Güncelleme Tarihi:
Başkan Dönmez, 1 milyondan fazla canlı sınıf uygulaması ile 7 milyondan fazla öğrencinin sistemi aynı anda aktif olarak kullandığının altını çiziyor. Başkan Dönmez, “Bugünlerde internet sağlayıcı firmaların alt yapılarından ve aşırı yüklenmeden, siber saldırılardan kaynaklanan bazı sorunlar yaşandı. Daha önceki dönemde canlı ders için oluşturulan 40 bin kapasitenin yarısı bile kullanılmamışken bu dönemde kapasitenin 1 milyonun üzerine çıkarılmış olması nedeniyle sistem zorlanıyor. Fakat teknik alt yapı ile ilgili sorunlar çözülmesi nispeten daha kolay olanlar. Nitekim önemli ölçüde çözüldü. Önemli olan öğrencilerin motivasyonunun sürdürülebilmesidir” diyor. Dönmez, 10 maddede uzaktan eğitimde dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle anlatıyor:
5- MEB’in uzaktan eğitimde ders sürelerini 30 dakikaya indirmesi bu nedenle doğru bir uygulama. Ayrıca pasif alıcı konumunda kalan öğrencilerin dikkatlerini ve motivasyonlarını daha uzun süre canlı tutmaları mümkün değil.
6- Teorik derslerden çok yetenek ve beceri gerektiren sanat ve spor dersleri, öğrencilerin becerilerini geliştirebilecekleri tasarım beceri atölyeleri eğitsel anlamda uzaktan eğitimde yeri doldurulamayacak bir değere ve öneme sahip. Bu yüzden eğitimciler olarak dileğimiz ve çabamız bir an önce yaşadığımız salgın sürecinin sona ermesi ve çocuklarımızın arkadaşlarına, okullarına ve öğretmenlerine kavuşmalarıdır.
7- Bu süreçte kendisi ya da çocuğu zorlanan veliler hem ihtiyaç duydukları bilgileri temin etmek hem de psikolojik destek ve yönlendirme hizmetlerinden yararlanmak için okulların rehberlik servislerine başvurabilirler. İlgili alan uzmanları MEB’in ilgili birimlerince sürekli bilgilendiriliyor, hem yaşanan salgının psikolojik boyutları hem de sürdürülen eğitim etkinliklerinin detayları açısından donanımlı durumdalar.
8- Ailelerin sağlık, eğitim gibi konulara bakış açıları farklı olduğu gibi korku ve kaygıları da farklı. Okullarda her türlü önlem alınmış olsa bile velileri, çocuklarını bu ruh haliyle okula göndermeye zorlamak doğru değil. Kabul etmek gerekir ki, ailelerin bu kaygılarını çocuklarına yansıtma düzeyleri de birbirinden farklı. Bu durum çocukla okul arasında daha başlangıçta kurulması gereken ve pedagojik açıdan çok değerli olan sevgiye dayalı duygusal bağı zayıflatması, hatta korkuya dönüştürme potansiyeli yüksek olması nedeniyle yanlış.
9- Özellikle ortaokul ve lise düzeyinde öğrenim gören çocuklar için kimlik edinimi kritik bir gelişim görevidir. Kimlik edinimi de en güçlü şekilde gencin gerek akranlarından gerekse yetişkinlerden oluşan çevresinden rol model edinmesi ile gerçekleşir. Bu sebeple akran-akran ve çocuk-öğretmen iletişimlerinin sınırlanmasıyla meydana gelebilecek rol model eksiklikleri yine alternatif sosyal etkileşim ortamları sağlanması suretiyle desteklenmeli.
DUYGUSAL ÖĞRENMELER
10- Okul ortamında gerçekleştirilen öğrenmelerin büyük kısmı sosyal-duygusal öğrenmelerdir ve okul yaşamı bu öğrenmeler için geniş bir imkân sağlar. Uzaktan eğitimle sağlanabilen daha kısıtlı yaşantıların çocuğun gelişimine olumsuz etki etmemesi için aile tarafından alternatif yaşantılarla desteklenmesi olumlu bir yaklaşım olacak. Bu ve benzeri konularda ailelerin, okulun rehber öğretmeninden, rehberlik ve araştırma merkezlerinden destek almalarını öneririm.