gelişimini dijital platform üzerinden takip edebilir ve istedikleri noktalarda çocuklarının eğitimine kendileri de destek verebilirler.
DERSLERİ OYUNLA DESTEKLEYİN
Tüm ebeveynler çocuk yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu ve özveri gerektirdiğini bilir. Okullar kapalı olduğunda ise sorumlulukları daha da artıyor. Dünyamız olağanüstü bir dönemden geçerken, düşünmemiz gereken onca konu ve almamız gereken sağlık tedbirlerinin üzerine bir de çocukların evden eğitimi geldiğinde kafanız karıştıysa bu gayet normal. Merak etmeyin, çocuklar okula gidemese bile öğrenmeye devam edebilirler. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk önderliğinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı uzaktan eğitim sürecinde eminim ki var olan teknolojik altyapı ve yakın zamanda yenilenen Eğitim Bilişim Ağı sayesinde öğretmenler, öğrencileri için gerekli planlamaları yapacak ve dijital ortamdaki ders programlarını belirleyecekler. Eminim ki bu planlama dâhilinde velilere düşen rolle ilgili kapsamlı açıklamalara da yer verilecektir. Yine de, eğer çocuğunuzun evdeki öğrenme planlamasını velisi olarak siz yapma ihtiyacı hissediyorsanız, günde üç saat gibi bir ekran süresiyle başlayabilirsiniz. Bir saat sosyal alanlarda okuma yapmak, bir saat de sayısal alanlarda soru çözmek iyi bir başlangıç olacaktır. Sonrasında ise bir saat fen bilgisiyle devam edilebilir. Dersler kadar önemli olan bir diğer konu ise fiziksel aktivite. Yaş grubuna göre evde yapılabilecek egzersiz hareketleri ya da oyunlarla dersler desteklenmeli, konular arasında mutlaka ara verilmeli.
ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE ÖĞRENMEKTEN ÇEKİNMEYİN
Bir noktaya da özellikle dikkatinizi çekmek isterim: Eğer çocuğunuzun öğrenmesi gereken konuyu bilmiyor ya da hatırlamıyorsanız bu gayet normal, yeter ki onunla birlikte öğrenmekten ve çalışmaktan çekinmeyin. Merak eden, kendini geliştirmeye açık ve öğrenmeye istekli görünmeniz; çocuğunuza rol model olmanız için çok önemli. Bu durum çocuğunuzun hayat boyu öğrenme kavramını içselleştirebilmesine yardımcı olacaktır. Eğer çocuğunuz öğrenirken zorlanıyorsa, bu da gayet normal. Öğrenmek çaba gerektiren ve zorlu bir süreç. Önemli olan yapılan hatalardan yılmamak ve öğrenmek için çaba göstermeye devam etmek. Her zaman pozitif geribildirim vererek çocuğunuzun çabasına destek olun ve başardığında onun sevincine ortak olmayı unutmayın.
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİNİ TANIMAK VE HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN FIRSAT
Uzaktan eğitim süreci, öğrenci, öğretmen ve veliler için eğitim teknolojilerini daha yakından tanımak, kullanmak ve deneyimlemek için fırsat sunuyor. Her öğretmenin tercihi, öğrencinin ihtiyacı doğrultusunda farklı amaçlara hizmet eden birçok dijital araçtan kendinize en uygun olanını seçmek için zaman ayırmalısınız. Doğru araçlar ve doğru tasarlanmış bir uzaktan eğitim süreci aynı zamanda her öğrencinin kendi öğrenme sorumluluğunu üstlenmesi ve öğrenmeyi öğrenmesi için de bir fırsat sunacak. Hızla değişen bir dünyada belki de ilk kez bu kadar bilinmez bir geleceğe hazırlanıyorken, öğrenmeyi öğrenir ve hayat boyu öğrenme kavramını içselleştirebilirsek o zaman sadece bugün var olan bilgiye değil, gelecekte var olacak bilgiye de ulaşmayı öğrenmiş oluruz. Eğitimde dijital dönüşüm doğru yerden yakalayan bireylerin ve toplumların geleceğin dünyasında bir adım öne geçmek için ellerinde çok önemli bir fırsat olduğuna inanıyorum. Uzaktan öğrenime çocuklar, gençler zaten hazır; ama süreci doğru yapılandırmalı, öğrenme tasarımını doğru yapmalı ve fiziksel ortamdan dijital ortama geçerken insan odağımızı kaybetmemeliyiz. Teknolojiyle barışık, cep telefonu ve internet kullanımı yüksek ve aynı zamanda sosyal olan genç nüfusumuz bu noktada gerçekten şanslı. Yeter ki kesintisiz eğitim ile öğrenmeye hiçbir zaman ara vermeyelim.
KHAN ACADEMY HAKKINDA
Khan Academy, kar amacı gütmeyen ve örgün eğitimi desteklemeyi amaçlayan, ücretsiz eğitim içerikleri ve öğretmen araçlarına ulaşabileceğiniz bir uzaktan eğitim platformu. Bugüne kadar dünya genelinde, 41 dilde verdiği 5 milyar ders ile dünyanın en büyük online öğrenme platformu da diyebiliriz. Türkiye’de ise her gün 350 bin kişinin takip ettiği platform bugüne kadar 15 milyon insanın hayatına dokunda. Silikon Vadisi’nde bulunan merkezden sonra ilk ülke ofisi İstanbul’da açılan Khan Academy’nin, bugün 8200’ü aşan Türkçe eğitim içeriğine hem https://tr.khanacademy.org ve https://www.khanacademy.org.tr adreslerinden, hem de Milli Eğitim Bakanlığı’nın kısa adı EBA olan Eğitim Bilişim Ağı üzerinden ulaşılabiliyor. Bu süreçte uzaktan eğitimin belkemiği olacak EBA ile birlikte tüm öğrenci ve öğretmenlerimizi ücretsiz bir platform olan Khan Academy’den de faydalanmaya davet ediyorum.
ALP KÖKSAL KİMDİR?
Lise öğrenimini Amerika’da, üniversite öğrenimini ise Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamladıktan sonra yüksek lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nden birincilikle kazandı. Doktora seviyesinde eğitim ve sosyal politikalar gibi alanlarda Türkiye’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırmalı politika analizleri üzerinde çalışan Köksal, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde araştırmacı olarak görev aldı ve aynı bölümde doktora adayı olarak akademik çalışmalarına devam ediyor. Köksal, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin 16. Dönem Yönetim Kurulu’nda yer alıyor. Profesyonel hayatta uluslararası deneyimini, akademik geçmişini, yeni teknolojilere olan ilgisini ve toplumsal fayda ideallerini eğitim alanında faaliyet gösteren ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Khan Academy’de bir araya getiren Köksal, uluslararası platformun 2012 yılında bir sosyal girişim olarak kurulan ve ilk yerel iştiraki olan Khan Academy Türkçe’nin direktörlüğünü yürütüyor. Köksal, 41 dilde verdiği 2 milyardan fazla ders ile dünyanın en büyük ücretsiz öğrenme platformu olarak tanınan Khan Academy’deki görevinin yanı sıra Türkiye’nin en köklü şirketlerinden STFA Grubu’nun eğitim vakfı olarak 1992 yılından beri faaliyet gösteren Bilimsel ve Teknik Yayınları Çeviri Vakfı’nın genel müdürlüğünü üstleniyor. Yeni Nesil Öğrenme Girişimi’nin kurucularından olan Köksal, çalışmalarıyla eğitim alanındaki değişimin hız kazanmasına destek olmayı, teknoloji destekli ve insan odaklı yeni nesil bir öğrenme anlayışına dikkat çekmeyi, eğitimde fırsat eşitliğinin güçlenmesine katkı sağlamayı, sürdürülebilir kalkınma için sivil toplumda işbirliğini ve eğitim alanında sosyal girişimciliği desteklemeyi hedefliyor. Speaker Agency’ye kayıtlı profesyonel konuşmacı olan Köksal, yurtiçi ve yurtdışında eğitim teknolojileri, eğitimin geleceği, sosyal girişimcilik ve liderlik gibi farklı alanlarda düzenlenen ulusal ve uluslararası konferanslara çağrılı konuşmacı olarak katıldı. TEDxReset ve farklı TEDx sahneleri, Birleşmiş Milletler Sosyal Fayda Zirvesi, Marka Konferansı gibi etkinliklerde deneyimlerini paylaşma şansı buldu ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2015 yılında ilk kez gerçekleştirdiği Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde keynote konuşmacı olarak yer aldı. TİSK Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde En Yenilikçi Sosyal Sorumluluk Projesi ödülünün sahibi olan Gelecek Kampı’nın kurucu üyesi ve Türkiye Bilişim Derneği’nin İcra Sektör Kurulu üyesi olmanın yanı sıra; farklı çalışma grupları, proje ve eğitim kurumlarının bilim ve danışma kurullarında da görev alıyor. 2017 yılında Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler Derneği (JCI) tarafından Türkiye’nin 10 Başarılı Genci’nden biri seçilen Alp Köksal, TOYP “İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Hizmet” ödülünün sahibi oldu ve aynı alanda dünya birinciliğine aday gösterildi.