Güncelleme Tarihi:
Sıralama sistemlerinin dünyadaki gelişimine baktığımızda ‘US News&World Report’ Amerikan ailelerine çocuklarının üniversite seçiminde fikir vermek için ABD’de ilk defa ‘Amerika’nın En İyi Üniversiteleri’ raporunu yayınlamış ve bu raporda mali kaynaklar, fiziki şartlar, öğrenci-öğretim üyesi oranı, akran değerlendirme sonuçları, bitirme oranı gibi ölçütlere göre üniversiteleri sıralamıştı. Günümüzde yükseköğretim artık girdi odaklı değil çıktı odaklı rekabete dayalı bir süreç. Bu süreçte mezunların ne kadar kısa sürede iş bulabildiği, öğrenci odaklı öğrenme stratejisinin benimsenip benimsenmediği, araştırma sonuçlarının katma değeri yüksek ürünlere dönüşme potansiyeli, bilimsel çalışmaların sonucunda ortaya çıkan makalelerin yayımlandığı dergilerin etki değeri gibi ölçütler üniversitelerin kalitesini belirliyor.
YÖK’ÜN AMACI ÜNİVERSİTELERİN TANINIRLIKLARINI ARTTIRMAK
Eylül 2019’da yayımladığı yükseköğretim kuruluşları gelişim raporunda beş alanda 45 göstergeye ait 2018 yılı verileriyle üniversitelerin izlenmesi ve değerlendirmesini gerçekleştiren Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), bu çalışmayla üniversiteleri sıralamayı veya birbiriyle karşılaştırmayı değil belirlenen ölçütlere (eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, bütçe, topluma hizmet) göre üniversitelerin gelişmeye açık yanlarını ortaya koymayı ve her birini kendi gelişme şartları içerisinde değerlendirerek kalitelerini ve ulusal-uluslararası tanınırlıklarını arttırmayı amaçlıyor. Her ne kadar sıralama kuruluşlarının uyguladığı metodoloji, sonuçların kuruluştan kuruluşa farklılık göstermesi tartışmalarını beraberinde getirse de gerek ulusal gerekse uluslararası sıralamalarda göze çarpan, bir yükseköğretim kurumunun operasyonel süreçlerinde üniversitelerin ürettiği hizmetin kalitesinin ortaya konmasıdır. Bu noktada üniversitelerin bir yerde kalitesinin göstergesi olan sıralama sonuçları, uluslararası araştırmacılar, yurtdışı üniversiteler ve araştırma merkezleri, üniversite tercihi yapacak öğrenciler ve aileleri, YÖK, YÖK Kalite Kurulu, Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı gibi ilgili kuruluşlar, öğretim elemanları gibi geniş bir kesim tarafından üniversitelerin tanınırlığına yönelik kritik bir gösterge haline geldiğinden yükseköğretim camiası için önemli.
YÜKSELME AMAÇ DEĞİL ARAÇ OLMALI
Sonuç olarak üniversitelerimiz sıralamalarda daha üst konumlarda yer almayı bir amaç değil de bir araç olarak benimsemeli, ulusal/uluslararası rekabet ortamında yükseköğretimin değişen gündemine adapte olabilmek için yukarıda belirtilen ölçütleri esas alarak eğitim programlarını günümüz teknolojisinin gereklerine uygun olarak güncellemeli, araştırma önceliklerini belirlemeli, araştırma niteliğini arttıracak önlemler almalı, topluma katkıda bulunacak projeler üretmeli, uluslararasılaşmayı önemsemeli, her alanda politika ve strateji belgelerini ortaya koymalı ve bu belgeleri kamuoyuyla paylaşmalı. Bunların ötesinde bu gerekliliklerin tamamını bünyesinde barındıran kalite güvence sistemiyle kalite kültürünü yaygınlaştıracak mekanizmaları hayata geçirmeliler.
PROF. DR. ALİ SINAĞ KİMDİR?
1969’da İstanbul’da dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümünde Nisan 2001 yılında tamamladığı doktora çalışmasının ardından Alman Akademik Servisinden (DAAD) aldığı bursla 2001’den 2003’e kadar Almanya’daki Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nin Engler Bunte Kömür, Petrol ve Doğalgaz Enstitüsünde ardından da yine Karlsruhe Araştırma Merkezinin bursuyla da 2003’den 2004’e kadar Karlsruhe Araştırma Merkezinde Yenilenebilir Enerji Kaynakları konusunda doktora sonrası bilimsel araştırmalarda bulundu. Ekim 2003’te yardımcı doçent, Nisan 2005’de doçent, Eylül 2010’da profesör oldu. Çok sayıda idari görevde bulunan Prof. Dr. Sınağ halen Ankara Üniversitesi Teknokent Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Ankara Üniversitesi Fikri Sınai Haklar Kurulu Başkanı ve Ankara Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü görevlerini yürütüyor. Sınağ, 2016’dan bu yana Yükseköğretim Kalite Kurulu Dış Değerlendirme Takımlarında Değerlendirici Üye ve Takım Başkanı olarak görev yapıyor. Prof. Dr. Ali Sınağ TSE Teknik Kurul ve TSE Genel Kurul üyeliği görevlerinin yanı sıra TÜBİTAK Kömür, Biyokütle ve Atık Teknolojileri Çağrı Programları Danışma Kurulu Üyesi’dir. Dr. Sınağ’ın tamamladığı ve yürüttüğü çok sayıda TÜBİTAK projesi, tamamı SCI tarafından taranan 50’nin üzerinde uluslararası saygın dergide yayımlanan makalesi bulunuyor. Bu makalelere yabancı bilim insanları tarafından bugüne dek 1500 civarı atıf yapıldı. Uluslararası ve ulusal kitap bölümleri ve biri uluslararası üç patenti bulunan Prof. Dr. Sınağ, ileri derecede İngilizce ve Almanca biliyor.