Güncelleme Tarihi:
‘Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Adına Yurtdışına Gönderilen Öğrencileri Bilgilendirme Toplantısı’ Bakanlık Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin'in katıldığı kapanış toplantısıyla sona erdi. 8-11 Ocak tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenen toplantılarda Bakanlık yetkilileri ve üniversitelerden öğretim üyeleri öğrencilerle bir araya geldi. Kapanış toplantısı SETA Vakfı'ndan Müberra Nur Emin, Eğitim Reformu Girişimi'nden (ERG) Batuhan Aydagül, Eğitimpedia kurucusu Ali Koç'un katıldığı 'Dünyadaki Gelişmeler Işığında Türkiye'nin Eğitim Gündemi' paneliyle başladı. Panelin moderatörlüğünü Hürriyet Gazetesi Eğitim Servisi Müdürü Nuran Çakmakçı yaptı.
YÖK'E TEŞEKKÜR
MEB Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, yaptığı konuşmada yurtdışına giden öğrencilerin ülke değerlerini unutmaması gerektiğini vurguladı. Kendisinin de üniversitede araştırma görevlisi olduğu sırada bursa başvurduğunu belirten Tekin, özetle şunları söyledi:
“Bilimsel anlamda görüş alışverişinde bulunabileceğin çok kimse yok. Bu medya açısından da böyle. Gazeteleri açıp baktığınızda bakanlık olarak gerçekten üzülüyorum. 1 milyona yakın öğretmen, 18 milyon öğrenci devasa yapı içerisinden cımbızla seçilen, kötü örneklerle haber yapılan bir durum içerisindeyiz. Bu anlamda sağlıklı bir medyamız olduğunu söylemekte gerçekten güçlük çekiyorum. 1995 yılında ben de 1416 sınavını kazanmıştım. O zaman bir üniversitede araştırma görevlisiydim. Nasılsa sınav kazandım yurtdışına gidiyoruz diye herkesle vedalaştım. 1.5 yıl bekledim. Sonrasında MEB'den yazı geldi. 'Yurtdışına gitmeniz uygun bulunmamıştır' diye. Üzerine en çok mesai sarf ettiğimiz konulardan biri 1416 bursları. 2013-2014 öncesiyle şimdiki kıyas bile kabul edilemez. Ben YÖK’e, YÖK Başkanımıza teşekkür etmek istiyorum. Bize her aşamada inanılmaz destek verdiler. Şu an Türkiye’de bir sürü bakanlık bu burslardan yararlanıp kendi bakanlığına bursiyer almak için bizimle temasa geçiyor.
ARIŞI BATILILAŞMACI TAVIR VAR
Döndüğünüzde bu ülke için hizmet verecek bir birikime sahip olmanızı istiyoruz. Maalesef Türkiye'de yurtdışına gönderdiğimiz akademisyenlerin büyük çoğunluğunda, yazarlarda maalesef bu türden sendromlarla karşı karşıya kalıyoruz. ‘Araba Sevdası’ romanında olduğu gibi gidiyor iki yıl yurtdışında kalıyor, döndüğünde Türkiye'yi, Türkiye'ye ait değerleri küçümseyici bir tavır takınan, aşırı batılılaşmacı akademisyenlerimiz, entelektüellerimiz var. Sizin böyle olmanızı istemiyoruz. O yüzden sizinle sık sık bir araya gelip, bu konudaki düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. 1416 bizim için şu an itibariyle en önemli projelerden bir tanesi."
ÖĞRETMEN MERKEZE ALINMALI
Eğitim Reformu Girişimi'nden Batuhan Aydagül, öğretmenin merkeze alınmadığı bir eğitim sisteminin başarılı olamayacağını belirterek şöyle konuştu:
"’Çocukları niçin okula gönderiyoruz?’ tartışmasını izlemekte fayda var. Sanayi 4.0 tartışılıyor. Eleştirel akıl, problem çözme gibi 21’inci yüzyıl becerileri tartışılıyor. Süper insan ideali var orada. Katar, Sudi Arabistan yurtdışından üniversite ithal ediyorlar. ABD'ye para bastırıyor burada üniversite aç diyor. Çok enteresan bir zamandayız. Ama herkesin odağında öğretmen var. Öğretmeni birey olarak merkeze almayan hiçbir sistemin başarılı olma şansı yok. Yenilikçi araştırma yöntemleri bize ipuçları veriyor. Bunları kullanmalıyız. Değişen sınav sistemleri, müfredat tartışmaları… İnanılmaz çok veri var. Gittiğiniz yerlerden, oralardan çıkacak sonuçlara bu ülkenin çok ihtiyacı var. Öğrencinin öğrenmeye yaklaşımı pozitifse, çocukta öğrenme motivasyonu varsa o çocuk yoksul da olsa başarılı olur. Bilim felsefesinin çıktıya olan ihtiyacını hatırlayın ve çok iyi bilim insanları olarak memlekete dönmenizi bekliyorum. Yolunuz açık olsun."
BİRBİRİNE AKMAYAN GÖLLER GİBİYİZ
Eğitimpedia Kurucusu Ali Koç, Finlandiya eğitim sisteminden bahsederek şöyle dedi:
“Eğitimin özü itibariyle birebir olduğuna inanıyorum. Okul bireyin değil işçi ihtiyacından ortaya çıktı. O yüzden sanayi 4.0 tartışmalarına da uzağım. O bize olmaz demekten ve indirgemecilikten vazgeçmek lazım. Özel gereksinimli çocuklarımızın eğitim hayatına katılmasıyla ilgili çok önemli adımlar atıldı. Bizim bu ülkelerden alacağımız şey eğitim modelleri değil. Ulusal strateji oluşturmuş olmaları. Almamız gereken bu. Türkiye'de ne öğreteceğimize çok odaklanıyoruz. Öğrenmeye odaklanırsak çok değerli bir şey yaparız. Öğretmen ve öğrenci arasındaki iletişimin niteliği yükseltmeye hedeflenirsek çok şeyi başarırız. Öğretmen kadrolarının da kötü olduğunu düşünmüyorum. Öğretmenlerimizi güçlendirirsek, öğrenciyle arasındaki ilişkiyi güçlendirirsek ülke olarak çok şey başarırız. Bu topraklarda çok önemli eğitim deneyimleri yaşandı. Yeterki şunu yapalım. Biz, birbirine akmayan göller gibiyiz. Herkes kendi suyunda geziyor. Hem dünyadaki göllerden, hem ülke içerisindeki göllerden birbirine akış sağlarsak ülkede öğrenme devrimi başlar diye düşünebiliriz."
ÖĞRETMEN NİTELİĞİ ÇOK ÖNEMLİ
SETA Vakfı'ndan Müberra Nur Emin, yaptığı sunumda PISA'ya da değinerek şunları söyledi:
"Eğitim konusunda ortak akla ihtiyaç var. Yapılanları sadece yapanlardan dolayı eleştirenler olabiliyor. Eğitim konusunda siyaset üstü ortak akla ihtiyaç var. PISA'da Türkiye'nin kaçıncı sırada olduğundan çok eğitim karnesini görebilmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Finlandiya, Singapur gibi ülkeler ilk sıralarda yer alıyor. Finlandiya gibi nasıl oluruz şeklinde bir çabamız var. Eğitimi ithal etmek mümkün değil. Bizim 18 milyon öğrencimiz var. Oradaki modeli buraya taşımamız çok mümkün değil. Finlandiya'nın esnek yapısı var diyoruz. Sınav, okul konusunda esnekler. Güney Kore’de çok sınavların, yoğun ders programlarının olduğu yapı söz konusu. Orası da başarılı ülkeler arasında yer alıyor. Sınavlı ya da sınavsız olması başarı sağlıyor diyemiyoruz. Burada dikkat çekmek gereken şey metodolojileri. Öğretmenler konusunda çok nitelikliler. Öğretmenlerin toplumdaki statülüleri çok yüksek. Bu öğretmenleri yetiştirmek için hangi metotları uygulamak gerekiyor. Buna bakmalıyız."
MEB KADROLARINDA GÖREVLENDİRİLECEKLER
1416 sayılı Kanun kapsamında 2013'ten itibaren MEB adına yurtdışına öğrenci gönderilmeye başlandı. Sekiz farklı ülkede lisansüstü eğitimlerini sürdüren 222 öğrenci, öğrenimlerini tamamladıktan sonra bakanlığın hizmet kapasitesi ve kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmak, eğitim sistemleri ve uygulamaları konusunda ulusal ve uluslararası çalışmaları takip etmek ve Türkiye'de uygulanabilir metotlar üzerinde çalışmalarda bulunmak üzere Milli Eğitim Uzmanı kadrolarına atanacaklar.