Üniversitelilere 8 tatil önerisi

Dersler, projeler, sınavlar derken yaz tatili geldi bile. Yoğun ve stresli geçen bir yılın ardından yaklaşık üç ay sürecek yaz tatili, dinlenmek ve enerjinizi tekrar toplamak için iyi bir fırsat. Ancak fazla gevşemek ve yaz aylarını dişe dokunur bir şey yapmadan geçirmek, eylül ayı gelip kampüse döndüğünüzde pişmanlığa da sebep olabilir. Yaz tatilini üretken geçirmenin birçok yolu olmasına rağmen, pek çok üniversitelinin ne yapması gerektiğini bilmediği de bir gerçek.  Bu nedenle, üniversite öğrencilerine yaz tatillerini değerlendirmeleri için bazı ipuçları hazırladık.

1- Yaz okulu: Yaz okulu, geleneksel olarak düşük not alan öğrencilerin notunu yükseltmek veya kaldığı dersi tekrar alarak geçmek gibi imkânların yanında, üstten ders alarak okulu erken bitirme olanağı da sunuyor. Yaz okullarının üniversite öğrencilerine birçok yararı var. Dersler genellikle sayıca daha az öğrenciyle yapıldığından, hocalarınızla daha yakın ilişki kurma imkânı bulabilirsiniz. Güz ve bahar dönemlerinde altı, yedi hatta bazen sekiz ders alan öğrenciler, yaz okullarında sadece birkaç ders alırlar. Daha az sayıda derse daha iyi odaklanmaları stres düzeylerini de düşürür. Üstelik notları da daha yüksek olur. Ancak okuduğunuz bölüm yaz okulu açmayabilir. Bu durumda fakültenizden izin alarak farklı bir üniversitenin yaz okulundan da yararlanabilirsiniz. Böylece, hem farklı bir üniversitenin akademik kültürünü teneffüs etmiş, hem de farklı hocalar tanıyarak iletişim ağınızı genişletmiş olursunuz. Bu durum ileride işe girmenizde veya farklı bir üniversitede yüksek lisans yaparken size avantaj sağlayabilir. Ayrıca yaz okulunda alınan dersler zihinsel aktivitelerden kopmamanızı sağlar, bir anlamda zihinsel olarak sizi güz dönemine hazırlar, akademik kopuşunuzu engeller.

2- Bir işte çalışmak: Tatilde akademik uğraşlar yerine bir işte çalışarak kariyer gelişiminize katkı sağlamak bir diğer alternatiftir. Çalışarak hem para kazanabilir hem de kazandığınız deneyimi özgeçmişinize ekleyebilirsiniz. Başlangıçta, uzun ve yorucu bir akademik yıldan sonra yaz boyunca çalışma fikri rahatsız edici gelebilir. Ancak gerçekte, bu o kadar da kötü değildir. İster yarı zamanlı, ister gönüllü bir iş olsun çalışmak iş gücü piyasasını tanımanıza, iş ortamının kendine özgü havasını teneffüs etmenize, kendi ilgi ve yeteneklerinizi görmenize ve çalışma disiplini kazanmanıza yardım eder. Okuduğunuz hiçbir kitap size iş ortamında çalışarak elde edeceğiniz deneyimi kazandıramaz. Bir işte çalışmak, size yeni beceriler geliştirerek sürekli değişen iş gücü piyasasında başarılı olma fırsatı sunar. Ayrıca yeni yaşantı ve deneyimler yeni insanlarla tanışmanıza ve özgüveninizi geliştirmenize yardım eder. Tıpkı staj yapmak gibi, yaz tatilinde çalışmak da tam zamanlı istihdam için öncül deneyim kazanma ve hatta ileride çalışılacak firmaya adım atmanın da etkili bir yoludur.

3- Staj yapmak: Üniversitelilerin yaz tatilindeki en yaygın tercihlerinin bir iş yerinde staj yapmak olduğu görülüyor. Gerçekten de ilgi duyduğunuz ve kariyer planlarınızla örtüşen bir firmada staj yapmak, alanınızda deneyim kazanmak, profesyonel bağlantılar kurmak ve biraz para kazanmak için oldukça etkili bir yoldur. Staj sayesinde okulda öğrendiğiniz teorik bilgileri iş yerinde uygulama şansı elde edersiniz. En önemlisi de staj yaptığınız şirkette yarattığınız olumlu izlenim, size mezun olduktan sonra tam zamanlı bir iş teklifi olarak geri dönebilir. Özellikle yaz döneminde yapılan yurtiçi ya da yurtdışı stajları, proje ve faaliyetler öğrencilerin kariyer yolculuğunda çok değerlidir. Bu sayede liderlik becerileriniz, yaratıcılığınız ve özgüveniniz artar. Henüz lisans mezunu değilken mesleği icra etme fırsatı veren bir staj süreci, iletişim becerisini ve takım çalışmasına yatkınlığı geliştirirken kendi ayaklarınız üzerinde durma hazzı da yaşatır. “Peki, ama stajı nasıl ayarlarım” diyorsanız, uzmanlara sormaktan çekinmeyin. Özellikle kariyer merkezi olan birçok üniversite, uyguladıkları staj programlarıyla kendi öğrencilerine yaz stajı ayarlıyorlar. Okuduğunuz üniversitenin böyle bir hizmeti yoksa bu durumda bölümdeki hocalarınızdan veya İŞKUR’un iş ve meslek danışmanlarından yardım alabilirsiniz.

4- Erasmus staj hareketliliğinden yararlanmak: Erasmus staj hareketliliğinden yararlanarak bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinde staj yapmak bambaşka bir deneyim kazandırabilir. Bu süreç size farklı bir kültürü tanıma, yaşamınızı tek başına idame ettirebilme ve yabancı dilinizi sokakta, markette ve metroda dilin günlük pratiği içinde öğrenme şansı verir. Günümüzün küresel ekonomilerinde bu tür uluslararası deneyimler kesinlikle rekabet avantajı sağlar. Erasmus staj hareketliliğinden yararlanma imkânlarını öğrenmek için bölümünüzün Erasmus koordinatörüyle iletişime geçebilirsiniz.

5- Seyahat etmek: Yaz tatilini geçirmenin bir diğer mükemmel yolu da seyahat etmektir. Bulunduğunuz şehrin dışında başka bir kente veya imkânınız varsa farklı bir ülkeye gitmek, hem eğlenme hem de oradaki farklılıkları keşfetme olanağı sunar.

6- Kitap okumak: Yaz tatilinizi geçirmenin bir diğer yolu kitap okumaktır. Okuduğunuz kitap bir ‘Best Seller’ olabilir, dünya klasiklerinden biri olabilir… Yeter ki zihninizi berraklaştıracak ve entelektüel gelişiminizi besleyecek nitelikte olsun.

7- Hobilerinize zaman ayırmak veya yeni bir hobi edinmek: Hobiler sizi geliştirir ve yaşamınızı anlamlı kılar. O halde yaz aylarında sizin için alternatif bir plan da mevcut ilgi alanlarınızı geliştirmek ya da yeni ilgi alanlarınızın peşine düşmek olabilir.

8- CV’ye eklemek için yeni beceriler edinmek: Yeni beceriler edinmek, iş arama sürecinde sizi güçlü kılarak işverenleri etkilemenize yardımcı olur. Ne tür bir kariyer istediğinize bağlı olarak Microsoft Word, Excel veya PowerPoint, Adobe Photoshop, Dreamweaver gibi çalışma hayatında yaygın olarak kullanılan programlar, hatta bir programlama dili öğrenebilirsiniz. Özetle yaz aylarınızı boşa harcamak yerine, akademik ve profesyonel becerilerinizi geliştirmeniz gerektiğini unutmayın. Bu konuda önünüzde size uygun mutlaka iyi bir seçenek vardır.

PROF. DR. METİN PİŞKİN KİMDİR?
1963 doğumlu Prof. Dr. Metin Pişkin, 1986 yılında Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı alanda yaptığı yüksek lisansın ardından, 1996’da İngiltere’deki University of Leicester’da tamamladı. Uluslararası ve ulusal bazı kitaplarda bölüm yazarlığı yaptı. Çeşitli dergilerde makaleleri yayımlanan Pişkin’in, yeni mezunlar ve meslek değiştirmek isteyen işsizlerin mesleki rehberlik ihtiyacını belirleme gibi araştırmaları da bulunuyor. Prof. Dr. Pişkin, Ankara Üniversitesi’nde Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürüyor.