Güncelleme Tarihi:
Dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olan ülkemizin bu büyüklüğü sürdürebilmesi ancak sosyal gelişimle mümkün olabilir. Sosyal gelişim için yapılması gerekenleri sadece devletten beklemek yeterli olamaz, çözüm değil. Sivil toplum, özellikle gençlerin öncülüğünde ve gençlerin girişimiyle bu konuda adım atmalı.
Sosyal sorumluluk kavramı hem bireylerin hem de kurumların sahiplenmesi gereken, toplumsal bir duyarlılık olarak ele alınmalı. Toplumsal gelişim için her bireyin ve her kurumun sorumluluğu vardır.
Kültürel alışkanlığımız nedeniyle toplumsal gelişimi merkezi devlet yönetiminden bekliyoruz. Bu alışkanlığı sorgulamalıyız, bu beklentiden vazgeçmeliyiz. Gelişim sorumluluğunun devlet ve yöneticiler kadar sivil girişimlerin de üzerinde olduğunu kabul ederek ilerlemek gerekir.
Gelişmiş ülkelerde toplumsal gelişimin temelinde sivil girişimler vardır. Bunun için özellikle eğitim sürecinde toplumun diğer kesimlerine göre avantaj elde etmiş ve eğitimlerini üniversitede sürdürme fırsatı yakalamış olan gençlerin sorumluluk üstlenmeleri önemli.
Toplum içinde beğenmediklerimizi sadece eleştirmekle kalmayıp, olumsuz olanı değiştirebilmeyi hedefleyerek belirli sorumluluklar üstlenip sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmek, toplumsal duyarlılık projeleri geliştirmek sadece toplumun geleceğine katkı açısından büyük değer oluşturmakla kalmaz, gençlerin kişisel gelişimine de çok büyük değer katar. Kurumsal ve toplumsal gelecek açısından çok önemlidir.
Sadece akademik başarı ve diploma yeterli değil
Üniversite gençlerinin öğrenim süreçleri içinde kendilerini sadece akademik başarıya, diploma almaya odaklamaları yeterli olamaz. Herhangi bir mesleğe girişte, pek çok işverenin önemseyeceği konuların başında, akademik performans başarısı kadar, o gencin üniversite sürecinde uğraştıkları, gerçekleştirdiği farklı projeler, üstlendiği sorumluluklar, özellikle toplumsal duyarlılığa gösterdiği özen olacak.
Sorumluluk üstlenmedikçe bireysel gelişim sağlamak mümkün olamaz, toplumsal gelişime de katkı sağlanamaz. Sorumluluk üstlenmenin ilk ve küçük adımlarını, mümkünse lise çağında, olmazsa mutlaka üniversite çağında toplumsal duyarlılık projelerine girerek denemek gerekir.
Gençlerin sosyal sorumluluk çalışmaları yapmaları gençlerle ilgili toplumda oluşmuş pek çok önyargının yıkılmasını sağlar. Gençlere fırsat verildiğinde neler başarabilecekleri somut olarak hem yerelde hem de toplum genelinde olumlu izlenimler oluşturur. Toplumun gençlere güvenmesini sağlar.
Gençlerin toplumsal sorumluluk projeleriyle yaptıkları, projelerden yararlanan ve etkilenen kişilere yarar sağladığı kadar, çevredeki insanlara, akranlarına ve kendilerinden yaşça küçüklere de örnek oluyor. Sosyal sorumluluk projelerine öncülük eden, katılan, bu alanda sorumluluk alan gençler erken yaşta çok önemli yaşam deneyimlerinden geçiyorlar.
İçinde yaşadığımız toplumu erken yaşta yakından tanıma olanağı buluyorlar. Gençler projeleri gerçekleştirme sürecinde, karşılaşılan zorlukları yenebilmek için ekip arkadaşlarıyla çalışmanın önemini ve yararlarını anlıyorlar. Süreç içinde yaptıkları ve yapacakları yanlışlardan birçok kalıcı öğrenim sağlıyorlar.
Toplumsal sorunların çözümü hızlanır
Sosyal sorumluluk projelerinde özellikle gençlerin girişimlerinin önemini vurgulamamın nedeni: Toplam nüfus içinde genç nüfusun önemli ağırlığı olan ülkemizde, gençlerin yaratıcı düşüncelerine, kendilerini ifade edebilmelerine önem vermeliyiz. Onlar, yetişkinlerin kalıplaşmış alışkanlıklarına farklı bakış açısı getirirler. Böylece sorunlara çözüm bulma olasılığı daha yüksektir. Gençlerin katılımıyla, yaratıcı fikir ve girişimleriyle üretecekleri yenilikçi projelerle toplumsal sorunların çözümünün hızlanma olasılığı fazladır.
Gençlerin sosyal sorumluluk alanında yaptıklarını dikkatle değerlendirmeliyiz. Bu alanda yetişkinlere düşen görev şu:
Hızla değişen dünyamızda, yetişkinler kendi ‘tecrübelerinin’ değerini fazla abartmasınlar. Yenilikleri gençlerden öğrenmeye açık olsunlar. Gençleri küçümsemesinler, onların toplumsal duyarlılık girişimlerine ve projelerinde ayrımcılık yapmaksızın, sosyal sorumluluk alanındaki girişimlerine destek versinler.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım gençler ve toplumsal duyarlılık kavramına en somut örnek Toplum Gönüllüleri Vakfı bünyesinde gençlerin yaptıkları çalışmalardır. 2002 yılında gençlerin öncülüğünde yetişkinlerin rehberliğinde, toplum hizmeti amacıyla kurulan bu sivil girişim bugün geldiği noktada ülkede 123 üniversitede yaklaşık 55 bin proje gönüllüsü gencin, yılda 1.500 kadar toplumsal duyarlılık projesi gerçekleştirmesiyle her yıl en az 500 bin insanın yaşamını etkiliyor. Gençlere fırsat verildiğinde neler başarabileceklerinin yüzlerce örneği Toplum Gönüllüleri bünyesinde gönüllü çalışmalar yapan gençlerin etkinliklerinde yaşanıyor.