Üretken insan kaliteli eğitimle mümkün

İçinde bulunduğumuz sosyo-ekonomik süreç, klasik okul anlayışını farklı yöne götürürüyor. Bu artık okulun en önemli işlevini, yeni kuşaklara bir vizyon kazandırmak olarak tanımlıyor ve yeni okul anlayışı “Eğitim kafayı geliştirmektir, belleği doldurmak değil” yaklaşımı eşliğinde şekilleniyor.

Oysa bugün devam eden eğitim düzeyinde mesleki ve teknik eğitimle iş gücü talebi karşılanamıyor. Mevcut mesleki ve teknik eğitim kurumlarımız özellikle reel sektörde var olan talebi karşılayabilecek kalite ve yetkinlikte bir iş gücünü yetiştiremiyor. Çoğu işletme yeni işe aldığı teknik personeli neredeyse sıfırdan ve kendi imkânlarıyla kurum içinde eğitiyor. En önemli sorunumuz yetişmiş, nitelikli eleman. Raporlarda birçok işveren, ortaöğretimde mesleki eğitim alan gençlerin iş hayatına girdiklerinde bocaladıklarını ve kendi taleplerine tam uyum sağlamlayamadıklarını söylüyor.

İSTENEN BAĞ KURULAMADI

Eğitim; uzun soluklu ve toplumun geleceğine damga vuracak işgücünü yaratacak bir süreç. Bu süreçte eğitim sistemimizi çok iyi örgütlememiz ve üniversitelerimizi de bundan ayrı düşünmememiz gerekiyor. Ancak tıpkı meslek liselerinde olduğu gibi üniversitelerimizle sanayi arasında da bugüne kadar arzu edilen bağ kurulamadı. Fakat ülke olarak hedeflerimize ulaşmak, yüksek katma değerli, ileri teknolojiye dayalı, çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir üretim ekonomisi döngüsünün yaratılabilmesi için üniversite-sanayi işbirliği hayati önem taşıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO), bu kapsamda İstanbul’da faaliyet gösteren köklü devlet üniversitelerinin katılımıyla İSO-Sanayi Platformu’nu oluşturdu. Platform; Teknoloji Transfer Ofisleri, sanayi firmaları ve ilgili tüm kurum-kuruluşlar arasında işbirliği-güçbirliği oluşturulması amacıyla tüm paydaşları buluşturuyor.

SEÇKİN ÜNİVERSİTELER LİGİ

Bilgi çağında olduğumuz bu zaman diliminde üniversitelerimizin yapılarında da değişim kaçınılmaz. Türkiye’de de artık ‘seçkin üniversiteler ligi’ oluşturmalıyız. Bunu yapan ülkeler, en gelişmiş yükseköğretim kurumlarını daha da ileri taşıyarak dünyada daha rekabetçi konuma ulaşıyor. Araştırma ve eğitim üniversitelerinin de birbirinden ayrıldığına tanık oluyoruz. İnovasyonda üniversite-sanayi işbirliğini sağlayan Teknoloji Transfer Ofisleri’nin, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin yanı sıra Organize Sanayi Bölgeleri’nde daha aktif, sanayiciyle yakın çalışması son derece faydalı olacak.

İSO olarak geleceğimizi teslim edeceğimiz kuşakların eğitimine bu vizyonla yaklaşıyoruz. Dahası bunu pratikte de işlevsel kılmak için harekete geçtik. Eğitim çalışmalarımızda sürekliliğe ve teknoloji odaklı gelişmelere daha çok odaklanmak için Milli Eğitim Bakanlığımız’dan İstanbul’daki İSOV Mesleki Eğitim Kompleksi’mizdeki İSOV-Dinçkök Anadolu Teknik Lisesi’nin tamamıyla özerk yönetim anlayışıyla İSO Vakfı’na verilmesini talep ettik. Ne mutlu ki bakanlığımız olumlu yanıt verdi. Sürecin tamamlanmasıyla okulumuz ‘Teknoloji Koleji’ olarak Türkiye’nin gelecek bilim, teknoloji ve sanayi vizyonuna hizmet edecek.

KÖPRÜ EKSİKLIĞI HÂLÂ SÜRÜYOR

Acı ama gerçek; eğitimle istihdam arasındaki sorunlara çare olacak güçlü bir köprünün eksikliği hâlâ sürüyor. Bunu mesleki eğitim kurabilir. Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz ‘Okul Sanayi İş Birliği İstanbul Modeli’ projemiz bu köprünün kurulması noktasında atılmış en önemli adımlardan. Bu modelin en özgün boyutlarından biri, sunduğu yönetişim yaklaşımı. Proje kapsamında, her geçen gün daha fazla meslek lisesi ile sanayi kuruluşunu eşleştirerek aralarındaki bağı güçlendiriyoruz. Sanayicilerimize meslek liselerinin kapılarını açarak, aradıkları nitelikli elemanların yetişmesine katkı sağlama imkânı sunuyoruz. Eğitimciler de fabrikaya gelip, üretim sürecine dair en güncel uygulamaları pratikte tanıyarak bilgilerini tazeliyor.

Geçmişten beri birçok okul-sanayi işbirliği projeleri gündeme geldi ancak geçmiş projelerde, meslek okullarında eğitim süreçlerinin sanayiciyle birlikte nasılyönetilebileceğine dair bir yaklaşım yoktu. Bu açıdan projemiz, okullara sadece teknik altyapı imkânları konusunda destek sağlamanın çok daha ötesinde bir vizyona sahip olduğunu gösterdi. İSO Vakfı olarak, her düzeydeki başarılı öğrencilere burs desteği sağlamaya devam ediyoruz. 2015’ten itibaren de ilk defa doktora öğrencilerine burs vermeye başladık.

Eğitim, İSO’nun öncelikli gündem maddesi. Bugün olduğu gibi gelecekte de eğitim ve sanayi işbirliği için yenilikçi ve işlevsel fikirler kurgulayarak, önderlik etmeye devam edeceğine yürekten inanıyorum.