Güncelleme Tarihi:
Geçmiş dönemden veyahut günlük olaylardan esinlenilerek nüktelerle anlatılan fıkralar, dinleyicilerde hem kahkahaya dönüşmüş hem de onları düşündürmeye sevk etmiştir. Bu bağlamda fıkralar toplumların ortak kültürel görüşlerini, zekalarını ve hazırcevaplığını gösteren önemli bir edebi türüdür.
Fıkralar toplumlarda yaşanmış gülünç durumların, çarpıklığın, zıddiyetlerin ve çatışmaların geçmişten günümüze nüktedan bir dille anlatımlarını sağlamıştır. Bu anlatımlarda çoğu zaman güldürmüş çoğu zaman ise nüktenin altındaki düşüncenin önemini kavratmayı hedeflemiştir. Temel Dursun fıkraları da bunların en güzel örnekleridir.
Temel ve Dursun fıkraları Türk kültürünün en çok anlatılan ve güldüren fıkraları arasındadır. Bu coğrafyada yaşayan hemen herkesin en az bir tane Temel ve Dursun fıkrası bilmesi olası bir durumdur. En güzel, komik, eğlenceli, uzun ve kısa Temel Dursun fıkralarından örnekler verelim.
Tatbikat
Temel ve Dursun Askerliklerini birlikte yapıyorlarmış ve bir gün aynı askeri tatbikata katılmışlar. Tatbikat paraşüt ile uçaktan atlamakmış. Diğer askerler gibi sıra bizimkilere gelmiş ve kendilerini boşluğa bırakmışlar. Aksilik bu ya! Temel’in paraşütü açılmış lakin Dursun’un paraşütü açılmamış. Dursun Temel’e:
Ula Temel benim bu paraşüt açılmayi da!... Temel’de hemen cevap vermiş:
Ula uşağum yardımcı paraşütü aç, yardımcı paraşütü…
Dursun ne kadar uğraştıysa da bir türlü yardımcı paraşütü de açmayı başaramamış ve Temel’e:
Ula Temel bu da açilmayi da!... deyince Temel:
Boş ver uşağum nasıl olsa tatbikattayız da! demiş
Motor Arızası
Temel ve Dursun bir gün aynı uçakta yan yana seyahate çıkmışlar. Uçak gökyüzünde süzülürken birden bir ses işitmişler ve pilot:
Herkes sakin olsun motor arızası yaşandı, uçağın bir motoru devre dışı kaldı ancak telaş etmeye gerek yok
Aradan geçen bir süre sonra pilot tedirgin ve korkulu bir ses tonuyla ikinci bir anons daha yapmış:
Uçağın ikinci motoru da bozuldu.
Temel sonrasında Dursun’a gayet rahat, sakin ve huzurlu bir ses tonu ile:
Dursun desene ha bu geceyu da burada geçirecağuz.
Yol Çizgileri
Temel bir gün Karayolları Müdürlüğünde işe başlamış. Görevi de yol üzerinde bulunan şeritleri boyamakmış. Birkaç gün boyunca bu işini sürdürmüş ve bir gün amiri Dursun Temel’in yanına gelmiş ve Temel’e demiş ki:
Yahu Temel 5 gündür bu yolda çalışıyorsun. Birinci gün 700, ikinci gün 500, üçüncü gün 400 dördüncü gün 200, beşinci ve bugün de 100 metre boyamışsın. Yani her geçen gün tembelleşmişsin demiş. Temelde:
Olur mu hiç Dursun amirim aksine daha çok çalışıyorum ama her geçen gün boya kutusundan daha çok uzaklaşıyorum.
Yeni Geldim
Temel bir gün evinin damı akmasın diye çatıdaki kiremitleri tamire çıkmış. Tamir ederken birden ayağı kiremitlere takılarak 2. Kattan aşağıya düşmüş. Temel’i aşağıya düşmüş halde gören komşusu Dursun hemen olay yerine koşarak Temel’e yardım ederek onu yerden kaldırmış. Temel önce bir üstünü başını temizlemiş ve o sıra Dursun:
Ula Temel ne oldi? Nasul bu hale geldun sen? Temel:
Valla Dursun ne olduğunu bilmeyerum ki! Bende senin gibi buraya yeni geldum.
Tekne Küçük
Dursun bir gün Temel’i ziyarete gelir ve ona misafir olur. Temel Dursun’u alır çarşıda, deniz kenarında gezdirmeye başlar. Sonra Dursun sürekli karada gezmekten sıkıldığı için Temel’e:
Yahu Temel senin teknen var ama sen beni hep burada gezdiriyorsun. Hadi beni birazda denizde gezdir der. Temelde:
Gezdiririm ama bak hava kararmaya başladı fırtına çıkacak der. Dursun:
Yahu ne olmuş azıcık gezelim der ve Temel dayanamaz tekneyi çalıştırıp denize açılırlar. Biraz sonra Temel:
Dursun bu kadar yeter, fırtına geldi tekneyi alabora eder, haydi geri dönelim der. Dursun:
Bir şey olmaz Temel’im. Allah büyük der ve bunu duyan Temel hiddetle:
Ulan Allah büyük ama tekne küçük tekne.