Üniversitedeki ilk yılın kıymetini iyi bilin

Üniversiteye ilk başladığında öğrenciler özellikle büyük şehirlerde yaşamıyorlarsa genellikle aynı yöreden gelenlerle karşılaşmazlar. Farklı kültürden kişilerle etkileşime girmek durumunda kalırlar. Bu nedenle kültürel farklılıklara saygılı bir tutum geliştirmeyi öğrenmeliler. Bu durum sadece kampüs içerisindeki yaşantı değil, yurttaki yaşam için de geçerli.

Yurtta kalırken yaşanabilecek kişiler arası problemlerle yapıcı bir şekilde başa çıkabilmelidirler. Bunun için kendilerinin ve karşılarındakilerin sınırlarını bilmeli, sınır ve beklentiler açıklanmalı, kişisel haklar çerçevesinde davranmalılar. Sorun yaşandığında ise iletişim konusunda açık olunmalı, baş edilemeyeceği hissedilen sorunlar karşısında kime başvuracağını bilmeliler. Ayrıca yurt yaşamında evdekine göre daha kalabalık bir ortamda yaşamak ve ortak kullanım alanında nasıl davranacaklarını öğrenmek durumundadırlar. Ortak kullanım alanlarında hak ihlalleriyle de baş etmeyi öğrenmek, birlikte yaşama kurallarına uymak gerekiyor. 

Kişisel ve değerli eşyalar iyi korunmalı. Banka hesabını güvenli bir şekilde kullanmayı öğrenmeliler. Yurttan ve evden üniversiteye farklı ulaşım seçenekleri bilinmeli. Çünkü hava şartları, kazalar gibi nedenlerle ulaşımda aksaklıklar olabilir, özellikle sınav zamanlarında bu durum sorun oluşturabilir. Ayrıca il dışından gelen üniversite öğrencileri özellikle ilk yılda ev hasreti çok fazla yaşıyorlar. Bunun için telefonla görüşmenin yanı sıra görüntülü görüşme, tatillerde eve gidebilmek için burs ve harçlıklarını tasarruflu kullanma gibi değişik yolların farkında olmalılar.

DERSLER KADAR SOSYAL YAŞANTI DA ÖNEMLİ

İlk yılda çevreyi ve insanları tanıdıktan sonra ev tutmak daha iyi bir karar olabilir. Bununla birlikte ilk yılda ayrı bir ev tutma durumunda kalınmışsa ev idaresinin nasıl olacağı, bütçe yönetimi, faturalar, yemek gibi faktörleri de dikkate alarak, nasıl çözecekleri konusunda bilgi edinmelidirler. Üniversitede sosyalleşmeye dikkat etmeliler. Derslerle birlikte sosyal yaşantı da önemli. Sosyal destek kaynakları kişinin psikolojik sağlığını olumlu yönde etkiliyor. Bu nedenle kurulan kaliteli sosyal ilişkilerin olması da önem kazanıyor. Üniversitenin bünyesinde bulunan sosyal kulüpler de hem kişinin ilgi alanlarına hitap ediyor hem de sosyalleşme sürecini hızlandırabiliyor. Sosyalleşme sürecinde sadece kendi bölümlerindeki, sınıflarındaki kişilerle değil üst sınıftakilerle ve farklı bölümlerdekilerle de tanışmaya çalışmalılar. Böylece üst sınıftakilerin deneyimlerinden yararlanabilirler. Farklı bölümlerle tanışarak daha geniş bir sosyal ağa sahip olabilirler, farklı bakış açılarını görebilirler. İyi bir zaman yönetimi becerisi geliştirerek sosyalleşme, akademik yaşantı, dinlenme, uyku, beslenme, gezme, keşfetme gibi zaman ayrılmalı. Hiçbir yaşantı alanında aşırıya kaçmamak zaman yönetimi için iyi bir yol. Öğrenci kendisi için bir denge oluşturmalı.

KÜTÜPHANEYİ SINAV DIŞINDA DA KULLANIN

Akademik anlamda ise üniversitede dersler liseden farklı. Dersleri takip etmek, not tutmak, farklı kaynaklarla bilgiyi desteklemek öğrencinin sorumluluğunda. Bu nedenle zorunda kalmadıkça devamsızlık yapmamalılar. Bir gün gitmesem de olur şeklindeki düşünce yapısı alışkanlık haline getirilmemeli. Lisede artık deyim haline gelen “Üniversiteye gir, gerisi kolay” söylentisi doğruyu yansıtmıyor. Bu nedenle düzenli bir şekilde öğrencilerin ders çalışması gerekiyor. Derslere katılarak, notlar düzenli şekilde tutulmalı. Ayrıca sınavlar için liseye göre daha fazla kitaptan sorumlu olduklarından son güne ders çalışmayı bırakmamalı. Üniversite birinci sınıfta notların yüksek olması ileriki yıllara göre daha kolay olabiliyor. Sınav notlarının yüksek tutulması ileride yurtiçinde veya yurtdışında yüksek lisans ve doktora eğitimine devam edebilmek için de önemli bir ölçüt. Yeterince yüksek nota sahip olmama bu seçeneğin öğrencinin elinden kaymasına neden oluyor. Öğrencinin kendini geliştirmesi de kendisine bağlı. Kütüphane, sınav dışında da kullanılmalı. Alanla ilgili yeni yayınlar takip edilmeye çalışılmalı. Şartlar el verdiği ölçüde stajlar yapılmalı. Eğer kayıt olunan bölümün çalışma alanları çok çeşitliyse, staj yaparken de farklı alanlar deneyip öğrenci hangi alanda çalışmaya daha yatkın olduğunu değerlendirmeli. Ayrıca okulun Erasmus olanaklarını iyi değerlendirmeli, çift anadal ve yan dal olanaklarını araştırmalılar. Hatta açık öğretimde var olan sınavsız ikinci üniversite seçeneğinin değerlendirilebileceği göz önünde bulundurulmalı. Öğrenciler var olan yabancı dillerini geliştirmeye çalışmalı. Üniversitenin kariyer geliştirme merkezlerini mutlaka ziyaret etmeliler. Unutulmamalıdır ki öğrenciler mezun olduğunda okudukları bölümün uzman kişisi olarak sayılıyor. Ne kadar kendilerini geliştirirlerse o kadar donanımlı uzman oluyorlar. Ayrıca iş başvurusunda ne kadar donanımlı olduğunu göstermek kişiyi diğer bölüm mezunlarının önüne geçiren en önemli etkenlerden biri. İlk yılda tüm bu konularda edinilen bilgiler sonraki yıllara yönelik öğrencinin bir yol planı oluşturması için önemli bir akademik yıl.

BÖLÜMÜNÜZÜ SEVİP SEVMEDİĞİNİZİ ANLAMAK İÇİN ÖNEMLİ

Üniversitenin ilk yılı bir anlamda öğrencinin kayıt olduğu bölümü sevip sevmediğini, yetenek ve ilgisinin olup olmadığını, bölümün beklentilerini karşılayıp karşılamadığını test ettiği bir yıl. Bu nedenle daha ilk yıldayken öğrenci bölümünü sevemediğini hissettiyse, bölüm beklentilerini karşılamadıysa farklı bir bölüme geçme seçeneğini de göz ardı etmemeli. Bunu zaman kaybı olarak düşünmek, ileride uzun yıllar sevemeyeceği bir mesleği yapmak yerine sevebileceği bir mesleğe yönelme olarak düşünmeli.

Bu yaşlarda kanuni olarak yetişkin statüsünü kazandıklarını veya ailelerinden uzakta olduklarından daha özgür olduklarını düşündükleri için sonradan pişman olacakları davranışlarda bulunmamalılar. Bu dönemde madde kullanımı, sigara alışkanlığı, aşırı alkol kullanımı, kız-erkek ilişkilerinde düşünerek hareket etmekte fayda var. Ayrıca internetin ve sosyal medyanın işlevsel ve yararlı bir şekilde kullanımına dikkat edilmeli.

Maddi açıdan destek alabilmek için burs olanakları araştırılmalı. Öğrencinin maddi anlamda daha fazla desteğe ihtiyacı varsa gerek üniversite içerisinde gerekse dışında yarı zamanlı iş olanaklarının farkında olmalılar. İş için çalışma saatleri ders programına göre ayarlanmalı, öncelik dersler olmalı. Üniversite öğrencileri için sağlanan ulaşım, sinema, tiyatro gibi alanlardaki indirimlerden yararlanılabileceği unutulmamalı.

Tüm bunların yanı sıra psikolojik ve fiziksel sağlıklarına dikkat etmeliler. Bunun için uyku ve yemek düzenini aksatılmamalı. Son zamana bırakılan sınavlar nedeniyle kafein kullanımının aşırı olmamasına dikkat edilmeli. Ayrıca üniversitenin sağlık olanaklarından ve psikolojik danışmanlık merkezlerinden yararlanabileceklerini unutmamalılar. Üniversite yetişkinliğe hazırlığın olduğu yıllardır ve ilk yıl bunun ön adımıdır. İlk yıl çoğunluk için zorlayıcı olmakla birlikte kişinin kendini keşfettiği ve tanıdığı bir dönem olduğundan, öğrencinin yaşamı son derece kıymetli ve keyifli geçer.