‘Türkçe’ paragraf sorusu korkusu

Güncelleme Tarihi:

‘Türkçe’ paragraf sorusu korkusu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2022 11:06

Ülkemizde Millî Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM tarafından yapılan sınavların tamamına yakınında karşımıza çıkan soru tiplerinin başında 'paragraf soruları', doğal olarak bu sınavlara girenlerin korktuklarını ifade ettikleri soruların da tepesinde yer alıyor. Sınavlarda Türkçe paragraf sorularına yönelik korku aslında sınav kaygısıyla oldukça ilgili bir konu. Sınav kaygısı bir yönüyle bütün öğrencilerin yaşayabileceği bir duygu olarak görülebilir. Bir dersi geçmek veya bir okul türüne yerleşmek için yapılan sınavlar doğası gereği öğrencide kaygı oluşturabilir. Bu noktada önemli olan kaygının miktarı ve bu kaygıyla baş edebilme gücüne sahip olmaktır.

Haberin Devamı

Dünyada farklı ülkelerde yapılan pek çok araştırma öğrencilerin her sınıf ve okul kademesinde (ilköğretim, ortaöğretim, üniversite vb.) sınav kaygısı yaşadığını ortaya koyuyor. Yine araştırma sonuçları, sınav kaygılarına yapılan müdahalelerin öğrencilerin başarılarına ve performanslarına olumlu yansıdığını da gösteriyor. Kaygıya yapılacak müdahale her ne kadar kurumsal olduğunda öğrencilerin çoğunluğuna yarar sağlayacak olsa da öğrencilerin kendi kaygı ve korkularının farkında olup dış müdahale beklemeden harekete geçmesi çok daha önemlidir.

STRESİN BAŞLICA NEDENLERİ
Ülkemizde genel öğrenci kitlelerinin katıldığı sınavlarda stres ve korkuların, sınava ne kadar hazırlanılmış olursa olsun, başarının önünde engel olduğunu görüyoruz. Bu stres ve korkuların kaynağında birçok şey bulunabilir. Ailelerin oluşturduğu baskılar, geleceğin o sınava bağlı olduğu düşüncesi, başarısız olma korkusu, aileden/çevreden kabul görme/görmeme endişesi, başarılı olduğunu kanıtlama isteği ve başkalarıyla yarışıyor olma fikri gibi durumlar en çok rastlanılan sebepler arasında sayılabilir.
Özellikle Türkçe dersleri kapsamında değerlendirilen paragraf soruları, öğrencilerin çözüp çözemeyeceklerine dair en çok endişe duydukları soru tiplerinin başında yer alıyor. Öğrencilerin önemli bir kısmı, paragraf sorularının çözümünün zaman alması veya burada çok uğraşırlarsa diğer derslerin sorularına ilgi ve motivasyonlarını kaybedebilecekleri gibi gerekçelerle ya çözümü erteliyor ya da doğrudan sorudan kaçınıyor. . Hâlbuki paragraflar sınavlar içinde önemli bir bölümü oluşturuyor, hatta diğer derslerin sorularında da bazen açıklama bölümü olarak karşılarına çıkıyor.

Haberin Devamı

ÖN YARGIYA KAPILMAYIN
Paragraf sorularına yönelik olumsuz algılar korkuyu çoğaltıp doğal olarak da başarıyı engelliyor. Henüz paragrafı okumadan ve soruyu çözme girişiminde bulunmadan; ‘bu paragraf çok uzun, asla anlayamam’, ‘bu soru çok zor/zora benziyor’, ‘ben bunu asla çözemem’ vb. ön yargılara sahip olan birinin paragrafı anlayıp çözme ihtimali de azalacaktır. Öyleyse öğrencilerimizin sahip olması gereken tavır, olumsuz hisleri bir tarafa bırakıp ön yargılardan kurtulmak ve paragrafı anlamak için gereken becerilerin kendilerinde olduğuna inanmaktır.

Haberin Devamı

Paragraf sorularının çözümünde gerekli olan kuramsal bilgiye ve deneyime sahip olan bir öğrencinin soruyu çözmekle ilgili korkuya kapılmasının yersiz olduğuna kendini inandırması gerekir. Yeterince hazırlanılmamış, okuduğunu anlamaya yönelik herhangi bir tecrübesi olmayan öğrencilerin soru çözmedeki başarısızlıklarını paragrafa bağlamamaları gerekir. Hangi sınava hazırlanılıyorsa o sınavın bütün soru tiplerinde önceden alıştırmalar yapmak, basitten karmaşığa ve kolaydan zora doğru bir anlayışla deneyim kazanmak lazımdır. Bu süreçte mutlaka doğru çözülebilen veya hata yapılan sorular olacaktır. Yapılan hatalarda soruların yanına eksi işareti koyup geçmemeli, özellikle öğretmenlerden yardım isteyerek dikkatten kaçan yerlerle ilgili bilgi almalıdır. Böylece benzer sorularda hata yapma ihtimalinin azalması sağlanabilir.

Haberin Devamı

PARAGRAFI OKUMADAN PARAGRAF ÜZERİNDE GÖZGEZDİRİN
Bir paragrafa bakıldığında ilk olarak hacmi göze çarpar. Özellikle uzun paragrafların öğrencilerin gözünü daha çok korkuttuğu da muhakkaktır. Uzun paragraflardan çekinen öğrencilerimizin ilk bilmeleri gereken konu, bugüne kadar elimizde uzun paragraflara dayalı soruların daha zor, tersinden söylersek de kısa paragrafların daha kolay olduğuna dair bir verinin olmadığı gerçeğidir. Bütün paragraf sorularında olduğu gibi uzun paragraf sorularında da soru tipini göz önünde bulundurarak bir çözüm stratejisi belirlemek gerekir. Mesela uzun paragraflarda soru veya paragrafa bağlı olarak oluşturulmuş sorulara önceden bakmak paragraf okunurken dikkatin toplanmasına yardımcı olabilir. Özellikle uzun paragraf sorularında (diğer paragraflar sorularında da tercih edilebilir), paragrafı okumadan önce birkaç saniye paragraf üzerinde göz gezdirmek oldukça yararlıdır. Böylece zihnimiz paragrafın geneli hakkında fikir sahibi olarak okumaya hazır hâle gelecektir.

Haberin Devamı

SADECE ÖNEMLİ YERLERİN ALTI ÇİZİLMELİ
Girilecek sınavlara bağlı olarak paragraf sorularının tipleri değişebilir. Soruya bağlı olarak tercih edilecek çözüm stratejisi sorunun başarılı bir şekilde çözülmesini kolaylaştırır. Öğrencilerimizin en sık düştükleri okuma hatalarından biri paragrafın tamamının altını çizerek okumaya çalışmalarıdır. Hâlbuki bir paragrafta yalnızca anahtar görevi gören önemli yerlerin altının çizilmesi oldukça önemlidir. Örneğin, öyküleyici anlatımla oluşturulmuş bir paragrafta yer, zaman, kişiler gibi ifadelerin altının çizilmesi anlamayı kolaylaştırabilir. Yine açıklayıcı bir paragrafta değinilen her bir farklı görüşe dair kısımlarda önemli ifadelerin altının çizilmesi yerinde olacaktır. Bunu yapmak özellikle ana düşünce ve yardımcı düşüncelerin tespitine yönelik hazırlanmış sorularda öğrencilerimizin işini kolaylaştırır.

Haberin Devamı

Ailelerin ve öğrencilerimizin dikkat etmeleri gereken en önemli husus, paragraf sorularının yalnızca bir sınav için çözülmesi gerektiğini düşünmemeleridir. Paragraflar esasında birer metin parçasıdır. Hayatımız boyunca okuyacağımız/okumamız gereken metinlerde karşımıza çıkacaklar ve bazen altına imza attığımızda bizi sorumlu hâle getirecekler, bazen bize sundukları bilgilerle yaşamımızda önemli fırsatlar yakalamamızı sağlayacaklardır. Paragrafta yazılanları tam ve doğru anlamak, okuduğunu tam ve doğru anlamak demek. Okuduğunu anlama becerisini kendiliğinden bize kazandıran en önemli meziyetin kitap okuma alışkanlığı olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Hem dünyada hem de ülkemizde yapılan araştırmalar, okuduğunu anlayan öğrencilerin yalnızca Türkçe ve edebiyat derslerinde değil bütün derslerde başarılı olduklarını ortaya koyar.

Diğer taraftan öğrencilerimizin genelde sınav kaygısıyla, özelde ise paragraf korkusuyla baş edebilmeleri için başlıca görevin ailelere düştüğünü ifade etmek zorundayız. Çocuklarımıza ilgi ve kapasitelerinin üzerinde yükler yüklemek onların bu yüklerin altında ezilmelerine, kaygılarının ve korkularının çoğalmasına sebep olur. Aileler elbette çocuklarının en iyi geleceğe sahip olması için en iyi okullarda okumasını isteyeceklerdir. Bu isteğin gerçeğe dönüşmesi için motivasyonu artırıcı yolları tercih etmek, çocuklarına sınav sonucu ne olursa olsun onları çok sevdiklerini ve onlara güvendiklerini ifade etmek oldukça önemlidir.

Prof. Dr. Muhammed Eyyüp SALLABAŞ KİMDİR?
1982 yılında Çorum’da doğdu. İlkokulu Tanyeri İlkokulu’nda okudu. Ortaokul ve lise eğitimini, Çorum Anadolu Lisesi’nde tamamladı. 2004 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu. 2004-2005 yılları arasında Bitlis Beş Minare Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni, Ahlat Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı. 2005-2011 yılları arasında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. 2007 yılında “İlköğretim Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Kendini Yazılı Olarak ifade Etme Kazanımlarına Ulaşma Düzeyi” adlı teziyle yüksek lisans, 2011 yılında “Aktif Öğrenme Yönteminin İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Konuşma Becerilerine Etkisi” adlı teziyle doktora öğrenimini tamamladı. Aynı yıl Yıldız Teknik Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü’ne yardımcı doçent doktor olarak atandı. 2014 yılında doçent, 2020 yılında profesör unvanlarını aldı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Ana dili olarak ve yabancı dil olarak Türkçe eğitimi, değerler eğitimi ve Türk kültürü alanlarında çalışmaları bulunmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.

BAKMADAN GEÇME!