Güncelleme Tarihi:
İnsan dünyasının her bağlamında olduğu gibi, üniversite de tüm bileşenleriyle bağlantısı içinde bir “karşılaşma”, “karşılama” ve “karşılaştırma” ortamıdır. Üniversitede insanlar, bilgiler, deneyimler, araç-gereçler, eğitim-öğretim ortamları karşılaşmakta, birbirlerini karşılamakta ve her bir üniversite hem iç ilişkileri bakımından hem de dış ilişkileri bakımından, ayrıca birbirleriyle karşılaştırılmaktadır.
İçinde insanın ve onun uzantısı olan her türlü oluşumun, yaratının ve ürünün yer aldığı ortamlar olarak, üniversiteler de toplumsal-tarihsel-kültürel yapılardır. Her çağın, her zamanın genel yapılanışıyla paralellik içinde üniversiteler de yapılanırlar, oluşurlar. Ancak gözden kaçırılmaması gereken, üniversitenin yapılanışının temel taşıyıcısı olan insan ögesidir. Çünkü üniversitenin bir kurum olarak misyonunu (özgörevini) ve vizyonunu (uzgörüsünü) tasarlayanlar, programlayanlar, hayata geçirenler insanlardır; üniversiteyi taşıyan öyleyse öğrencileri, akademisyenleri ve yöneticileridir.
Üniversiteler tarihini yakından bilenler şunu da çok iyi bilirler: Üniversiteler öğrencilerle hocaların beraberliğidir, bütünlüğüdür (universitas magistrorum et scholarium). İlk örneklerini Ortaçağ döneminden tanıdığımız, bildiğimiz bu kurumların, neredeyse çağlarüstü bir anlayışa, temelde insana dayandığı herkesçe kabul edilmektedir. Bilgiyi üreten, aktaran, paylaşan, değişimin itici gücü olan üniversiteler, ancak insan kaynağıyla varlıklarını sürdürürler. Bu nedenle üniversite tercihinde bulunacak adayların, akademik ve yönetici kadroyu dikkate alması birincil derecede önemlidir. Çünkü akademik kadro ve yönetici ya da karar verici kadro her şeyden önce bilgi ve deneyim birikimini öğrencilerine, yetişmekte olan kişilere aktaran, paylaşan, onları üniversitenin tüm yaşama dünyasına ortak eden, etmesi gereken kişilerden oluşmalıdır.
Niteliği her şeyin üstünde tutan akademisyenler ve yöneticiler üniversitenin tam da adına yaraşır bir biçimde bütünlüğünü yaşayan ve yaşatan, kuramsal olanla uygulamaya ilişkin olanı yine bütünlüğü içinde ele alan; insanın, yaşama dünyasının ve bilginin bütünlüğünü gören ve gösteren akademisyenlerdir, yöneticilerdir. İşine tüm varlığını, varoluşunu katan, ilgi alanları zengin, olup bitenler arasında bağlantı kuran, öngörüsü yüksek, iletişim ilişkilerinde, eşgüdümü sağlamada ve işbirliğini hayata geçirmede ustalığı olan kişiler olması gereken akademisyenler ve yönetici akademisyenler ancak günümüzün çoğulluğu içeren ortamında öğrencilerine rehberlik edebilirler.
Hepimiz biliyoruz ki, içinde bulunduğumuz dijital çağda, gerçeklik, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik arasında, özellikle zihin gücümüzü yükselten teknoloji ortamında, birbirinden çok farklı olanaklarla insan dünyasında yerini alanların karşılaştığı ortamlar olarak üniversitelerin performansının (başarımının) itici gücü, sadece ve sadece insandır; öğrencisinin, akademisyeninin, yöneticisinin başarımıdır, başarısıdır. O zaman da tercih aşamasında olan adayların, yöneldikleri üniversitenin akademik kadrosunu incelemesi, hocaların neler başardıklarını dikkate alması son derece önemlidir. Çünkü gerçek hocalar karşılaştıkları, bilgi ve deneyim birikimleriyle karşıladıkları öğrencilerini yaşam boyu hiç unutmazlar; düşünce ve bilgi akrabası olarak onlara hep destek verirler, meslektaşları olarak hep öğrencilerinin yanında dururlar; öyle ki zaman içinde karşılıklı öğrenmenin özneleri olarak, akademik yaşamda topluma, kamu yaşamına yeni güç katarlar. Özetle, adayların tercih edecekleri üniversitenin hocalarını, yöneticilerini daha yakından tanımaları vazgeçilmez bir ölçüttür.
PROF. DR. BETÜL ÇOTUKSÖKEN KİMDİR?
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi (1972). Özel Darüşşafaka Lisesi’nde (1972-1978) ve İstanbul Üniversitesi’nde (1978-2000) çalıştı. 2000 yılında Maltepe Üniversitesi’nin kadrosunda yer aldı; felsefe bölümünü kurdu (2004). Maltepe Üniversitesi’nde İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkeziyle (2005), Prof. Dr. Nermi Uygur Kitaplığının kuruluşuna öncülük etti (2006). Uluslararası Felsefe Kuruluşları Federasyonu’na (FISP) 2003 yılında üye olarak seçildi; Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu (2003-2018). XXV. Dönem UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Felsefe İhtisas Komitesi Üyeliği yaptı. Halen Maltepe Üniversitesinde Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı olan Çotuksöken’in felsefe alanında yazdığı, editörlüğünü yaptığı ya da Türkçeye çevirdiği çok sayıda kitabıyla, yurtiçi ve yurtdışında yayımlanmış makaleleri, kitap bölümleri var. Çalışmalarını son yıllarda özellikle insan eksenli varlık felsefesinde yoğunlaştırdı ve bu bağlamda ‘antropontoloji (insan-varlıkbilgisi)’ kavramını yarattı. ‘Felsefenin Gör Dediği’ ana başlıklı yazılarını ‘İnsancıl’ dergisinde uzun yıllardan beri sürdüren Çotuksöken, Maltepe Üniversitesi’nin süreli yayınlarına katkı veriyor.