Güncelleme Tarihi:
Times Higher Education’ın ilk kez açıkladığı ‘Gelişmekte Olan Ülkelerdeki En İyi Üniversiteler’ listesinin ilk 10’unda Türkiye’den 3 üniversite yer aldı. Boğaziçi 5’inci, İstanbul Teknik Üniversitesi 7’nci, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ise 9’uncu sırada bulunuyor. İlk iki sırayı ise Çin’deki Pekin ve Tsinghua üniversiteleri paylaştı. Bilkent 12, Koç 20, İstanbul 73 ve Hacettepe 80’inci sıradan ilk 100’e giren üniversiteler oldu. Times Higher Education Editörü Phil Baty, “Türkiye üniversiteleri iyi performans gösteriyor ama uluslararası görünürlüklerinin artması gerekiyor” dedi. Geçtiğimiz günlerde Koç Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda sıralamayı açıklayan Phil Baty Hürriyet’e, sıralamaların nasıl yapıldığını, en önemli kriteri, üst sıralarda yer almak için neler yapılması gerektiğini ve başarılı üniversitelerin zirveye nasıl çıktığını anlattı.
Özel üniversiteler avantajlı
Başarılı üniversitelerin eğitim, araştırma, alıntı, gelir ve uluslararası toplumdaki konumu gibi 5 kategoride, 13 farklı parametreyle sıralandığını anlatan Baty şu açıklamalarda bulundu: “Kriterlerin hepsinin dengeli olması gerekiyor. Ama en önemlisi araştırma sayısı ve üniversitelerin uluslararası alanda bilinirlikleri, yani itibar kriteri. Ayrıca ülkelerin jeopolitik konumları, ekonomik durumları da sıralamada etkili oluyor. Türkiye’den 7 üniversitenin ilk 20’de yer alması önemli. İlk sıralara baktığımızda Harvard ve Yale gibi üniversiteler oluyor genelde. Bu anlamda özel üniversitelerin daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Özel olmaları onlara esneklik ve dinamik bir yapı kazandırıyor. Bunlar yıldız akademisyenlerle çalışıyorlar ve onlara iyi bir maaş verilmesi gerekiyor. Dünyanın her yerinden öğrenci alıyorlar. Genelde varlıklı üniversiteler. Her üniversite üsttekiyle mücadele içinde. Bütçe ve para tabii ki çok önemli. Ama işsizlik oranının yüksek olduğu bir ülkede, öncelik üniversitelerin Harvard’a benzemesi olmaz.
Özel-Devlet dengesi var
‘Gelişmekte Olan Ülkelerdeki En İyi Üniversiteler’ sıralamasında ilk 20’de Türkiye’den hem devlet, hem de özel üniversite var ve aralarındaki fark çok küçük. Bu özel ve devlet arasında iyi bir denge olduğunu gösteriyor. Diğer ülkelerde ise özel ve devlet üniversiteleri arasında bu denge yok. Bu nedenle Türkiye’nin önemli bir yeri var. Buradaki akademisyenler yurtdışına çıktıklarında daha başarılı oluyorlar. Çünkü gittikleri yerlerde en üst düzey yayınlarda isimleri geçiyor. Makaleleri İngilizce yayımlanıyor. İngilizce’yi akademik dil olarak kabul ettiğimiz için bu önemli. Dilin uluslararası bilinirlik açısından önemi var. Bu da onların başarılarında etkili oluyor elbette.”
Değerlendirmede 4 kriter var
Sıralamayı yaparken anketler uyguluyoruz ve insanlardan uluslararası alanda bildikleri 15 üniversiteyi söylemelerini istiyoruz. Çoğunlukla 6 üniversite ismi verebiliyorlar. 15 isim saymaları için zorlamak istemiyoruz. Genelde Harvard, Yale, Oxford gibi isimler sıralıyorlar. Üniversitelerden verileri topluyoruz. Bunun dışında 50 kişilik danışman kurulumuz var. Anket sonuçlarını, üniversitelerden gelen verileri, alıntı oranlarını bu kurulla birlikte değerlendirip son şeklini veriyoruz. Anket uyguluyoruz ama insanlardan sıralama yapmasını değil, sadece üniversite ismi saymasını istiyoruz. Değerlendirme yaparken 4 kriterimiz oluyor. Araştırma, öğretme, alıntı ve uluslararası görünüm ile sanayi geliri. İlk 3’ü yüzde 30 etkili. Uluslararası görünüm etkisi oranı yüzde 7.5, sanayi geliri ise yüzde 2.5 etkili oluyor.