Güncelleme Tarihi:
Türk Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi'nin (TEVDAK) düzenlediği “TEVDAK 2. Ulusal Eğitim Sempozyumu”, Kabataş Lisesi'nde başladı.
Sempozyumun açılış oturumunda konuşan Prof. Dr. İsa Eşme, kuruma devlet katkısının son 10 yılda oransal olarak azaldığını, bunun yanında döner sermaye katkısının ise arttığını kaydetti. Bazı siyasilerin, YÖK bütçesinin arttığını söylediğini ifade eden Eşme, bu artışın döner sermaye ve öğrenci katkı paylarının da YÖK bütçesi istatistiklerinde gösterilmesinden kaynaklandığını vurguladı.
Türkiye'de yüksek öğretime, diğer ülkelere oranla düşük harcama yapıldığını anlatan Eşme, ÖSS sonuçlarının Türk milli eğitiminin de karnesi niteliğinde olduğunu anlattı.
Prof. Dr. İsa Eşme, Türk milli eğitim sisteminin fen ve matematik alanında çok az sayıda öğrenciyi iyi yetiştirdiğini, çok sayıda öğrenciyi de devre dışı bıraktığını vurgulayarak, bu sonucu herkesin iyi düşünmesi gerektiğini söyledi.
Türk üniversitelerinin, bazı kesimler tarafından yeterli sayıda bilimsel çalışma yapmadığı için de eleştirildiğini belirten Eşme, İslam ülkeleri arasında Türkiye'nin yıllık bilimsel makale sayısının 65 bin olduğunu, buna en yakın oran olarak Mısır'daki sayının 24 binde kaldığını vurguladı. Eşme, “Türkiye ve İslam ülkeleri arasındaki bu fark, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin farkıdır. Üniversiteleri eleştiren İslamcı gazetelerin bunu görmesi lazım” dedi.
ÖSYM BAŞKANI PROF. DR. YARIMAĞAN
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan da 1970'li yıllardan sonra eğitimde sınav sisteminin büyüyerek çok tartışılan bir sorun haline geldiğini söyledi.
Türkiye'de her 1000 kişiden 400'ünün liseyi bitirdiğini, liseyi bitiren her 4 adaydan 3'ünün de en az bir kez bir yüksek öğretim kurumuna yerleştirildiğini anlatan Yarımağan, “Yani sınava girenlerin yüzde 80'ine yakınına, üniversiteye giriş imkanı veriliyor. Ama girenlerin bazıları okudukları bölümlerden memnun değil. Sorun da buradan kaynaklanıyor” dedi. Yarımağan, şöyle devam etti:
“Türkiye'de yüksek öğretime girişte sorun şurada yatıyor: Üniversiteye girmek isteyenlerin sayısı hızla artarken, üniversitelerin kontenjanını artıramazsanız, buna rasyonel bir çözüm bulmak lazım. 15 yeni üniversite açıldı. Bence bu, yeni üniversiteler kurulması değil, mevcut üniversitelerin bölünmesidir. Önemli olan, kalitenin sabit tutularak, üniversite sayısının değil, kontenjanın artırılmasıdır.”
TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANI PROF. DR. ERDOĞAN
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan ise mevcut durumda sınav sisteminin gerekliliğini vurgulayarak, sistemin eksiklerinin “öğrencileri strese boğması ve dershane sektörünü patlatması” olduğunu anlattı.
Bu sistemde okulların ara sınıflarının anlamını yitirdiğini dile getiren Erdoğan, bunun nedeninin orta öğretimde ara sınıflardaki öğrencilerin 1-2 yıl sonraki OKS ve ÖSS sınavlarına odaklanması olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türk eğitim sisteminin başka ülkeleri örnek almaması, kendi yapısına uygun bir çözüm üretmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, “ÖSS ve OKS sınavlarının, kesinlikle müfredat odaklı olması gerekiyor ve bu sınavlar, daha önce hiç yer almayan resim, beden, müzik gibi dersleri de içermeli” diye konuştu.
Sempozyumun açılışında konuşan TEVDAK Yönetim Kurulu ve Sempozyum Başkanı Ayhan Ergin de TEVDAK'ın geçen dönemde yarattığı kaynaklarla eğitime sahip çıktığını, çağdaş ve nitelikli eğitim gerçekleştirilmesine katkıda bulunduğunu söyledi.
Ergin, 2005 yılında çıkarılan 5072 sayılı yasanın, eğitim vakıflarının çalışmalarını olumsuz etkilediğini dile getirerek, eğitime destek veren vakıfların yasa kapsamından çıkarılması için çalışmalarına devam ettiklerini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bugünkü etkinliğe ilgi göstermemesinden üzüntü duyduğunu belirten Ergin, eğitim sorununun herkesin sorunu olduğunu ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çözülmesi gerektiğini ifade etti.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman İnci ise yüksek öğretimin ekonomik ve kadro darboğazında olduğunu, sosyal devletin eğitim görevinin özel kurumlara devredildiğini söyledi. İnci, 16 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren yasa ile açılan 15 yeni üniversitenin hiçbirinde kadrolu profesör ve doçent bulunmadığını da öne sürerek, bu nedenle sempozyumun ana başlıklarını “Orta öğretim ve yüksek öğretime giriş sınavları, yürürlükteki yasalar ve eğitim vakıflarının durumu” olarak belirlediklerini anlattı.
İNAN KIRAÇ
Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç da, bir milletin en büyük değerinin insan malzemesi olduğunu, ülkelerin yeni liderlerini yetiştirecek köklü okulların dünyanın her yerinde üst seviyede tutulduğunu, Türkiye'de de buna özen gösterilmesi gerektiğini söyledi. Kıraç, “Globalleşen bir dünyada yaşamak ve yarışmak durumundayız. Çok geride kalırsanız globalleşen dünya sizi yok eder, devletinizi yıkar, laik sisteminizi bozar. Bunun için tek çare, çok iyi yetişmiş yeni nesildir” diye konuştu.
TEVDAK'ın düzenlediği sempozyum, öğleden sonraki oturumların ardından yuvarlak masa toplantısı ve sonuç bildirisiyle tamamlanacak.