Güncelleme Tarihi:
Yıllarca öğretmenlik hayali kuran ve ülkesine faydalı öğrenciler yetiştirmeyi amaçlayan Samsunlu Büşra Sezgin, Konyalı Naile Satılmış ve Ardahanlı Özge Cansu'yu, kaderleri, Yüksekova ilçesine bağlı Beşatlı köyünde bir araya getirdi.
Hayalini kurdukları mesleğe kavuşmanın sevincinin yanı sıra Yüksekova'ya atanmanın burukluğuyla köye gelen öğretmenler, öğrencilerle köy halkının gösterdiği ilgi karşısında tüm ön yargılarından kurtuldu.
Öğrencilerinin sıkıntılarını gidermek için kader birliği yapan öğretmenler, bu kapsamda Umutlu Çocuklar Derneğine ulaştı. Köyde ve okulda yaşadıkları iletişim sorununu gidermek için öğrencilerinin yardımıyla Kürtçe öğrenmeye başlayan öğretmenler, sosyal medya üzerinden de zor koşullarda okumaya çalışan çocuklara yardım çağrısında bulundu.
Yaptıkları çağrıyla öğrencilerin giysi ve kırtasiye malzemeleriyle okulun çeşitli ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayan öğretmenler, meslektaşlarını ve diğer kamu görevlilerini Yüksekova'da görev yapmaya davet etti.
"Çocukların gözlerindeki saflık ve temizlik bizi buraya bağladı"
Samsun'dan Yüksekova'ya atanan öğretmenlerden Büşra Sezgin, bir köy okulunda okuduğu için köyde okumanın zorluklarını bildiğini, bundan dolayı öğrencilere yardımcı olmaya çalıştıklarını söyledi.
Öğrencilerin gözlerindeki parıltıyı ve okuldaki sıkıntıları gördükten sonra diğer öğretmen arkadaşlarıyla harekete geçtiklerini dile getiren Sezgin, "Şubat atamasıyla Beşatlı Köyü İlkokuluna atandım. Haberlerde, Yüksekova ve Hakkari ile ilgili olumsuz haberler duyuyorduk. Bir telaşla geldim ama umduğum gibi değil çok farklı bir tabloyla karşılaştım. İnsanları misafirperver, herkes yardım ediyor. Bu yüzden burada olduğum için çok mutluyum, iyi ki buraya atanmışım" dedi.
Köy okullarında ihtiyaçların hiç bitmediğini, ilk geldiklerinde öğretmenlerin de sıkıntı yaşadığını belirten Sezgin, "Karşılaştığımız sıkıntılar karşısında yılmadık ve mücadele ettik. Çocukların gözlerindeki ışıltı bizi buraya bağladı. Onlara yardım etmemiz gerektiğini düşündük ve Umutlu Çocuklar Derneği'ne ulaştık. Bunun dışında başka kurumlarla da irtibata geçtik. Dernekten hemen geri dönüş oldu ve bize ihtiyaçlarımızı sordular. Çocuklarımıza kıyafet, ayakkabı, kırtasiye malzemeleri yardımlarında bulundular. Destek veren herkese teşekkür ederiz" diye konuştu.
"İlk geldiğimde 3 gün olay olmasını bekledim"
Konya'dan Yüksekova'ya atanan sınıf öğretmeni Naile Satılmış ise Yüksekova'ya atanmasının ardından ailesindeki herkesin ağladığını, kendisinin de tedirgin olduğunu ancak bunu ailesine belli etmediğini anlattı.
Bölge hakkında sürekli farklı haberlerin internette yer aldığını bunun da kendisini korkuttuğunu aktaran Satılmış, "Her gün olaylar oluyor dediler, ben de 'olay olacak mı?' diye her gün sokağa bakıyordum ama gördüğüm kadarıyla hiç öyle bir ortam yoktu. Burada eğitime daha çok ihtiyaç var. Ben okula geldiğimde öğrencilerimi gördüm, kucaklaştık ve artık beni bırakmak istemiyorlar. İlk sözleri 'Öğretmenim sen de gidecek misin?' oldu çünkü hep ücretli öğretmenlerden eğitim almışlar" şeklinde konuştu.
Bölgeden ayrılmayı düşünmediğini, burada meslek hayatına devam etmek istediğini belirten Satılmış, "Atanıp da buraya gelmeyenlere sesleniyorum; lütfen Yüksekova'yı medyada gördüğünüz gibi düşünmeyin. Ben buraya geldim çok mutlu oldum, insanlar çok yardımcı oldu. Yüksekova, medyada yansıtıldığı gibi değil, ben de buraya geldiğimde öğrendim" dedi.
Satılmış, köydeki vatandaşlarla ve öğrencileriyle daha iyi iletişim kurmak için çaba gösterdiğini bildirerek, bu amaçla Kürtçe kelimeler öğrendiğini söyledi.
Ardahanlı öğretmen Özge Cansu ise Yüksekova'nın tercihleri arasında yer almadığına değinerek, ilçeye gelirken büyük tedirginlik yaşadığını ve ailesindeki herkesin korku dolu gözlerle kendisini yolcu ettiğini belirtti.
Köye geldiğinde çok farklı bir ortamla karşılaştığını, medyada yer alanların aksine herkesin çok sıcakkanlı ve yardımsever olduğunu anlatan Cansu, Yüksekova'da görev yapmaktan çok memnun olduğunu ve diğer öğretmenlerin de çekinmeden buraya gelebileceğini belirtti.
"Öğrencilerin aileleriyle de kaynaşıyoruz"
Öğrencileri ve köy halkını çok sevdiklerini anlatan Cansu, şöyle konuştu:
"Öğrencilerimizin aileleri bize çok yardımcı oluyor. Öğle araları yemek ihtiyacımız oluyor, önceleri kendimiz bir şeyler getirip yiyorduk ama köy halkı bunu öğrendiğinde hoş karşılamadı. Şimdi her gün bir velimizin evine yemeğe davet ediliyoruz. Evlere gittiğimizde öğrencilerin aileleriyle de kaynaşıyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Biz hayatımızda hiç soba yakmamıştık. Burada velilerin desteğiyle soba yakmayı öğrendik. Atanıp da gelip göreve başlamayan arkadaşlar için ben bir şey söylemek istiyorum; Yüksekova'yı haberlerden görüp de değerlendirmekle kalmasınlar, gerçekten burası sanıldığı gibi bir yer değil. Biz çok rahatız belki batıda görev yapsak bu kadar mutlu olamayacaktık. Bu kadar değer görmeyecektik."