Toplumsal cinsiyet nedir? Sosyolojide toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitsizliği terimleri

Güncelleme Tarihi:

Toplumsal cinsiyet nedir Sosyolojide toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitsizliği terimleri
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2021 03:50

Günlük yaşamda bazı sözcükler ve kavramlar çok yaygın kullanımdadır ve anlamları da genellikle bilinir. Fakat daha az kullanılan, daha seyrek işitilen başka sözcük ve kavramlarla karşılaşıldığında bunların manasa, ne anlama geldiği merak edilir. Toplumsal cinsiyet ifadesi de son zamanlarda sık sık duyulan ancak ne anlama geldiği pek bilinmeyen bir kavramdır. İşte, toplumsal cinsiyet nedir, sosyolojide toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitsizliği terimi ve konu hakkında çok daha fazlasını sizler için derledik.

Haberin Devamı

Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkek arasındaki toplumsal ve kültürel olarak inşa edilmiş farklılıkları ifade eden bir kavramdır.

 Toplumsal Cinsiyet Nedir?

 Toplumsal cinsiyet, bireylerin içinde doğduğu biyolojik kategoriye biçilen roller olarak tanımlanır. "Cinsiyet" ya da cinsel ilişki, bireylerin doğumuyla başlayan bir süreci anlatır, bireylerin eril ya da dişil cinsel organlar sahip olarak doğması durumunu anlatır. İşte toplumun ve içinde bulunulan kültürün, biyolojik cinsiyete ( kadın-erkek ) bağlı olarak bireyden beklediği davranışlardır.

 Toplumsallaşma denilen süreci daha yakından izah etmek gerekirse; toplumsallaşma, hayatın her döneminde aile, arkadaş, okul ve iş yeri, çevreler ve medya benzeri araçlarla yaşam boyu devam eden bir süreçtir. İşte tam olarak bu süreçte toplumun kültürüne, norm ve değerlerine göre "toplumsal cinsiyetin" rol ve davranışları öğrenilir, pekiştirilir ve içselleştirilir. Bunun ötesinde sosyolojik olarak bireylerin kendilerine ait cinsiyet tanımlamaları ise onların cinsiyet kimliğini oluşturur. Diğer bir anlatımla "toplumsal cinsiyet" kültür tarafından inşa edilmektedir.

Haberin Devamı

 Sosyolojide Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Eşitsizliği Terimleri

 Sosyal bir varlık olan insan yaşadığı toplumda var olmak ister. Bireyler toplum içerisinde, toplumun beklenti ve kurallarına ayak uydurarak var olmaya özen gösterir, önem veririler. Sosyal norm, bu kural ve beklentilerin tümüdür. Sosyal norm, sosyalizasyon denilen süreç ile birlikte öğrenilir. Sosyal normları öğrenmek ve sosyal normlara uygun yaşamak hem içinde bulunulan toplum tarafından bireye dayatılır hem de sosyal normların dışına çıkmak ciddi sonuçlar doğurabilir.

 Zaten bireylerin sosyal normlara uyarak yaşamaya itina göstermelerinin nedeni, toplumun "farklı" olan bireyi dışlamak, ayıplamak, yok saymak gibi toplumsal ceza ve baskılara tabı tutmasıdır. Bu "sosyal normlar" içinde cinsiyet rolleri önemli bir yer tutar. Cinsiyet, aynı zamanda sosyal bir statü sağlar. Esasında toplumsal cinsiyet kültür tarafından inşa edilir. Kadın ve erkeğe yönelik davranış ve tutumlar toplum tarafından belirlenmiştir. Cinsiyet rollerini oluşturan faktörler aşağıdadır:

Haberin Devamı

Aile, toplumsal rolün yerleşmesindeki en etkili faktördür.

Arkadaş ve okul; en etkin rolü oynayan diğer bir faktördür. Bireyin çevresi, kendilik algısında büyük bir rol üstlenir.

Medya; bireyin kendi cinsiyetine biçilen role bu vasıtalarla da tekrar tekrar maruz kalmaktadır.

Kıyafet ve oyuncaklar: Bireye biçilen rolü pekiştiren unsurlardır.

Bireylerin dünyaya gelmeleri ile başlayan toplumsallaşma süreci, bilgi ve beceriler, yapılan işler, tercih edilen meslekler gibi ayrımlarla aile, eğitim ve çalışma gibi yaşamın her alanında da devam eder.

 Toplumsal cinsiyet, toplumun içinde bulunulan kültürün biyolojik cinsiyete bağlı olarak bireyden beklediği davranışlardır. Rollerin toplum tarafından nasıl algılandığı da önemlidir. Bu algılamanın biçimi özellikle ataerkil toplumlarda kişiler arasında ayrımcılığa ve eşitsizliğe yol açmaktadır.

Haberin Devamı

 Eşitlik, sosyolojik ve hukuki bir terim olarak anlamlar içermektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği; her bir bireyin sosyal işlevselliğini maksimum seviyeye ulaştırmasını mümkün kılacak haklara sahip olmasını ifade etmektedir. Kişilerin, toplum içinde çeşitli istekleri, talepleri, ihtiyaçları, hedef ve beklentileri vardır. Tüm bunları karşılanmasında hiçbir ayrım yapılmaması "toplumsal cinsiyet eşitliği" ile herhangi biçimde ayrım ve ayrımcılıkla karşılanması ise "toplumsal cinsiyet eşitsizliği" olarak ifade edilir.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!