Güncelleme Tarihi:
YÖK Başkanı uzun zamandır YÖK’le ilgili böyle sorular soruyor, üniversiteleri harekete geçirmeye çalışıyor. Yükseköğretimdeki ataletten yakınıyor.YÖK Başkanları nedense YÖK’ü eleştirmeyi, bu kurumun çalışma şeklini, kuruluş amacının değişmesi gerektiğini savunmayı pek seviyor. Gökhan Çetinsaya da göreve geldiği andan itibaren YÖK taslağı ile ilgili bir dizi çalışma yaptı, medyayı, üniversiteleri dolaştı nedense bir arpa boyu yol gidilemedi.
Şimdi bazı özeleştiriler yapıyor yapmasına ama değişen bir şey de yok.
Başkan Çetinsaya’nın asıl sorgulaması gereken üniversitelerin niye bu hale geldiği. Niye sorumluluğu başkasına atmaya çalıştıkları, akademisyenlerin niye üstüne ölü toprağı serildiği. Neden, konuşan üniversite akademisyenlerinin kapı önüne konulduğu.
Tamam siyaset yapmayın, aman sakın bulaşmayın da... Hiç değilse yaşadığınız şehre, insanlarınıza, öğrencilerilerinize, mezunlarınıza, yetiştirdiğiniz insanlara sahip çıkın.
Şimdi ben hem YÖK’e, hem de üniversitelere şunları soruyorum:
* İnsanların yaşamıyla ilgili birçok temel değişiklik yapılırken (4+4+4, ortaokula türban, TEOG..vs) üniversitelerin pedagoji, psikoloji, sosyoloji, hukuk ve eğitim fakülteleri neden sesini çıkarmadı ya da çıkaramadı?
* Asansör kazasında, maden altında insanlar hayatını kaybederken yetiştirdiğiniz mimarlar, mühendisler niye buna sessiz kaldı? Dahası niye oralara koşmadınız?
* Şehriniz beton yığınına dönerken, iklim değişikliği yaşanırken, hukuk gözardı edilirken senatolarınız ne yapıyor?
* Kampus içine polisi sokarak öğrencilerinizin dayak yemesine niye seyirci kaldınız?