Güncelleme Tarihi:
Eski Uygur alfabesinin ilk ne zaman kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan araştırmaların sonunda alfabenin ilk kez 7. ya da 8. yüzyılda kullanıldığı tahmin ediliyor. Bu alfabeyle yazılmış en önemli eserlerden biri günümüze kadar ulaşmış olan Kutadgu Bilig'tir. Yaklaşık 2 yılda tamamlanan eser Türk edebiyat tarihinin ilk siyasetnamesi kabul edilir.
Uygur Alfabesi Kaç Harf ve Nasıl Yazılır?
Yeni Uygur alfabesinde 32 harf vardır. 11. yüzyıldan sonra alfabeye iki sesin birleşiminden oluşan iki harf daha eklenmiştir. Uygur alfabesi Arapça gibi soldan sağa doğru yazılır
Uygur Alfabesinin Özellikleri
Soğd alfabesinden türetilmiş olan Uygur Alfabesi ilk olarak Doğu Türkistan'da ortaya çıkmıştır. Bu alfabe II. Göktürk Devletinin kullandığı Orhun Alfabesi ile birlikte Türklerin kullandığı en eski alfabelerden biri olarak kabul edilmektedir.
Uygur Alfabesiyle Yazılan Eserler
Uygur alfabesiyle yazılmış birçok eser günümüze kadar ulaşmıştır. Bu eserlerin bazıları şunlardır:
1- Altun Yaruk:
900'lü yılların başında yazılan kitabın adı ''Altın Işık'' anlamına gelir. Orijinal metni Çince olan eser Singu Seli Tutung tarafından Uygurcaya çevrilmiştir. Buda'nın hayatını doğumundan itibaren ayrıntılı bir şekilde anlatan kitapta Budizmin temel ilkeleri de aktarılır. Kitapta ağıt türünün ilk örnekleri olarak tanımlanan birçok şiir de yer alıyor. Altun Yaruk hem mensur (düz yazı) hem de manzum (şiir) türünde kaleme alınmış ilk eserlerden biridir.
2- Maitrisimit:
Buda'nın hayatından kesitler taşıyan Maitrisimit, Türk Edebiyatına ait ilk tiyatro eseri kabul edilmektedir. Toplam 28 bölümden oluşan eser tamamen diyaloglardan oluşur. Anlatım tekniği açısından yazıldığı dönemin çok üstünde olan Maitrisimit 767 yılında yazılmıştır.
3- Prens Kalyanamkara Papamkara.
"Edgü Ögli Tigin ile Ayıg Ögli Tigin" adıyla bilinen eser, Uygurlara ait en eski öykülerden biridir. Öyküde iyi ile kötünün çatışması birtakım sembollerle ve sade bir dille anlatılır. Öykü uzak diyarlardaki bir mücevhere ulaşmak isteyen iki kardeşi anlatır. Bu mücevher insanların ve hayvanların tüm sıkıntılarına çözecek güçte, efsunlu bir taştır. Kötü şehzadenin tek amacı ise taşı ele geçirmek ve zengin olmaktadır. Bu nedenle kardeşini öldürür. Fakat iyi şehzade yeniden doğarak Buda'ya dönüşür. Açgözlülük ve mal edinme hırsına karşı sevginin ve paylaşmanın önemini anlatan öykü 40'dan fazla dile çevrilmiştir.