Güncelleme Tarihi:
Mevcut veriler ışığında yükseköğretime her sene daha çok sayıda öğrencinin dahil olduğu bu yarış, doğal olarak daha fazla rekabeti ve başarılı olabilmek için her zamankinden daha fazla çabayı gerekli kılıyor. Öğrenciler, hayatlarının belki de en önemli kararını üniversite seçimi ve uzmanlaşacakları alan konusunda veriyor. Bu karar, sadece gelecekte yaşamak istedikleri hayatı, varmak istedikleri yeri, kariyer hedeflerini değil, kendilerini daha iyi tanımaları noktasında da belirleyici olacak. Ancak günümüzde akademik anlamda başarı, bireyin hayatla ilgili hedeflerine ne ölçüde karşılık bulduğunu ifade etmek için tek başına yeterli değil. Gerek akademik, gerekse iş veya özel hayatta başarılı olmanın standart bir formülü olmadığı gibi, günümüzde her topluluk ve birey için değişebilen, farklı anlamlar içeren, farklı başarı kriterlerinden söz etmek mümkün.
BAŞARI ARTIK ÇOK BOYUTLU
Başarı kavramının veya bu kavrama dair zihinde uyanan algının geçirdiği değişim, aynı zamanda 20’nci yüzyıl sonlarında başlayan ve günümüzde baş döndürücü bir hızla tanık olduğumuz teknolojik gelişim ve dönüşümler ile yakından ilgili. Teknolojinin hızı ulaşım ve iletişim imkânlarını çoğaltarak dünyadaki yenilikleri, değişimi tetikliyor. Bizleri daha fazla ticaret, daha fazla dolaşım, daha fazla iletişim imkânıyla küreselleşen ekonomik ağın bir parçası haline getiriyor. Yaşanan bu sosyal ve ekonomik dönüşüm ise başarıya olan talebi eskisine kıyasla çok boyutlu bir noktaya taşıyor. Dünyanın sizden talep ettiği ihtiyaçlar farklılaştıkça bireylerin kişisel yeteneklerinin öne çıktığına, dolayısıyla başarının standartların ötesine geçerek daha zengin bir boyut kazandığına tanıklık ediyoruz. Somut olarak bu durum karşımıza, örneğin sosyal girişimcilik veya insanlık için yapılan büyük bir buluş olarak çıkabiliyor.
Tanıklık ettiğimiz bu değişimle birlikte aynı zamanda ülkemizde ve tüm dünyada milyonlarca insanın refahını, özgürlüğünü ve mutluluğunu ilgilendiren meseleler, giderek daha karmaşıklaşıyor. Küresel ısınma ve çevresel tahribattan yoksulluğa, ifade özgürlüğünden etnik ayrımcılığa, savaşlara ve kıyımlara varıncaya kadar birçok bölgesel ve küresel sorun acil çözüm bekliyor.
BİLGİ ÖZGÜR VE EŞİT KULLANILDIĞI SÜRECE KAPSAYICIDIR
Böyle bir dünyada büyük düşünmeye, yaratıcı olmaya, meseleleri bütün yönleriyle görerek incelemeye ve çözümler üretmeye giden yolda sabırla çalışmaya her zamankinden çok ihtiyacımız var. Bir noktayı vurgulamak gerekiyor; ne tek başına teknolojik gelişme, ne de tek başına ekonomik büyüme, içinde yaşadığımız dünyanın çok boyutlu sorunlarına çare olabilir. İşte bu nedenle böyle bir dünyada her zamankinden daha fazla disiplinler arası ve disiplinler ötesi düşünebilen, teknolojinin yanı sıra sosyal ve kültürel süreçlere de duyarlı insanlara ihtiyaç var. Ancak böylelikle yaratılacak yeniliğin, inovasyonun, bilginin ihtiyaç sahibi toplumsal kesimlere, aciliyet alanlarına taşınması mümkün olabilir. Yenilik, fark yaratacak bilgi gerekli yerlere taşınabildiği ölçüde, özgür ve eşit bir şekilde kullanılabilir olduğu sürece kapsayıcı olabilir; dünyayı ve ülkemizi daha yaşanabilir ve sürdürülebilir kılar.
ORTAK İYİLİĞE YÖNELİK ARTI DEĞER
Unutmayalım, toplumların ekonomik refahının yanı sıra sosyal ve kültürel esenliği o toplumu oluşturan bireylerin tek tek bu ortak iyiliğe yönelik artı değer yaratmasından geçiyor. Üniversite hayatının işte bu artı değer bilincini yaratmak açısından son derece önemli olduğuna inanıyorum. Üniversiteli olmaya hak kazanmış tüm öğrencilerimizin yaşadıkları zorlu bir sınav sürecinin ardından elde etmiş oldukları bu imkânı en iyi şekilde değerlendirmelerini dilerken; dünyayla iletişim halinde, küresel sorunlara çözüm üretecek, fark yaratacak bireyler olmalarını ve bu yönde çok ama çok çalışmalarını tavsiye ediyorum. 2015-2016 eğitim öğretim yılında üniversiteye ilk kez adım atacak tüm öğrencilere heyecan verici bu yeni dönemeçte bol şans ve başarı diliyorum.