Güncelleme Tarihi:
Japon Hükümeti tarafından finanse edilen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Gençlik ve Spor Bakanlığı (GSB) Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve HABİTAT Derneği tarafından uygulanan Suriyeli ve Türk gençler için istihdam edilebilirlik, girişimcilik ve sosyal uyum projesi kapsamında gerçekleştirilen yarışmaya Türk ve Suriyeli olmak üzere 5 ilden toplam 72 öğrenci katıldı. 17, 18 ve 19 Eylül tarihlerinde düzenlenen ve 52 saat süren maraton boyunca sosyal uyuma katkıda bulunmak için teknolojik proje geliştiren ekipler arasında Beykoz Üniversitesi Yazılım Mühendisliği 3’üncü sınıf öğrencileri “Game Pair” projeleriyle birinci seçildi.
“PROJE BAZLI EĞİTİM SİSTEMİ ÖĞRENMEMİZE KATKI SAĞLADI”
Buğrahan Çakır, yazılıma ilgisini “Üniversiteye başlamadan önce yazılım alanında hiçbir bilgim yoktu. Sonrasında kendimi geliştirdim. Pandemi döneminde donanımsal anlamda kendimi geliştirdim. Önce TÜBİTAK programından kabul aldım, daha sonrasında ise Enerji Bakanlığı’nda ARGE biriminde bir ay staj yapma imkânım oldu. Orada ARGE uzman yardımcısı olarak çalışmaya başladım” diyerek anlattı. Çakır ile aynı bölümde okuyan Cengizhan Köse ise, yazılıma ilgisinin henüz lisedeyken başladığını belirterek şunları söyledi:
“Lise 2’den beri yazılımla uğraşıyorum. O zamandan beri hayalim hep mühendis olmak ve yazılım alanında ilerlemekti. Ben uygulayarak öğrenen biriyim. Bu nedenle proje bazlı eğitimin bana çok büyük katkıları oldu. Pandemiyle birlikte güncel teknolojilere yöneldim. Mobil alanında gelişmeler yaptım. Daha sonra startup şirketlerinde çalışmaya başladım.”
“HEDEFİMİZ GLOBAL PAZARA AÇILMAK”
Buğrahan Çakır, proje geliştirme aşamasını ise şöyle anlattı: “Hackathon’da Suriyeli ve Türk gençlerinin sosyal uyum içinde akılcı ve yenilikçi çözümler sunması isteniyor. Biz oraya gittiğimizde ne yapacağımızı bilmiyorduk. Sadece başlığı biliyorduk. 52 saat süren bir maraton oldu ve bu maratonda uyumadık. Konu başlığı Suriyelilerle sosyal uyum ama bunu teknolojiyle birleştireceksiniz, yenilikçi bir yaklaşım göstereceksiniz dediler. Sonrası Cengizhan ile ne yapabileceğimizi tartıştık, fikir geliştirdik. E-sporun tüm gençleri kapsadığını ve Suriyelilerin genç nüfus fazlalığıyla bizim genç nüfus fazlalığımızı ortak bir çatıda buluşturup, dil sorununu ise oyunun ortak dilini kullanarak aşacağımızı düşündük. Projeyi oluşturduk ve birinci seçildik. Projenin yazılımına da başladık. Türkiye’de 30 milyon aktif oyun oynayan insan var. Bunun 13 milyonu ise oyun için para harcayan kişiler. Çok büyük bir pazar. Biz globalde herkese hitap edeceğini düşünüyoruz. Yazılımla birlikte proje tamamlandığında önce Türkiye pazarına ardından da global pazara açılma hedefimiz var. Üsküdar’da bir ofis açtık. Ödülle ofisimizin eksiklerini tamamlayacağız. Geri kalanını da projeye aktaracağız.” Lisedeyken çok fazla oyun oynadığını proje fikrinin de buradan çıktığını belirten Cengizhan Köse de, “Lisede oyun oynadığım süreçte yabancı kişilerle çok fazla oyun oynayarak İngilizcesini geliştiren arkadaşlarımı gördüm. İki taraf birbirinin dilini bilmeden ortak bir amaç için, kazanmak için oynuyorlardı. Bir süre sonra iletişim de kurabilir hale geliyorlardı. Bu durum projedeki ana fikir kaynağımız oldu” dedi.